Her sabah yaptığı gibi saat 06:30'da kalktı Youngjae. Yüzünü yıkadı, protein shakeini içti, 1 saatlik egzersizini yapıp duşuna girdi. Günlük rutiniydi bu Youngjae'nin. Değiştirebileceğini sanmıyordu, böyle mutluydu. Takıntıları olmasını bazen seviyordu, işte bu bazenlerden biri buydu. 06:30'da çalan alarmından hemen sonra yataktan kalkmalıydı. 06:32'de hala yatakta olursa o gün kendine ceza verip, işe giderken otobüse binmek yerine koşuyordu. Kendi kendine verdiği bu cezayı yememek için, her gün yataktan en geç 06:31 de kalkmış oluyordu. Hayatını düzene koymak için çok uğraşmıştı ve bu düzeni bozmamak için elinden geleni yapacağını düşünüyordu.
Özenle ütülediği kirli yeşil gömleğini, bej boğazlı kazağının üzerine dikkatle giydikten sonra üstüne taba renginde kaşe montunu geçirdiğinde, altındaki mavi mom kesim jeanin uymadığını düşünerek, üstündekileri çıkarıp koyu kahve mom kesim jeanini giymişti. Şimdi, giymeyi düşündüğü kalın tabanlı spor ayakkabılar ile kombininin eşsiz olduğunu düşünerek kapıya ilerledi. Kapıya ilerlerken, ceplerini kontrol ediyor, aklından bir şey unutup unutmadığını belki de beşinci kez geçiriyordu. En sonunda bir şey unutmadığına emin olduğunda, kapıyı açıp arabasına ilerledi. Minik, siyah mini cooperı gözüne bugün fazla kirli gelmişti, iş çıkışı arabasını temizlemeye götüreceğine dair aklına küçük bir not kazıdı. Anahtarı kontağa takıp, çalıştırdığında havanın soğukluğu yüzünden arabanın klimasını açıp, ısınmasını beklemişti. Arabasının ısınmasını hesaba katıp, evden 3 dakika erken çıktığı için mutluydu ve bunu dahil planlaması kendi kendini sevindirmişti. Yüzünde şapşal bir gülümsemeyle saate baktı ve 7:45'e döndüğünde gaz pedalına basmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Youngjae'nin kombini.)
İş yerine girdiğinde, herkesi saygıyla gülümseyerek karşıladı ve masasına geçti. Oturmadan önce her zaman yaptığı gibi, sandalyesi ve masasını özel üretim olan temizlik spreyiyle bir kez silmiş ve daha sonra oturmuştu. ''Uzun bir gün olacak, ama her zamanki gibi üstesinden gelebilirim.'' diye düşündü içinden. Koltuğunun derecesini ayarladıktan sonra, yere çizdiği ''bilgisayara olması gereken en yakın mesafe'' çizgisini geçmediğine emin olduktan sonra çalıştırdı bilgisayarını.
Son düzenlediği dosyayı da kaydettikten sonra, kaydettiğine emin olmak için kontrolünü yaptı ve gözleri sağ köşedeki saate kaydığında çoktan öğle arasına geldiğini farketti. Zaman hızlı geçmişti, belki de yavaştı ama Youngjae o kadar işi bitirmek için hızlı ilerlediğini düşünüp, bu akşam kendisini ödüllendirmek için bir saat boyunca en sevdiği sitcom olan 'Friends' izlemeyi aklına not etti. Koltuğundan kalktığında, her zaman yaptığı gibi sırtını ve kollarını gevşetip ofisin büfesine ilerledi. Kendine acı bir filtre kahve yapmak için tezgah arkasına geçti. Hassas tartısını tezgahın üstüne koyup, tam tamına 14,7 gram filtre kahve koyup kağıt filtresine koydu. Sıcak suyu da hazırlayıp, sonunda kahvesi hazır olduğunda sıcak kupayı eline aldı ve tekrar masasına ilerledi. Tüm arkadaşları öğle arasında, karşıdaki fastfood restoranına gider ve Youngjae'ye göre fazlasıyla yağlı ve baharatlı olan sağlıksız yiyeceklerden tükenirdi. Kahvesini yudumlarken, o yemeklerin midesine ne kadar dokunacağını düşünmüştü yanlışlıkla ve ister istemez ürpermişti. Alışık olduğu tattan bir yudum daha alıp, ruhunu ve midesini rahatlattı.
