chapter.1

958 41 48
                                    

Media: Miya Atsumu

-Saori Kita-

Uçaktan iner inmez Japonyanın özlediğim tozlu ve kirli havasını içime çektim. ''Vatana hoş gelmişim sefa getirmişim!'' diye sesli şekilde söylendim. Etrafımdakilerin garip bakışlarına aldırmadım. Uygulamadan taksi çağırıp bavulumun üstünde oturub beklemeye başladım. Kışın sonlarıydı ve hava çok soğuktu. 10 dakika bekleyişten sonra taksi gelmişti. Eşyalarımı yerleştirdikten sonra adresi söylemiş ve arka koltukta yerimi almıştım.

2 saatlik yolculuk sonrası eve varmıştım. Parasını ödedikten sonra eşyalarımı alıp evin önünde dikildim. Yüzümde buruk bir tebessüm oluştu. Büyükannemin vefatından 3 ay sonra ayrılmıştım ve yaklaşık 3 yıldır gelmiyordum. İçeri bahçeye girince herzamanki gibi düzenliydi. Bende olan anahtarı kullanıp eve girdim. Ev son kez nasıl gördüysem öyleydi. Temiz ve düzenli. Shinsuke'nin eve iyi bakacağından şübhem yoktu zaten. Eşyalarımı odama yerleştirdikten sonra evden çıktım.

Koşar adımlarla İnarizaki lisesine doğru gidiyordum. Aslında burada okumam lazımdı sadece spor kariyerim yüzünden 3 ay geç kalmıştım. Bu yüzden üniformam falan da yoktu henüz.

20 dakikalık yürüyüş sonrası gelmiştim. Buraya kayıtlı olduğum için sorunsuz gire bilmiştim. Önce müdürün yanına gittim. Sınıfımı falan öğrendikten sonra üniformamı alacağım yerin adresini verdi. Teşekkür edip çıkmıştım. Yarından itibaren derslere girmem lazımdı. Bugün ise boştum. 3-cü sınıfların kolidoruna girdikten sonra abimin sınıfına girdim. Ders boştu anlaşılan çünkü çok az kişi vardı ve onlar da ayaktaydılar ''Merhaba ben Kita Shinsuke'ye bakmıştım da nerede kendisi?'' diye sordum nazik olmaya çalışarak ''spor salonunda voleybol antremanında'' diyince teşekkür edip çıkmıştım. Tabii ki de şaşırmadım. Kendisi voleybol takımının kaptanıydı.

Kısa süre içinde spor salonunu bulmayı başarmıştım. Kapıdan içeri baktığımda voleybol oynuyorlardı. Bölmek istemediğimden kapıda beklemeye başladım ''oi neden takım arkadaşlarımı gözetliyorsun?'' diye birisi arkamdan sorunca ödüm bokuma karıştı resmen. Aniden arkamı dönünce karşımda 1.80 boylarında yeşil gözleri olan çocuk vardı. ''birşey mi lazım?'' diye sordu umursamazca ''antreman ne zaman biter?'' diye sordum ''birazdan'' dedi ve yanımdan geçerek içeri girdi. Saygısıza bak ya! Göz devirip ilerideki duvara yaslandım ve çıkmalarını bekledim. Bu zamana kadar da telefonumla uğraşmaya başladım.

-üçüncü kişiden-

Genç adam kapıda sapık gibi arkadaşlarını gözetleyen kızı boş verip içeri girdi. Fangirl falandır herhalde diye düşündü. ''Gelmeseydin bari Suna'' dedi Atsumu yarımsaat önce buradan ayrılan arkadaşına. ''Kapa çeneni Tsumu'' dedi oğlan umursamazca.

