7

399 70 60
                                    

'Biliyorum ancak yine de...'

•••

"Orospu çocuğu!"

Kısa saçlı kız kalabalığı ittirip büyük adımlarla arabanın önüne geldi ve karşısındaki oğlana sert bir tokat attı.

"Kardeşimin bilekliği sende ne arıyor? Bunca zaman nerdeydin? Tüm bunları bize neden yaptın? Diğerleri nerde?"

Genç kız her soru cümlesinin ardından arabanın yanıbaşındaki Yeonjun'un göğsüne minik yumruklar atıyordu. Gözlerinden akan yaşlar hızlandı. Artık ağlayışını gizleyemiyordu. Uzun boylu çocuk kırgın yüz ifadesi ile başını kaldırdı ve üstüne gelen kıza bir hışım sarıldı.

Ryujin bunu beklemiyormuş gibi duraksadı. Uzun zaman sonra bu hissi hissediyordu. Özlemine yenik düştü ve o da oğlana geri sarıldı. "Bunca zaman nerelerdeydin. Sana ihtiyacımız vardı." Kızın ağlamaktan boğuk çıkan sesine gülümsedi oğlan.

"Üzgünüm..."

İkili ayrıldı ve Yeonjun bileğindeki bilekliği çıkarıp genç kızın bileğine taktı. "Kardeşini kurtarasıya kadar seninle kalmalı." Ryujin bir oğlana bir de bilekliğe baktı. "O hala hayatta, değil mi?"

Ve genç oğlan, kızın sorusunu buruk bir gülümseme ile cevapsız bıraktı.

•••
2 Saat Sonra

"Hoon? Hava karardı. Burada yalnız başına ne arıyorsun?"

Jay, kamp köşkünün terasına çıktığında yalnız başına oturan arkadaşıyla karşılaşmıştı. Oğlanın yüzünü seçebilmek adına teras ışıklarını yaktı. "Sen ağlıyor musun?"

Sunghoon, gözünden akan yaşlarla boş boş yere bakıyordu. Oturduğu sandalyede aşağıya kaymış ve ağlamaktan burnunun ucu kızarmıştı.

"Ne oldu Hoon?" Jay endişeli ses tonu ile arkadaşının yanındaki sandalyeye oturdu.

"Sunoo ve ben bitirdik."

"Ne!"

Harap olmuş oğlanın gözündeki yaşlar kurumadan diğerleri akıyordu. Jay arkadaşını ilk defa bu halde görüyordu. "İyi de neden?"

"Bilmiyorum farklı biri gibi davranıyordu. Eşyalarını topladı, Jake ve Jungwon ile şehir merkezine geri döneceğini söyledi. Gitmemesi için yalvardım."

•••
Yarım Saat Önce

"Artık yapamıyorum neresini anlamıyorsun? Daha fazla sorumluluk alamam Sunghoon. Tanımadığım beş salak oğlanı bulmak için hayatımı daha fazla riske atamam. Ordan bakınca gerizekalı gibi mi duruyorum?"

Pembe saçlı oğlan stabil sesi ve mimiksiz yüzü ile kıyafetlerini bavuluna yerleştiriyordu. Sunghoon ise diğer oğlanın yanında dizlerini kırıp yere oturmuş ve hıçkırıklarının arasında konuşuyordu.

"Nasıl böyle düşünebilirsin? Daha dün oğlanlar için endişeleniyordun. Elimi tutup beni bırakmayacağını söylemiştin. Biz birbirmiz için ailelerimizi geride bıraktık. Neden şimdi böyle yapıyorsun?"

Siyah saçlı çocuğun ağlayışı şiddetlenmişti. Garip olan ise Sunoo'nun yüzünde hala gram mimik yoktu. Bavulunun fermuarını kapattı ve yere kapanarak ağlayan acınası oğlana döndü.

"İnsanların fikirleri değişebilir Sunghoon. Daha demin hiçbir şey hatırlamamalarından yararlanıp Jungwon ve Jake ile konuştum. Onlarda benimle geliyorlar. Sende umarım kafanın içindeki beyin isimli organını bir gün kullanabilirsin."

Pembe saçlı çocuk duygusuz sözcüklerini harap olmuş oğlana savurup dışarı çıktığında, Sunghoon hayatında ilk defa nefessiz kalıcak kadar ağlama krizine girmişti.

•••

"Demek öylece çıkıp gitti ha?"

Sunghoon başını sallayınca Jay oğlanın elinden tuttu ve onu ayağa kaldırdı. "Tamam daha yola çıkmamışlardır. Onları durdurmak için zamanımız var."

İki yakın arkadaş aşağıya inmek adına teras kapısına döndüğünde onları başından beri dinleyen Yeonjun ile karşılaştılar.

"The Ripple Man yapıyor. Sunoo nasıl biri tanımıyorum ama o yaratık ne zaman planlar yolunda gitse diğerlerinin bilinçaltına girip ortalığı boka çeviriyor. Erkek arkadaşının bunu kendi iradesi ile yaptığını sanmıyorum."

Sunghoon uzun boylu oğlana yaklaştı. "Onu kendine nasıl getirebilirim?"

"Basit. Ona kendine ait stabil bir şeyini göster. Hissetmedikçe kendine gelemez."

Sunghoon gülümsemeye çalışarak teşekkür etti ve sevgilisini durdurmak adına köşkten çıktılar. Jay eli ile karşıyı gösterdiğinde Sunghoon, bavullarını hazırlamış kamp kapısında çıkmaya çalışan üçlüyü gördü.

Oğlan sert adımlarla koştu ve sevgilisinin önünde durdu. Sunoo'nun yüzü hala stabildi. Sunghoon içinden TRM yaratığının varlığına küfür ederek pembe saçlı oğlana yaklaştı. Umuyordu ki Yeonjun'un dediği şey işe yarasın. Ve artık kendini tutamadan karşısındaki oğlanla dudaklarını birleştirdi.

be sacrificed 2 | enhypenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin