Dün gece
Şehrin en yüksek binası Manado otelinin çatısında, Scott'u içten içe yiyen fakat şehvetini arttıran, sebebini bilmediği his ile etrafı yepyeni bir ilgi ile süzmeye başladı.
" Bu tahriş edici şehir ışıkları gecenin siyah örtüsünü mahediyor. " diye söylendi. Kendini güç dolu hissediyor bir gece koruyucusunun gizemi ile. İçindeki karmaşık duygular çığı onu delirtiyordu. Boynundan şakaklarına kadar belirgin damarlar çıkmış, gözüne kan toplanmıştı. Son bir kaç gecedir binaların tepesinde sebebini bilmediği gözlemler yapıyor, vücudu fiziksel değişimler gösteriyor. Düşük frekanstaki sesler bile. Sokağın karşısındaki barda çalan müzik, tuvaletlerde yapılan ucuz sekslerin nefesi, hafif bir meltemin ağaçlar ile dansı, sirenler. Hepsi karanlık ile harmanlanıp bir düzen oluşturuyordu. Gecenin tatlı sesi.
Şuan araya girip herşeyi berbat ediyorum ama bunu nerede nasıl bağlayacağımı bilemedim. Ben de bölümü bozmak zorunda kaldım. Scott V17 virüsü taşıyor. Bu virüsü taşıyan bir Tarantuladan, normal bir yarasaya gen aktarımı sağlıyorsunuz. Ve yarasa karnını doyurmak için kan yalamaya çıktığı zaman ısırdığı canlıya virüsü geçirmiş oluyor. Bu virüs çeşitli fiziksel gelişimler sağlıyor. Ama güneş cildi tahriş ediyor. Kontrol kaybına yol açıyor.
Günümüz
Joanne büroya gitmek için evden çıkmış, arabanın motorunu çalıştırmıştı bile. Araba araç yolundan çıkarken tekerlek sesleri iyice uzaklaşıyordu. Ellerimi çözerek yataktan kalktım. Komodinin üzerinde durun sigara paketine uzanarak bir dal çıkardım. Dumanı usulca üflerken aynı sakinlikte gözlerimide kapadım. Şarjdaki telefonuma uzanarak sekreterimin numarasını tuşladım.
Cara'nın enerjik sesi " Vincent holding. " diye hoparlörde yankılandı.
" Cara, bugün için olan bütün toplantıları iptal et. Şirkete uğramayacağım. " görüşmeyi sonlandırdıktan sonra bir süre tavanı seyrettim. Ardından mutfağa yönelerek kalın panjurları indirdim ve sigarayı küllüğe yerleştirdim. Yaz güneşi hiç bu kadar yoğun olmamıştı. Dolaptan bir kutu süt aldıktan sonra onu tazgaha bırakıp dolaptan mısır gevreğini aldım. Kaseye doldurmak için eğdiğim sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan Nash'ti. Çağrıyı cevaplayarak sesi hoparlöre yansıttım ve gevreği koymaya devam ettim.
" Selam Scoty. "
Cansız bir ses ile " Selam dostum. " diye yanıtladım.
" Geçen haftaki kamp harikaydı ve bu sefer orman yerine sahil kenarında yapmalıyız. "
Kamp...
" Dinle kapatmam lazım, kendimi pek iyi hissetmiyorum. "
Bu nasıl daha önce aklıma gelmedi? Kampta, dışarıda uyduğumuz sırada kesinlikle bir şey oldu. Elimi tazgaha yasladığım sırada bir detayı kaçırdığımı fark ettim.
Lütfen hayalet okurluk yapmayın. Çünkü yeni yazmaya başladım ve desteğe ihtiyacım var yazabilmek için. Vote butonuna basmak çok zor sizi anlıyorum ama lütfen desteğinizi esirgemeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OIRA
Mystery / ThrillerGecenin tatlı sesine kulak ver. Şehrin en yüksek binası Manado otelinin çatısında, onu içten içe yiyen fakat şehvetini arttıran, sebebini bilmediği his ile etrafı yepyeni bir ilgi ile süzmeye başladı. " Bu tahriş edici şehir ışıkları gecenin siyah...