Deren'in Ağzından;
Bugün hayatımın en kötü günü. Galiba en yakın arkadaşımı 2 saat önce kaybettim. Senelerce kardeşim dediğim kız belkide sonsuza dek gitti ve ben hiçbirşey yapamadım. Bir yanlış 3 doğruyu götürebilir belki ama yılların dostluğunu götürür mü?- 2 SAAT ÖNCE -
Yarım saattir Gramafon Cafe'de oturuyorum. Birazdan en yakın arkadaşım Ahu gelecek. Zavallı kızın öğreneceği acı gerçekten haberi yok. Belkide bu gerçek dostluğumuzu sonsuza dek bitirecek ama bunu ona söylememden daha kötü olucak tek şey bunu ona başkasının ona söylemesi. Ben bunları düşünürken Ahu'nun neşeli sesi düşüncelerimi böldü."Hayırdır kimi düşünüyorsun kız?" Dedi en neşeli sesiyle, suratındaki gülümseme içimi ısıttı. Tekrar kötü düşünceler aklıma geldi. Ya bana bir daha böyle güzel gülmezse?
"Yok bir şey öyle dalmışım.Otursana?" Dedim elimden geldiği kadar gülümsemeye çalışarak.
"Sipariş verdin mi?" Dedi sandalyeye otururken "Pardon bakarsınız?" Dedi. Garson yanımıza yaklaşırken hemen sipariş verdi "Latte ve kakaolu pasta" dedi ve bana dönerek " Her zamankinden mi?" Dedi evet anlamında kafamı salladım " Karamelli espresso ve frambuazlı pasta "dedi. Garson gidince "Kerem nerede? " diye sordu. Ahu'ya Kerem'i çağırmasını söylememe gerek kalmadan Ahu Kerem'e mesaj atmıştı bile. Yüzünde kibirli bir gülümsemeyle " 5 dakikaya burda" dedi onun bu hali ... beni çok eğlendiriyordu. O sırada Kerem geldi. Yanımızdaki sandalyeyi çekip oturdu.
Kerem: "Selam gençler "
Ahu: " Selam naber? "
Kerem: " İyidir siz? "
Ahu: "İyi , hadi Deren ya çatlıcam artık anlat ne anlatacaksan! " Kerem anlamayan gözlerle bize baktı "Özelse nen kalk- " sözünü keserek " Hayır! Zaten seninde duyman lazım."
-" Ya anlatsana artık"
-" Ama beni sonuna kadar dinlemelisiniz"
-" Tamam"
-" Tamam"
Oturduğum yerde dikleştim ve derin bir nefes aldım "Öncelikle yemin ederim ki bu anlatacaklarım geçmişte kaldı. Ama yinede bilmeniz gerektiğini düşündüm " tekrar derin bir nefes aldım ve devam ettim " Nasıl arkadaş olduğumuzu hatırlıyorsunuz değil mi? Orta okula geçerken sınıflar iki şubeye ayrılmıştı . Siz ikiniz A' ya Alev B'ye yani sizin grup ayrılmıştı" Ahu anlamamış gözlerle bana baktı " Neden bunları tekrar anlatıyorsun ki, Alev'le konunun ne alakası var ?" " En çok Alev'le alakası var " " Siz Alev'le yıllardır bilmediğimiz bir nedenden küssün diye şimd-" "Alev benim en yakın arkadaşlarımı çaldı " diye bağırdım, bir anda ikiside şok olmuş gözlerle bana baktı. Sözümü kesmelerine izin vermeden devam ettim " Orta okulda siz ayrı sınıflara düşünce bir plan yaptım onun en yakın arkadaşlarını yani sizi elinden alacaktım , okulun ilk günü zaten çok yakın olmuştuk. Bana güvenmeniz için size sırlarımı verdim tabii sizde bana amacım sizin sırlarınızı başkalarına anlatmak değildi. Sizi Alev'in elinden aldıktan sonra arkadaşlığımızı kesecektim ve sırlarınız bende kalacaktı." Ahu ve Kere önce bana sonra birbirlerine baktılar "Ama amacıma ulaştıktan sonra sizle arkadaşlığımı kesemedim çünkü size bağlanmıştım" Ahu bana döndüğünde gözlerinin dolduğunu gördüm. Bu hali içimi parçaladı. Kerem ise kasılmış çenesi ve ifadesiz yüzüyle gözlerini bana dikmişti. Hayatımın en uzun bir dakikası boyunca birbirimize baktıktan sonra Ahu oturduğu yerde dikleşti ve " Söyleyeceğin başka bir şey var mı?" Suratı ifadesizdi. Başımı önüme eğip hayır anlamında başımı salladım. Ahu hayalkırıklığına uğramış bir tavırla "İyi" dedi gözlerini kaçırarak ve bu arada çoktan hesabı ödemiş olan Kerem'e kalktılar. Arkalarından gittim ve Ahu'nun koluna yapıştım "Ahu dur lütfen!En başında söylediğim gibi bunlar geride kaldı " gözlerim dolmuştu , Ahu'nun koluna girmiş olan Kerem'e dönüp "Kerem sende bir şey söylesene en yakın arkadaşlarımı tekrar kaybetmek istemiyorum" Ahu bir şey demeden hızlı adımlarla uzaklaştı. Tam arkasından gidecektim ki Kerem kolumdan tutup "Ahu'yu biliyorsun unutur. Ona biraz zaman tanı." Dedi kafamı tamam anlamında salladım. Kerem arabasına binip gitti ve ben arkasından bakakaldım.- ŞİMDİKİ ZAMAN -
Odamda biraz daha oturup Ahu ve Kerem'i ( daha çok Ahu'yu) düşündükten sonra kafa dağıtmak için solana indim ve televizyonu açtım. Açılan kanaldaki fragmanı görünce ağlamaya başladım.Bu Harry Potter ve Felsefe Taş'ının fragmanıydı.Ahu çok koyu bir Harry Potter hayranıydı. Bana çok kez izleyelim diye yalvarmıştı. Şimdi yanımda olsaydı da bütün gün bana Harry Potter izletseydi. Bu sırada çalan kapıyla düşüncelerim ve gözyaşlarım kesildi. İstemsizce kapıya ilerledim , ağlamaktan çatallaşmış sesimle "Kim ooo? " diye seslendim. Tanıdık bir ses tanıdık bir şekilde cevap verdi " Kilimcinin kör oğlu açsana lan kapıyı" duyduğum sesle gözlerim şokla açıldı "Ahu" " Açsana kızım kapıyı , dondum" hala şokta olmama rağmen kapıyı açtım. Elinde abur-cubur dolu poşetle bana gülümsüyordu. Tam bir şey söyliyecektim ki o konuşmaya başladı " Sana çok kızgınım, ki hala biraz kızgınım ama aklıma seni affetmek için bir yol geldi " Şaşkınca ona bakmayı sürdürünce devam etti " Bu akşam benimle Harry Potter izlersen seni belki affedebilirim" dedi ve muzurca gülümsedi. Sevinçten hemen boynuna atladım ve " Sen yeter ki iste! İstersen hepsini izleriz" dedim
Ve birlikte Harry Potter maratonu için hazırlamaya başladıkGaliba bizi hiçbir şey ayıramaz.. .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz İkimiz Siz Hepiniz
Chick-Lit"Bir yanlış üç doğruyu götürebilir belki ama yılların dostluğunu götürür mü" Ahu ve Deren'in bu sorunun cevabını arayışının hikayesi. Onların kaç yanlışı kaç doğrularını götürecek? Yoksa herşeye rağmen kalan tek doğru dostluklarımı olacak? ...