10 dakika sonra antreman bitmişti. Etrafı toparladıktan sonra herkes eşyalarını aldı ve spor salonundan çıktı. Sapık kızın hala orada olduğunu gördü Suna. Kız erkeklerin oradan çıktığını görünce gözleri parladı resmen. ''Vay bu da kim böyle'' dedi Atsumu güzel kız görünce aldığı yüz ifadesini alarak ''Suke-chan!'' dedi kız neşeyle onlara doğru koşarken ''Suke mi?'' dedi Osamu garip şekilde. Kız herkesi geçip en arkada olan takım kaptanına sıkıca sarıldı. ''Kita-san mı?!'' dedi herkes aynı anda. Shinsuke önce şaşırsa da burnuna dolan tanıdık kokuyla kollarını sıkıca kıza sardı. ''Geleceğini neden haber vermedin? Seni havalimanında karşılardım'' dedi genç adam ''süpriz yapmak istedim'' dedi kız tatlı şekilde ''Kita-sanın ne hoş sevgilisi varmış ya'' dedi Akagi gülümserken ''ha?'' dedi kız abisinden ayrılıp ona dönerken. Libero ona gelen keskin bakışlardan azıcık korkmuştu. ''Bence beni onlara tanıtsan iyi olur'' dedi kız şefkatle abisine dönerken ''çocuklar yanlış anlaşılma oldu galiba'' dedi kaptan ''bu benim kız kardeşim Saori Kita'' dedi kızı tanıtırken ''kız kardeşi mi?!'' dedi yine herkes aynı anda ''merhaba'' dedi kız onlara kısa şekilde el sallarken. Atsumu fırsat bu fırsat diyip öne geçti ve kendisini tanıtdı ''merhaba Saori-chan ben Miya Atsumu'' dedi ''yanlız senin için o Kita-chan olacak'' dedi kız düzeltme yaparken. Osamu ve Suna gülmemek için kendilerini zor tutmuşlardı. ''Tanıştırayım bunlar takım arkadaşlarım, Ojiro Aran, Omimi Ren, Akagi Michinari, Ginjima Hitoshi, Miya Atsumu, Miya Osamu ve Suna Rintarou'' dedi sonda yeşil gözlü çocuğu gösterirken ''memnun oldum'' dedi kız tebessüm ederken ''biz de öyle Kita-chan, bu arada Kita-chan demek garip hissettiriyor Kita-san demeğe o kadar alışmışız ki'' dedi Ginjima gülerken. Diğerleri de gülmüştü.

-Saori Kita-

''Kız kardeşinden hiç bahsetmemiştin Kita'' dedi Aran olan sessizliği bozarken. ''3 yıldır yurtdışındaydım. Bahsetmemesi doğal'' dedim. Shinsuke liseye başlamadan önce gitmiştim. Ve onu bilirim kendisinden bahsetmeyi sevmez. Bu yüzden sorulara kendim cevap vermeye karar verdim. ''Bence kader seni sen bizim menajerimiz ol diye getirdi Saori-chan, zaten menajerimiz yoktu'' dedi Atsumu hevesle ''birincisi Kita-chan* ve ikincisi voleyboldan hoşlanmıyorum'' dedim usluca. Ne çok konuşuyor bu. ''eh?'' dedi herkes aynı anda. Bu hallerine kıkırdamıştım ''ben voleybol oynuyorum diye kardeşim de voleybol oynamak zorunda değil'' dedi Shinsuke usluca ''voleybol için yurtdışındasınız diye düşünmüştüm Kita-chan'' dedi Osamu. İkizine rağmen nasıl da saygılı ama ^-^ ''hayır taekwondo ile ilgilendiğim için yurtdışındaydım'' dedim ona cevap verirken ''çok havalıı'' dedi Ginjima. ''Evet öyledir'' dedim kendimle gurur duyarken ''bize bir iki haraket göstersene'' dedi Atsumu ''sessiz olmaya alerjin mi var Atsumu'' dedi hiç konuşmayan tilki gözlü. ''Kapa çeneni SunaRin seninle konuşan yok zaten'' dedi Atsumu. Atsumu bana dönecekken Shinsuke'nin bakışları onun durdurdu ''ya da ne zaman rahat olursan o zaman gösterirsin Sao- Kita-chan'' dedi. İşte adamı böyle sustururlar!

Biraz sohbet sonrası eve herkes kendi sokağına ayrılmıştı. Biz de eve girdik ''üstünü değiştir rahat birşeyler giyin sana yemek hazırlayayım ben de'' dedi Shinsuke ''ben hazırlarım!'' dedim hevesle ''hayır senin mutfağa girmen yasak'' dedi. Eskiden yemek pişirmeye çalışırken herşeyi bir birine katardım sonra da büyükannem ve Shin beni mutfaktan kovardı. Aklıma gelen şeyle gülümsedim ''hadi ama o eskidendi İspanyadayken kendi yemeklerimi kendim yapıyordum'' dedim usluca ''o yüzden mi fazlaca kilo vermişsin?'' dedi bir kaşını kaldırırken ''hayır büyüdüm ve sporcuyum yediklerime dikkat etmem gerek'' dedim ellerimi belime koyarken ''itiraz yok'' dedi ''tamam ama hafta sonu mutfak bende olacak bilmeni isterim'' dedim merdivenleri çıkarken ''bakarız'' dedi mutfaktan bağırırken.

Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Sıcak duş sonrası siyah eşofman giyinip aşağı indim. Sofra hazırdı ve yemekler nefis görünüyordu ''uzun zamandır böyle nefis şeyler görmemiştim'' dedim gözlerim ışıldarken ''hani kendi yemeğini kendin yapıyordun?'' diye sordu bana bakmadan. Pot kırmıştım. ''senin yemeklerin daha güzel abiciğim'' dedim yanağına öpücük kondurup kendi yerime geçerken. ''Biliyorsun böyle tatlılıklar bana sökmüyor'' dedi chopstickleri eline alırken ''ah hadi ama'' dedim isyan ederken ''hadi soğutma da yemeğine başla'' dedi.

Yemeklerimizi bitirmiştik. Kanepede oturmuş TV izliyorduk. ''Saçlarını boyamışsın'' dedi saçlarımla oynarken ''beyaz saçlı olunca orada garip hissettim hem değişiklik olsun dedim '' ''Ne zaman geri döneceksin?'' ''noldu burada kalmamı istemiyor musun?'' dedim dudak büzerken ''ne kadar süre kalacağınla ilgileniyorum küçük canavar'' dedi ''hiç bir zaman. Temelli olarak geri döndüm'' dedim gözümü Tv'den ayırmayarak ''nasıl yani temelli? Peki ya-'' lafını böldüm ''federasyondan ayrıldım'' dedim ''ama nasıl hayallerinden öylece vaz mı geçtin?'' diye sordu dikleşirken. Taekwondo'nun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Çocukluktan beri bunu hayal ediyordum. Ama ayrılmak zorundaydım. İstemesem de. ''Sıkıldım'' dedim ''affedersin?'' ''Hı hı sıkıldım yeni birşeyler denemeliyim bence. Voleybol olur gibi ha'' dedim ona dönerken. Hala ağzı hafif açık bakıyordu ''biliyorsun en az senin gibi iyi oynuyorum doğru biraz paslanmış ola bilirim ama'' dedim kıkırdarken ''Saori sen voleyboldan nefret ediyorsun'' dedi düz şekilde ''dediğim gibi büyüdüm ve bazı şeyler değişti'' dedim ''daha demin hoşlanmadığını söyledin'' öyle mi söylemişim ya? ''Bak şimdi aklıma geldi benim formamı almam lazım yarın derse ne giyinirim hadi kaçtım ben'' dedim kalkarken ''bu konuşma burada bitmedi haberin olsun'' dedi ''kaykayım nerede?'' diye sordum yukarı çıkarken ''nereye bıraktıysan orada eşyalarına dokunmadım temizlemekten başka'' dedi ''güzel'' dedim ben de. Odama çıkıp kapuşonlu ceketimi giyindim ve masanın altında duran kaykayımı ve kulaklığımı alıp aşağı indim. Shinsuke kapıda bekliyordu ''kendim giderim sen git dinlen antremandan çıktın yorgunsun'' dedim ''bu saatte yanlız mı bırakayım seni?'' dedi. Dışarıya baktığımda hava kararmıştı ''biliyorsun bana birşey olmaz'' dedim kıkırdarken ''orasına şübhem yok zaten'' dedi ''hadi dinlen 1 saat çekmez dönerim zaten'' dedim ''tamam vardığında ve oradan çıktığında haber ver'' dedi ''tamamdır'' dedim ve ayakkabılarımı giyindim. Kulaklıklarımı taktıktan sonra kaykayımı sürmeye başladım.

🔸️İlk bölümü nasıl buldunuz? Sizce devam etmeli miyim? Olaylar yavaş ilerleyecek onu söylemek isterim çünkü bazen bir bölüm için fazla detaya gire biliyorum. Ama olsundu nolcak :D

Umarım hoşunuza gitmiştir. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın! Sevgiyle kalın<3

Other Kita | Suna RintarouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin