Herkese selamlar. Yeni ve ilk kurgumu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Umarım beğenirsiniz. Bölümle uyumlu olduğunu düşündüğüm şarkı ekledim. Şarkı ile dinlemenizi isterim.
Keyifli okumalar...
Bölüm Şarkısı: Bildiğin gibi değil
Hüznü dağlara, taşlara, yollara ama en çokta bu yıllarını verdiği herkesin imrenerek baktığı aşka küstü genç çift.
Yıllardır sevdalarından bir tutam bile eksilmeyen, gittikçe birbirlerine daha sıkı sarmaşıklarla dolanan Berfu ve Ali duydukları yüzünden 10 seneyi aşkın, her tuğlasını sevgiyle, merhametle inşa ettikleri dünyalarının iskelesi bir bir aşağı düşüyordu.
Olmuyordu. Ne kadar çok isteseler, çabalasalar olmuyordu. Yıllardır dillerinden eksik etmedikleri dua birdi. Kendileri gibi. Yuvalarına bir kuş konsun istiyorlardı. Ama yıllardır o kuş o eve uğramamış her denemeleri hüsranla bitmişti. Gitmedikleri doktor, uygulamadıkları teknik, kullanmadıkları ilaç kalmamıştı. Hepsinden olumsuz sonuç almışlardı. Giderek ümitleri kırılmış artık yataklarının ortasında minik ellerin hayalini bile kuramıyorlardı.
Sevdaları bunu da göğüsledi. Birbirlerine yettiler. Ama bu yere batasıca töreler ellerine dikenli görünmez kelepçeler vurmuştu.
Genç adam ne kadar dil dökse, ne kadar yalvarsa da aile büyüklerinin aldığı bu kararı değiştirtememişti. Hoş zaten burada böyle şeylerin olması pek de mümkün değildi zaten.
Aşkın en güzelini beslediği kadına nasıl ihanet edecekti? Nasıl başka birini koynuna alacak ondan bebek yapacaktı? Yalnızca Berfu'su ile kurabilmişti bu huzur kokan hayali. Bir bebek... İnadını Ali'den güzelliğini, merhametini Berfu dan alacaktı.
Nasıl gözünden sakındığı saçının tel teline zeval gelmesinden korkan can yoldaşının üstüne bir kadın getirecti ve onunla bir bebek yapacaktı. Hayır hayır bu düpedüz yârine ihanetti. Yapamazdı.
Düşünceleri beynini yiyip bitiren Ali Ağa avlunun ortasında bir o tarafa bir bu tarafa ritim tutarak yürüyordu. Başı hayatına yüklenen yüklerden çökmüş omuzlarının üzerinde zar zor ayakta duruyordu. İçeride aile büyüklerinin son toplantısını yâri ile istediği gibi sonuçlanması için Allah'ına dualar ediyor, etmekle kalmayıp yalvarıyordu.
"Ağabey, içeriden bekliyorlar seni."
Kardeşinin yüzüne kısa bir süre göz attı. Bi umut filizlensin istiyordu içinde ne yazık ki kardeşinin dümdüz suratından olmasını korktuğu şey bu sefer içine öfke tohumları ekiyordu. Sabırsız adımlarla vardığı salona bir hışımla girdi. Babası, amcaları diğer aile büyüklerinin yüzüne baktı genç adam. Umut etmeden yapamıyordu. Aralarında sözü saygıyla dinlenen, ne denirse yapılan her sıkıntıyı büyük bir özenle çözen Said amcasının söze girmesiyle sen defa besmelesine çekti ve dinlemeye başladı.
Duydukları isteyeceği şeyler değildi genç adamın. Şu hayatımızda olmazsa olmazmız umut yakasını bırakmıyor bir ihtimal diye bekliyordu adamın yüreğinin köşesinde.
"Ali'm. Hepimiz enine boyuna düşündük..."
Derin bir nesef aldi genç adam va can kulağı ile dinlemeye devam etti.
"Ailemizin soyunu devam ettirecek sensin böyle bir şeyi istemediğini biliyoruz ama yapacak bir şeyimiz yok. Sen bu ailenin büyük erkek evladısın ve bizim aşiretimizin ağasısın. Daha önce aldığımız karar değişmedi senin için zor olduğunu biliyorum. Alışacaksın. En kısa zamanda uygun görülen kız ile nikahın kıyılacak! Hazırlıklı olun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
SpiritualHayat ne kadar acımasız olabilir? Bu omuzlara yüklenen yük ne kadar ağır olabilir? Her seveni birbirine yâr etmiyor. Ettiğini de türlü türlü imtihanlarla sınıyor. Ama bu imtihan çok ağır. Omuzlarında ki koca cihana bedel yükleri nereye kadar taşıy...