5

326 34 69
                                    

Baran'dan

Evime geldiğimizde kapıyı açarak içeri geçmelerini bekledim.

"Ellerinizi yıkayın." bu konuda biraz hassastım. Ellerini yüzünü bir yerden gelince yıkamayanları anlayamıyordum.

"Nerede?"

Tuvaletin yerini işaret edip kendi odamdakine girdim.

Salona geçmeden içecek olarak meyve suyu bulunca bardaklara döküp salona geçtim.

"Öncelikle adın neydi?"

"Ayaz."

"Benimkini biliyorsun zaten. Anlat o zaman eski yardımcım."

Herkese hüzün çöktüğünü hissetmiştim. Ayaz'ın asıl yardımcısı onun kucağına yerleşince benim kaçan yardımcım bana baksa da onu kucağıma çağırmak gibi bir hamle yapmadım.

"Sen küçükken aileni kaybetmiştin. Onların öldüğü gün ben yanlarındaydım ve çok korkmuştum. Bu yüzden de hislerimi kaybettim. İlk başlarda seni tek başıma aradım ama hiçbir şey hissedemezken bulmak imkansızdı. En sonunda pes ettiğimde bir parkta oturmuş ağlıyordum. O gün Ayaz beni buldu. Üstelik onun yardımcısını da görebiliyordum. Beni evine götürdü ona olanları anlattım. Seni arıyorduk yaklaşık üç aydır. Şimdi sonunda bulmuşken seni kaybetmek istemiyorum. Hislerimi geri kazandığımı hissediyorum. Affet beni n'olur."

Ayağa kalktım ve yardımcıma sarıldım.

"Ben üzgünüm bilmiyordum. Sadece yanımda kimsenin olmaması beni üzüyordu o yüzden o kadar tepki verdim. Dolmuştum ve en sonunda patladım. Artık benimlesin."

"Çok tatlılar değil mi?" duyduğum sesle Ayaz'ın yardımcısına bakıp gülümsedim.

Ayaz onun dediklerini kafasıyla onayladı.

"Öyleler."

"Sizin gibi." diye bir eklemede bulunan yardımcımla gülümseyip onaylayan bir şeyler mırıldandım.

"Şimdi ayrılık vakti mi?" Ayaz'ın yardımcıma hitaben konuşmasıyla ona döndüm.

"Ne demek istiyorsun?"

"İkimiz ruh eşi olmalıyız ki birbirimizin yardımcılarını görebiliyoruz. Zaten bilirsin bu çok nadir olur. Bu şansı kaybetmek istemiyorum. Ben ruh eşi olduğumuza gerçekten inanıyorum ve açıkçası ne onu ne de seni bırakmak istemiyorum Baran."

Dedikleriyle gülmeye başladım. Delirmiş olmalıydı.

"Saçmalama. İkimiz de erkeğiz. Böyle bir ruh eşliği olamaz." kaşları çatılmıştı.

"Neden olmasın?"

"Sen öyle olabilirsin belki ama ben gay değilim. Düzüm yani anlatabiliyor muyum?" cıklayıp kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı:

"Makarna da ıslanana kadar düzdür. Ben seni ıslatacağım yavuklum."

Dedikleriyle şaşkın bir şekilde ona bakakaldım.

Neler oldu bu çocuğa birden?

Yazdığım her şey arasında en sevdiğim bölümlerden.

Yardımcı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin