Glitchtrap

184 13 6
                                    

Yine her zamanki gibi odama sızan güneş ışıklarıyla uyandım Mike'ın odasına gittim ve odasında yoktu sonra salona doğru gittim ve ağlama sesleri duydum ve babamın sesini! gizlice salonun kapısından içeriye baktım.

Wiliam: *Mike'ı dövüyor* SANA KAÇ KERE DEMELİYİM LANET OFİSİME GİRME.

Mike: *ağlıyor* bir daha y-yapmayacağım.

Wiliam: çalışma bile.

Babam başka bir kapıdan diğer koridora gitti o gittiği anda Mike'ın yanına gittim her yeri yara bere içindeydi onun için endişelendim ilk defa Mike'ı ağlarken görüyordum onun yaralarını bir bez ile sardım 

Evan: i-iyi misin..?

Mike: *göz yaşlarını sildi bana baktı* o adam bir şeytandan başka bir şey değil, ondan nefret ediyorum.

Evan: ama o bizim babamız-

Mike: ESKİDEN BÖYLE DEĞİLDİ *derin bir nefes aldı ve yere baktı* eskiden böyle değildi... asla vurmazdı gereksiz yere kızmazdı..

Evan: bunu düzeltemez miyiz?

Mike: sanırsam hayır. *ayağı kalktı ve odasına doğru gitti*

Babamın ofisine gitmeye karar verdim ve ofisin önüne sessizce geldim ve birden kapıyı açtım içeride tavşan kostümü giyen birisi vardı ve etraf çok garipti etrafta oyun hatalarında gözüken şeyler gibi şeyler vardı tarif edemiyorum babam o tavşanla konuşuyordu ve ben girince ikisi de bana bakmaya başladı ve tavşan üstüme doğru gelmeye başladı dona kalmıştım neler oluyordu?!

tavşan kostümlü adam: *Evan'ı yakasından tutup havaya kaldırır* burada ne işler çeviriyorsun minik fare :]?

Sesi bozuk bilgisayar  sesi gibiydi aşırı korkmuştum çok fazla korktuğum için belli bir süre konuşamadım.

Evan: ş-şey ben-

tavşan kostümlü adam: bunlar aramızda kalacak minik fare yoksa-  *bir bıçak çıkarır*

Evan: *beti benzi attı*

Bağırmamak için o kadar zor durdum ki bir anlığına cidden kalbimin duracağını hissettim robotlar,garip robot taslağı gibi şeyler olan kağıtlar,babamın garip ofisi ve karşımda şuan bıçaklı bir serseri var?! bir rüyada falan mıyım ahh dostum kafayı yedim galiba bunlar gerçek olamaz- değil mi yani- bıçaklı serseri beni ofisin dışına bıraktı ve göz kırpıp kapıyı kapattı ve Mike yanıma doğru geldi.

Mike: saatlerdir seni arıyordum neredeydin?

Evan: şey- sadece tuvaletteydim-

Mike: *elini yüzüne hafifçe vurdu* ah tanrım oraya bakmayı nasıl akıl edemedim herneyse aç mısın?

Evan: evet

Mike kolumu hafifçe kavradı ve beni mutfağa getirdi bana bir tost yapıp verdi tostumu yedim çok acıktığımı fark ettim tost çok iyi gelmişti. Abime o ofiste olanları anlatmak istiyordum ama o serseri beni öldürürdü- bu yüzden söyleyemiyordum çok can sıkıcı bir durumdu bu abime her şeyi anlatmak istiyordum belki bir şey yapamazdık ama en azında rahatlardım ya da bir akıl verebilirdi ama maalesef söyleyemiyordum biraz düşündüm ve söylemeye karar verdim sonuçta o serseri nasıl duyabilirdi ki?

Evan: Mike sana bir şey demeliyim-

Ve birden Mike'ın arkasında o serseriyi gördüm anlaşılan bu insan dışı bir yaratıktı

Mike: ????

Evan: nasıl bu kadar güzel tost yapa biliyorsun heh heh-?

Ve birisi kulağıma fısıldadı 

tavşan kostümlü adam: söylersen seni diri diri gömerim.

Korkuyordum ve dilim düğümlenmişti resmen

Mike: * kıkırdadı* büyüdüğünde daha güzel tostlar yaparsın aynı benim gibi

Evan: *gülüyor*

Mike. *gülüyor*

Yine beni güldürmeyi başarmıştı işte bu yüzden abimi seviyorum

Mike: kabul et hayatında yediğin en kötü tost bu

Evan: ehe ehe-

Mike: *güldü*

Gülmesi içimi cesaretle dolduruyor abimi daha önce hiç bu kadar neşeli görmedim çok nazik davranıyordu kendimi cennette gibi hissettim ama garipti abimi hiç bu kadar neşeli cidden görmemiştim çoğunlukla soğuk olurdu ama umursamadım.

Evan: şey- oyun oynamak ister misin?

Mike: neden olmasın *gülümsedi*

Sanırsam bu bana verilen son şanstı tabikide hemen kullandım. Abimle akşama kadar oyun oynadık çok eğlenceliydi.

Afton FamilyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin