"Sonra da baya baya uyumaya devam etti, yaşadığım şoku tahmin edebiliyor musun?"
Sarışın çocuk bu cümle üzerine tüm mekanı dolduracak bir kahkaha patlattı. Neredeyse üç yıldır burada Elijah'nın yanında kalıyordu; ancak dün gece yalandan bir proje bahanesiyle arkadaşında kalmış ve eve gelmemişti. Eğer bu olayların yaşanacağını bilseydi kesinlikle gitmez, arkadaşı ile saçma sapan bir yaz dizisi izlemek ve sıkıntıdan patlamak yerine bu komediye ortak olurdu.
"Peki sen ne yaptın hyung?"
"Ne yapacağım, çektim örtüyü üzerinden 'misafirliğin kısası makbulmüş, hadi siktir git artık' dedim. Bak ,aklıma geldikçe sinirleniyorum yine. Hayır bak daha da komik olan neydi biliyor musun, ben örtüyü çektikten sonra hiçbir şey olmamış gibi kalkıp duşa girdi ve çıktıktan sonra da izin alma gereğinde bile bulunmadan benim kıyafetlerimi giydi?! Bir insan nasıl bu kadar yüzsüz olabilir lan? Sanki babasının evinde köpeği havlıyor görgüsüz orospu çocuğunun. Hah, iyilikten maraz doğar dedikleri bu olsa gerek."
"Duşa girip de seni davet etmedi mi hyung? Cidden görgüsüzün tekiymiş"
Henüz boş olan mekan yine kahkaha sesi ile dolarken, Elijah kaşlarını çatmış ve gülmekten iki büklüm olmuş çocuğa dönerek elindeki kurulama bezi ile omzuna vurmuştu.
"Bir yüzsüz de burada. Beni konuşmaya tutup iyi kaytardın İzel, dön işinin başına."
Sarışın olan kıkırdayarak işine dönerken, Elijah da bıkmışlığının bir sembolü olarak sesli bir nefes verip Sebastian'ın mamasını kontrol etmek adına bankonun arkasından çıktı.
----------------------------------
[Arel ve Derin]
"Acaba diyorum Arel... Biraz abartıyor olabilir misin?"
Genç kız, sağ elinin işaret ve baş parmaklarının uçlarını aralarında ufacık bir boşluk kalana kadar birbirine yaklaştırmış ve tek gözünü kapatarak, iki parmağının arasındaki o küçük boşluktan karşısındaki gence bakmaya başlamıştı. Şimdi sanki kafası parmaklarının arasında duruyormuş gibi görünüyordu ve bu onu bir anlığına da olsa güldürmüştü.
"Pfft, neden abartayım ki? Tamamen gerçek bunlar."
Uzun saçlı kız ciddiyetini geri takınırken ellerini indirmiş ve gözlerini karşısındaki beyaz saçlı gence sabitlemişti.
"Yani dün gece bir anda bir grup adam gelip seni yakaladılar ve hiç bilmediğin bir yere götürüp seni dövdükten sonra bir sokağa bırakıp kaçtılar. Onlara karşılık verememe sebebin de gece geç saatlere kadar şirkette dosyalarla ilgilendiğin için çok yorgun olmandı ha?"
Arel onaylar biçimde başın salladı. Pekala, burası cidden doğruydu, en azından dosyalarla ilgilenme kısmına kadar...
"Bu sabah da tanımadığın bir psikopatın evinde uyandın ve senin evden çıkmana izin vermedi. Üstelik bu psikopat yetmiş ikinci katta oturuyordu ve sırf sen kaçmayı deneme diye tüm kapıları kilitleyerek anahtarları Fluffy adındaki, bir örümcek tarafından ısırılarak mutasyona uğramış üç başlı dobermanına yedirdi. Sonra da sen tam da işe gidemeyeceğin için üzülürken etrafı beyaz bir ışık kapladı ve Beşinci Boyuttaki dede gelip sana iman gücünü bahşetti, böylece sen de onları hakladın ve pencereden atlayıp fil büyüklüğündeki bir ebabil kuşunun sırtına binerek iş yerine geldin."
"Tamam, beni yakaladın. İşin aslı ebabil kuşu o kadar da büyük değildi!!"
"Arel..!"
Beyaz saçlı genç omuzlarını dikleştirip, dinlediğini belirtmek adına ufak bir "hm?" sesi çıkmıştı.
"Bu saçma yalanını baban nasıl yuttu bilmiyorum ama bana yutturamazsın, hemen şimdi işe neden geç kaldığının ve yüzündeki morlukların gerçek nedenini anlatıyorsun. Ayrıca bu gece de kafa dağıtmak için bir bara gidiyoruz ve bana yalan söylemeye çalışmanın bir cezası olarak tüm içkilerimi sen ödüyorsun.
Genç kız sakinliğini korumaya çalışırken, Arel sol elinin tersini alnına yaslayıp başını geriye atmış ve ağlamaklı bir tonla karşılık vermişti.
"Dede uyarmıştı beni, anlatma sana inanmazlar demişti. Ah zavallı ben şu işe bak, en yakın arkadaşım bile bana inanmıyor hâlâ eğlence peşinde!!"
Derin gözlerini kapatarak şakaklarını ovmaya başladı. Ne zaman sakinleşmeye ihtiyacı olsa yapardı bunu ve şu an sakinleşmeye gerçekten ihtiyacı vardı. Cidden, neden katlanıyordu ki bu aptala?
"Arel Fluffy Harry Potter'dan bir karakter ve Beşinci Boyut da bir samanyolu dizisi. Ayrıca her şey bir kenara SEN İMANSIZ BİR İBNESİN AMINA KOYAYIM HANGİ İMAN GÜCÜNDEN BAHSEDİYORSUN GERİ ZEKALI!!"
Derin'in sona doğru sesini yükseltmesi ile birlikte Arel olduğu yerde sıçramış ve tıpkı Derin gibi o da bağırmaya başlamıştı. Şirkette olmaları bile bir engel değildi onlar için; ki zaten herkes bu duruma alışmıştı.
"KULAĞIMIN DİBİNDE NE BAĞIRIYORSUN BE SARI ÇİYAN?!"
"BEN SARIŞIN BİLE DEĞİLİM AREL MAL MISIN?!"
------------------------------------------------------
Ne yazıyorum bilmiyorum ama eğleniyorum.
By.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dem || -arjah-
Fanfiction"Bunu bir ara tekrarlamalıyız." "Tam olarak neyini tekrarlıyoruz, dayak yiyip de kapımda bayılmanı mı?" --------------------------------------------------------------- İlk ve tek #arjah ficidir okumanızı tavsiye etmem.