3. Daisuke Saiki

261 30 36
                                    

"Size yardım edebilirim."
Barmenin bunu demesine bende Damien'da şaşırmıştık. Hem onunla ilk defa tanışıyorduk, hemde aradığımız suçludan rüşvet alıyordu. Ona nasıl güvenebilirdik ki?

"Sana nasıl güvenebiliriz peki?" diye sordu Damien.

"Ahbap, oradan bakınca kanun kaçağına mı benziyorum?"

Damien, barmenin bunu demesi üzerine onu baştan aşağı süzdü ve gözlerini kapatıp derin bir iç çekti.
Damien'ın yanına yaklaşıp fısıldadım.

"Bence kabul edelim gitsin. Bana çokta kötü gibi görünmedi." dedim. Nedenini bilmediğim bir çekim hissetmiştim bu adama karşı. Daha tanımıyor olmama rağmen güvenilir olduğuna yemin edebilirdim.

Damien yine iç çekmişti, başını tamam anlamında salladı ve konuşmaya başladı.

"Pekala, kabul. Yardım etmeni isteriz."

Barmen gülümsedi ve elini uzattı. Bunun üzerine Damien'da elini uzattı ve el sıkıştılar.
Ardından bir cam kırılma sesiyle ellerini çektiler ve barmen arkasına dönüp ne olduğuna baktı. On altı, on yedi yaşlarında bir çocuk vardı. Kırmızı saçları oldukça şirin duruyordu. Üç veya dört tane kadehi kırmışa benziyordu.

"Sana bir şeylere dokunma veya oynama diye kaç kere söyleyeceğim Shi!" diye sesini hafif yükseltmişti barmen bu küçük gence.
Barmen gencin ismini söyleyince hâlâ onun ismini sormadığımızı veya onun söylemediğini fark ettim.

"Pardon," diye seslendim, barmen bana döndüğünde devam ettim, "ne siz bizim ne de biz sizin isminizi öğrenmedik. İsminiz nedir?" neden böyle bir saygı çerçevesi içinde konuşuyordum bilmiyordum ama böyle konuşma gereği duyuyordum.

Bakışlarını benden ayırmadan konuştu barmen.

"İsmim Daisuke. Daisuke Saiki."

Daisuke... Ne kadar hoş bir isim diye düşünmeden edemedim. Pekte yakışıyordu kendisine. Tam olarak onu tanımlıyor gibiydi¹. Henüz onu tam olarak tanımıyordum ama bunu hissettim. Hissediyordum.

Gülümsedim ve, "Bende Eiji Suzuki. Arkadaşım da Damien Lewis." dedim.

O da bana gülümsedi. Gülüşü içimi sıcacık etmişti. Sadece birkaç dakikadır buradaydık ama bu adam bana çok sempatik geliyordu.
Damien'ın konuşması ile birlikte düşüncelerim yarıda bölündü.

"Barda henüz reşit olmayan birini mi çalıştırıyorsunuz?" dedi Daisuke'ye, soğuk bir sesle.

"Hayır hayır. Bu benim yeğenim. Dayısıyım ben onun². Ailesi akşamları çalıştığı için bana emanet ediyorlar."

"Pekte küçük bir şey değil ama."

"Yaşadıkları yer çokta güvenli bir yer değil. En azından yalnız başına orada kalmaktansa bana emanet etmeyi daha uygun gördüler. Sizin sandığınız gibi bir durum yok yani ortada."

Damien pek inanmışa benzemiyordu. "Peki öyle olsun." diyerek geçiştirdi.

"Pekala o zaman. Bize nasıl yardım edeceksin, Daisuke?" diye sordum konuyu değiştirmek adına.

"Biraz klişe bir plan ama... Siz birkaç kişi ile birlikte gelirsiniz ve burada vakit geçiren diğer kişiler gibi vakit geçirirsiniz. Jace geldiğinde ise ben doğru anı beklerim ve size bir işaret veririm. Sizde harekete geçip onu tutuklarsınız?" dedi Daisuke biraz çekinir gibi bir tavırla.
Shi geldi Daisuke'nin yanına. El salladı bize gülümseyerek. Bir yandan da elinde tuttuğu şeftalili meyve suyunu yudumluyordu.
Bende ona el salladım. Damien ise sadece baktı, ruhsuz bir şekilde.

Chicago Sokakları -Eisuke-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin