bana bir baktı

13 2 0
                                    

Boğa adam onları şehrin diğer yakasına kadar hiç yorulmadan saatlerce kovalamış olsa da, Derin'in yirmi santimlik topukluları bu adrenalini kaldıramamış ve yolun yarısında kırılarak koşmasına engel olmuştu. İşte tam olarak bu noktada da Arel ve sonradan adının Gölge olduğunu öğrendikleri hawaii gölmekli herif, Derin ayakkabılarını eline alıp da uzaklaşabilsin diye adamı oyalama kararı almışlardı.

Aslında evet, ilk bakıldığı zaman kahramanca bir hareketti ve bu işin sonunda Derin onları affedebilirdi; tabi doğru düzgün başarabilseydiler... İki salak "oyalama" kavramını "daha da kışkırtmak" olarak algılamış olacak ki adamla birlikte yeni bir laf dalaşına daha girmiş ve sonunda kaçınılmaz bir biçimde önce adamdan, sonra da Derin'den dayak yemişlerdi. 

---------------------

"Ayaklarım ağrıdı yürümekten, şurada oturalım mı?"

Derin, gümüş bir ejder yüzüğünün süslemesine izin vermiş olduğu işaret parmağını kaldırıp hemen karşı kaldırımdaki binayı işaret etti.

"Açık mıdır ki?"

"Işığı yanan tek yer burası, açık olmak zorunda."

Derin elinde tuttuğu ayakkabılarla birlikte karşı kaldırıma geçerken, Gölge de yanında sallanarak yürüyen Arel'in kolunu kendi omzuna almış ve yürümesi için destek vermişti. 

Aslında Derin, Arel'in yürüyemeyecek bir halde olmadığını biliyordu. Onun canı kolay kolay yanmazdı, sadece tıpkı şu kucakta taşınmak için arabada uyuyor numarası yapan çocuklar gibi rol yapmayı severdi; ancak sırf Ra'nın sızlanmasını dinlememek adına duruma karışmak ve Gölge'ye gerçeği söylemek istememişti Derin. 

"Hangi salak mekanın adını Depresyon koyar lan?"

Üçü birlikte kahve tonlarının ağırlıkta olduğu mekana girdiğinde, ilk dikkatlerini çeken şey bar masasının arkasında duran neon "DEPRESYON" tabelası olmuştu. Tarif etmesi zor bir yerdi aslında; en başında bir bar olmak için fazla sakin ve basit bir kafe olmak için de fazla canlıydı ortam. Çalan müzik bile insanın kulağını rahatsız etmeyen cinstendi ve insan burada huzuru bulduğunu düşünebilirdi. 

"Büyük ihtimalle yabancı insanların evinde artistlik taslamayan bir salak."

Derin ve Gölge işittikleri yabancı ses ve kurulan cümle ile birlikte şaşkınca Arel'in olduğu tarafa dönerken, Arel ses tonunu tanımış olmanın verdiği bir rahatlıkla yavaşça dönmüş ve gülümsemişti. 

"Sana da günaydın güzellik, tekrardan."

"Ne arıyorsun lan benim mekanımda?"

Arel Gölge'nin kolunun altından çıkıp bar tezgahına yaklaştı ve dirseklerini soğuk mermere yaslayarak buz mavisi irislerini karşısındaki gence dikti. 

"Biraz buz ve sargı bezi iyi olabilirdi aslında, başım ağrımaya başladı; ama öncesinde ismini öğrenebilirsem çok daha hoş olur."

"İyi dinle, tekrarlamayacağım. Depresyon'a sorunlu tipleri kabul etmiyoruz ve sen şimdiye kadar tanıdığım en sorunlu yaratıksın, yani demem o ki: Siktir git."

Elijah kollarını çaprazlarken, Derin ve Gölge ne yaşandığını çözememiş olsalar da sessizce masalardan birisine oturmuş ve bu garip ikiliyi izlemeye başlamışlardı. Bar sahibi her açıdan sinirli görünse de nedensiz bir biçimde eğlenceli gelmişti bu, neredeyse boşalmış olan mekanda iki kişilik bir komedi şovu izliyorlardı sanki.

Arel umursamaz bir tavırla tezgahta duran mavi kaseye uzandı ve içindeki küçük çikolata benzeri şeylerden birkaç tane alıp ağzına attı. Kesinlikle beklediği o tatlı tadı alamamıştı.

"Likörlü mü bunlar?"

"Bak, salak mısın yoksa derdin duymazlıktan gelerek beni delirtmek m- tanrım, mamayı yemeyi bırak!"

"Ne maması lan, bebeğin mi var yoksa!?"

Beyaz saçlı genç sorgularcasına kaşlarını kaldırmış; ancak önündeki kaseden birkaç parça daha almayı ihmal etmemişti. Bebek maması olmak için fazla sertti bir kere bu şey, üstelik bir barda neden bebek maması olurdu ki? Büyük ihtimalle onu kandırıyordu.

"NE BEBEĞİ AMINA KOYAYIM KEDİ MAMASI O!!"

Arel'in kaba üçüncü defa uzattığı eli, Elijah'nın bağırması ve kabı önünden çekerek diğer uca koyması ile birlikte öylece havada asılı kalmıştı. Hangisi daha kötüydü bilmiyordu. Yemiş olması mı, yoksa beğenmiş olması mı? Beyaz saçlı olan put gibi hareketsiz kalıp utancında boğulurken, bu olaya şahit olanların arasındaki Gölge ise kahkahayı patlatan ilk kişi olmuştu.

"Arel gerçekten tam bir hayvansınWDSFGHJKLSKZ"

Barda kalan son birkaç kişi de belli ki sonradan Derin ve Gölge'ye katılmış ve Tom&Jerry'yi aratmayan bu ikiliyi izlemeye başlamıştı; zira Arel Gölge'ye çemkirmek adına arkasına döndüğünde, karşılaştığı kahkahalarla gülen tek kişi Gölge ya da Derin değildi.

"Alt tarafı kedi maması yedik aq ne var bunda komik olan? İstersem mama fabrikasını satın alır çerez diye satışa sunarım bu mamaları, nesi komik ulan?!"

"Sorun yok Arel, sen yemeye devam et."

Derin kahkasının arasında konuştuğunda, Arel bar tezgahının arkasında duran gencin de güldüğünü fark etmiş ve bir anlığına, sadece küçücük bir anlığına düşünmeden edememişti. Karşısında gördüğü ve henüz adını bile bilmediği bu genç, hayatında gördüğü en güzel gülüşe sahip olabilirdi.

"Ne o, mamayı önünden aldım diye intikam planı mı yapıyorsun? Buna neden olacak kadar güzel mi bari tadı??"

Elijah'nın konuşması ile birlikte Arel, gülüşüne dalıp gittiğini anca fark etmiş ve hızlıca kendine gelerek eski, arsız haline geri dönmüştü. Tadının iyi olup olmadığını sormuştu ona, değil mi? Ona gösterebilirdi. Ellerini bar tezgahına yasladı ve tüm gücünü kollarına verip kendini mermer tezgahın üzerine çıkardı.

"Ah, hayal bile edemezsin. Neden kendin bakmıyorsun? Tadı en az senin gülüşün kadar güzel, gün ışığı."

Beyaz saçlı olan kendini bir çırpıda bar tezgahının arkasına attığında, Elijah kaşlarını çatmış ve diğerinin ne yaptığını algılamaya çalışmıştı. Yeni tanışmış -hatta tanışmamış- olmalarına veriyordu ama onu tanımak gerçekten de zordu. Ne kadar düşünürse düşünsün, tüm kapılar az önce adının Arel olduğunu öğrendiği bu çocuğun ve film izler gibi onları izleyen iki arkadaşının delirmiş olduğu sonucuna açılıyordu.

"Ya amına koyayım sana mekanı terk et dedim, iki güldüm diye yüzsüz gibi dibime giriyorsun sik-"

 Arel, karşısında konuşan genci umursamadan Sebastian'ın mama kabından aldığı tanelerden birisini ön dişlerinin arasına aldı ve Elijah'nın cümlesini bitirmesini beklemeden, dudaklarını karşısındaki gencin konuştuğu için aralık olan dudaklarının üzerine bastırdı.

Sonuç her zamanki gibi umurunda değildi, o an tek yaptığı şey dişlerinin arasında duran mamayı karşısındaki gencin aralık dudaklarından içeri itmek ve anı yaşamak olmuştu. 

"Bunu yapmak için henüz erken değil mi?"


-------------------------------------------------------------------------------------------------


Kendimi, hayatı, Derin'i ve içtiğim elma suyunun neden böyle garip göründüğünü sorguluyorum. Bana sakın tek kelime etmeyin ve sormayın ve bilmiyorum ve bb.















Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dem || -arjah-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin