Evet, ne yapacağımızı bilmiyorduk. Üstelik kraliçe, bundan bize haber vermeyi bile düşünmemiş.
İkiside şaşkınlıklarını attıktan sonra artık bi' karar vermeliydik. Hemen lafa Karl atladı.
Karl: Ne yapıcaz ?
Jack: Ah, hadi ama! Sen ne yapıcamızı biliyorsundur! Sonuçta kardeşimle her şeyin içinde bi' de yemek yemiştiniz!
Karl: Bak, ne kardeşine, ne de bana engel olmazsın! O senin kardeşinse benim de sevdiğim kız, tamam mı ?
Jack: Hâlâ 'Sevdiğim kız' diyo'!
Arran: Yeter ya! Burda sizin kavgamızı mı dinliyim, çözüm mü ariyim ?
Jack: Ama bu sorun en yakın zamanda hâlledilicek.(!)
Arran: Jack ?(!)
Jack: Tamam.
Karl: Hadi ama n'apıcaz ?
Arran: Aslında aklımda bi' fikir var gibi ama bilmiyorum. İşe yaramayabilir.
Karl: Ne olursa olsun anlat. 'B planı' olarak kullanırız.
Planımı, bir bir anlattım ve iyi bir fikir olduğunu dile getirdiler ancak hâlâ uygulayamazdık. Önce bekledik belki bi' hamle yaparlar diye ama nafile.
A Planı yapmaya koyulacaktık fakat kapının çalmasıyla oraya döndüm. Yine de A planı da hazırdaydı.
Artık kapı çalmasından bıkmıştım ve yaptığım küçük bir büyüyle kapıyı açtım.
İçeri Karla girdi, yani Jack'in kız kardeşi. Birden bağırmaya başladı.
Karla: Sizin olanlardan haberiniz yok mu ?(!)
Jack: Karl'la çıktığından mı ?(!) Maalesef ki var. (!)
Karla: Abi, şu an daha önemli bir şey oldu. Kraliçe haber yollamış, tüm ülkeye... Bi' salgın hastalık mı ne varmış, vaka sayısı çok olduğu için de Dünya'ya yani insanların olduğu gezegene gidiyoruz...
Arran: Devam et. (?)
Karla: O yüzden de hemen bügün toplanıp, 2 gün sonra göç başlıycakmış...
Arran-Jack-Karl: Ne ?(!)
Dedik aynı an da, Karla devam etti.
Karla: Hâtta gazetede ne yapmamız gerekenleri yayınlamış.
Karla, elinde olan gazeteyi bize uzattı ve biz var olan tüm hızımızla okuduk.
Maddeler:1) İnsanlara görünebileceksiniz.
2) Güçlerinizi kullanabileceksiniz fakat insanlara göstermemek veya nadir göstererek kullanabileceksiniz.
3) Eğer bir insan sizin cadı olduğunuzu öğrenirse; onu kimseye söylememeye ikna edeceksiniz.
4) Eğer olurda aşık olursanız; bunun sonuçlarına katlanmak zorundasınız.
5) Kadın cadılar ve kalan 3 erkek cadı ayrı yaşayacak. Yani; sadece kız kardeş, abla, anne gibi yakın akrabalarıyla görüşebilecek fakat kısıtlı olma şartıyla.
Bunlar ne biçim şartlar böyle ?(!) Aslında iyi oldu, 'A planı' olarak onlar bir şey yapmazsa biz duyuracaktık fakat onlar duyurmuşlardı ve sırada bizim 'B planı' uygulama vaktimize gelmişti.
Tabii ki onların yaptığı bu kurallara uyacaktık fakat bizim 'B planı' farklıydı.
Onlar bize orada kısıtlama koymuşlardı fakat tek sorun; erkek cadılar ve kadın cadırların ailelerinden ayrılmasıydı. Evet, yine buluşucak ve görüşücektiler fakat kısıtlı. Belki haftada ya da ayda 1 olabilir, bilemeyiz...
Karl: O zaman, ablam bensiz ne yapacak ?
Jack: Karla, sen ve annem idare edebilecek misiniz ?
Karla: Merak etme, biz başımızın çaresine bakabiliriz. Asıl siz kendinize dikkat edin.
Jack elini Karla'nın yanağına koyup okşadı.
Ben, annem ve babam olmadan çocukluğumdan beri yetimhanede büyüdüm. Biz cadılar, aileleri olmayanları yetimhaneye göndeririz. Ben de küçüklüğümü orada yaşadım. Şu an da yaşadıkları o 'kaybetme korkusu' ben küçükken bitmişti ve şimdi ise duygularım karmaşıktır. Yani, mutlu mu olmalıyım, mutsuz mu ? Anlamıyorum ki, hiçbir şeyi ve sanki hiç kimseyi...
Ne yapmalıydık şimdi ? Ne söylemeliydik ? Herkese haber salınmıştı. B planına geçmeli miydik ?
Birden Karl'ın sorusuyla ona döndük.
Karl: Ne yani ben şimdi Karla ile görüşemiycek miyim ?
Jack: Ah, Tanrım! Sen hâlâ neyden bahsediyorsun ?(!)
Karl: Düşüncelerin umrumda bile değil, ben Karla'yı SE-Vİ-YO-RUM!
Jack: Öyle mi ?(!)
Jack'in sorduğu bu öfke dolu soru sonrası yumruğu havaya kalktı ve hemen tek parmak şıklatmamla birlikte üçü de dondu. Şaka değil, ciddi ciddi dondular ama buz olarak da değil yani hareketsiz kaldı anlamında.
Artık kavgadan ve dövüşten uzak kalmak istememe rağmen Jack ve Karl olduğu sürece imkâsız.
Konuşmaya başladım.
Arran: Bakın, bu konuyu uzatmıycam. Jack, ister kabul et, ister etme ama bu ikisi birbirini sevdikten sonra zaten ruhlar birbirini çoktan tamamlamışlardır. Ruhlar ayrılmadığı sürece, kalpler ayrılmadığı sürece; sen de onları ayıramazsın. Bedenen belki ama kalben asla. Şimdi de diğer konuya geçelim ama önce sizi çözücem ve Karla, sen de eve git, eşyanızı toplayın.
Tekrar bi' şıklatma ile çözüldüler.
Karla evin yolunu tuttu, Karl da arkasından baktı. Karla arkasına dönüp öyle bi' baktı ki, görseydiniz; gördüğünüz bütün ayrılma sahnelerine değerdi. 'Kavuşup da kavuşamamak' bu olsa gerek.
Jack yanıma geldi ve arkasından da Karl. Konuşmaya başladım böylelikle.
Arran: Beklediğimiz bilgi geldi, ne yapıcaz ?
Jack: Beynim istesemde, istemesemde bi' türlü sonuca varmayı beceremiyo'.
Karl: B planı n'olucak ?
Jack: Doğru, B planı vardı.
Arran: B planı olduğunu ben de biliyorum ama ne yapmam gerektiğine karar vermiyorum.
Haklıydım. Ne yapıcaktık ki ? Evet, bi' planımız var ama ne yapıcaz ?
Evet, eğer istersek B planını uygularız fakat neyin, nasıl ilerleyeceğini bilmiyoruz.
Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk, orası tamam fakat bi' sorun daha vardı.
Beklenen bilgi gelmişti... Biz durmalı mıydık, ne yapacağımızı çözüp harekete mi geçmeliydik ?
Biz asıl şimdi ne karar vericektik veya vermeliydik ?
En önemli soru bunlar değil. En önemli soru tabii ki buydu;
beklenen bilgi geldiğine göre, biz şimdi ne yapacaktık ?
++++++++++++++++++++++++++++++++
Not: Konuşmalarda yazım yanlışı yoktur, ağızdan çıkış biçimiyle yazdım, günlük yaşamda konuşulan biçimiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülü Sevgi
FantasyBir cadının insan bir kadına aşık olup onu büyüleyip kendisine aşık edip daha sonra ise yaşayacakları serüvenin hikayesi +++++++++++++++++++++++++++++++ ... Layla: B-b-ben, özür dilerim. İ-istiyerek olmadı. Ben ne yaptım ? Ben onu, onu yaraladı...