Bahçede bir banka oturup derin bir iç çektim. Tam bir aptal gibi davranıyordum. Ona neden öyle bakmıştım ki? Şimdi kim bilir hakkımda ne düşünüyordu. İşlerin içine sıçmakta üstüme yoktu.
Yanımda duyduğum adım sesleriyle o tarafa döndüm. Neden buradaydı? Makineden kendine bir içecek alıp yanıma oturdu. Onun olmadığı tarafa doğru kafamı çevirdim. Aramızda uzun bir sessizlik vardı.
Sessizlik beni rahatsız etmişti. Yan gözle ona baktığımda düşünceli bir şekilde yere bakıyordu.
N-neden yanımda oturuyor? Beni takip mi etmişti? Ama hiç sesi çıkmıyor. Bir ihtimal...acaba benim için... endişelenmiş miydi?
Ah, tabi Felix.. Kendini kandırma. Neden senin için endişelensin?
Pekala, kaybedecek neyim vardı ki? Artık bir şeyler yapmayı hiçbir şey yapmadan beklemeye tercih etmiştim.
" Hyunjin...Seninle konuşmak istediğim bir şey var. Dalga geçme çünkü, benim için önemli."
Bir çırpıda söyledim. Kararlıydım ve.. heyecanlı.
" Peki...? Dinliyorum."
" Kafama top geldiğinde bilincimi kaybettiğim zaman...Bir rüya, hayır! Ya da nasıl desem...bir paralel dünyaya gittim ve o dünyada, sen ve ben..bir çifttik."
Duyduğu şeyle yerinden sıçradı ve içtiği içeceği püskürttü. Boğazına kaçmış olacak ki bana kocaman gözlerle bakıp ne dediğimi anlamaya çalışırken öksürüp duruyordu.
" H-herneyse! O dünyadaki Hyunjin'e bizim bir çift olmamızın imkansız olduğunu söyledim...ama o, eğer onun bildiği aynı Felix'sem nerede olursa olsun bana tekrar aşık olacağından emindi."
"Bundan sonra bir sürü şey yaşadık ve seni..farklı bir yönden, görmeye başladım."
Heyecandan parmaklarımla oynarken o sessiz kaldıkça daha da gerilmeye başladım. Boşuna dil döküyordum. Öteki dünyadaki Felix şanslıydı. Benim aksime onu seven bir Hyunjin'i vardı.
" Bu yüzden şimdi, b-ben...ah üzgünüm. Unut gitsin."
Tamamen umudumu kaybettiğimde yerimden kalkıp gidecekken bileğimi kavrayan eliyle son bir kez ona döndüm. Endişeli gözlerle yüzüme bakıyordu. Titreyen dudaklarını araladı ve konuştu.
" Onun sana söylediği şeyler...çok da yanlış olmayabilir."
Ne söylemişti o? Yine bir rüyada falan mıydım?
" N-neden daha önce söylemedin o zaman?! Bu dünyaya döndüğümden beri her günümü seni düşünerek geçirdim. Ne kadar endişelendiğimden haberin var mı?!"
Yaşadığım şoktan sesim yüksek çıkmıştı. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Hyunjin, bana aşıktı. Benim Hyunjin'im.
" Senin de aynı hissettiğinden en ufak bir fikrim bile yoktu. Sana nasıl söyleyebileceğimi düşünüyorsun?! Benden nefret ediyorken?"
Nefes nefese kalmıştık. İkimizinde heyecanlandığı seslerimizden belliydi. Birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk.
Bu konuşmanın buraya geleceğini asla düşünmemiştim.
Daha sonra aklıma gelen şeyle dudaklarımı birbirine bastırdım.
[" Felix, başka hiçbir şey denemeyeceğim sadece, seni öpmeme izin ver."]
[" Y-yarına kadar bekleyelim."]
Mimiklerimin değiştiğini farkedince sorgularcasına suratıma baktı.
[" Evet, yarın hazır olacağım."]
Artık hazırdım.
Daha fazla beklemeden ellerimle suratını kavradım. Gözlerimi kapattım ve kendime çekip hızla dudaklarımızı birleştirdim.
O daha öpüşmemizi sindirememişken yavaşça dudaklarından ayrıldım ve içimdeki tüm mutluluğu suratıma yansıtıp ona baktım.
" Felix..."
" Haha, sanırım biz... öpüştük. Değil mi?"
Sertçe yutkundu ve iki elimi de ellerinin arasına aldı.
" Umm..Felix, bugün evimde kimse olmayacak. Diyorum ki..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
other him, hyunlix ✓
FanfictionFelix, gözlerini açtığında en büyük düşmanı Hyunjin ile bir sevişmenin ortasında olmayı beklemiyordu. !! Isekai Ni Tondara Rival Ni Hamerarete Mashita adlı manganın hyunlix'e uyarlanmış halidir !! | düzyazı | ☑︎ Tamamlandı. ⚑ hyunlix #3 [21.02.22] ...