Hyunjin.
O günden sonra ne onu görebilmiştim, ne de rüyama gelmişti. Sonuçta ilk defa görüyordum, eh bu yüzden de yüzü yavaş yavaş hafızamdan siliniyordu.
Ders zili çalınca kütüphaneden çıkıp sınıfın yolunu tuttum. Moralim pek iyi değildi, çünkü şu an matematik dersine girecektim.
Sırama oturup hocanın gelmesini beklerken yanıma sıra arkaşım gelmişti, benimle konuşmaya çalışsa da pek keyfim yoktu.
Dersin son dakikalarına doğru artık beynimin kulaklarımdan akacağını hissettim.
"Kimse çözmek istemiyor demek, pekala listeden seçiyorum."
Ölü bir şekilde dersi dinleyen sınıf, buna ben de dahilim, canlanmış ve tahtadaki problemi çözmeye başlamıştık.
"Lee Minho."
Hocanın söylediği isim şaşırtmıştı, çünkü sınıfta öyle birisi yoktu. Transfer öğrenci diye düşünüp soruya odaklandım, benim ismim çıkarsa hocadan azar işitmek istemiyordum.
"Hocam yeni transfer oldu Lee Minho, ama şu an sınıfta değil." Sınıf başkanı hocayı bilgilendirince benim tahminimin doğru çıkmasına sevinmiştim.
" Pekala, o zaman Han Jisung."
Sıra arkadaşıma dönüp kalemi elimden bıraktım ve göz kırptım. Jisung gözleriyle sıranın altını işaret edince, gösterdiği yere baktım. Bana orta parmak çekip gitmişti. İçimden ona küfür ederken sınıf kapısı açılmıştı.
Bir haftadır rüyama girmesini dilerken, şu an kapıdan içeriye giriyordu.
İlk önce hocaya selam vermek için eğilmiş sonra sınıfa dönmüştü. Kitabı bana verdiği gün giyindiği kıyafetleri giyinmişti. Hatırlıyordum.
"Lee Minho, umarım iyi anlaşırız."
Sınıfa göz gezdirip boş sıra aradım, boşuna o kadar bakmışım, hemen ön sıra boştu. Jisung tahtada olduğu için çantasını alıp ön sıraya fırlattım, çantadan çıkan sesten dolayı herkes bana dönmüştü. Minho bile.
"Şey hocam, yanım boş benim." Ayağa kalkıp hocaya söylediklerimden sonra Jisung öldürücü bakışları ile bana bakıyordu. "Hoş geldin Minho, Hyunjin'in yanına geçebilirsin."
Minho hocayı başıyla onaylayıp yanıma gelmişti, yanıma gelirken bir kere bile bana bakmamıştı.
Son derse kadar ne bana bakmış ne de bir şey demişti, ben de konuşma cesareti bulamamıştım. Çekingen biri değildim aslında, ama ne biliyim. Konuşamadım işte.
Son dersin bitmesine 10 dakika kala Minho defterini önüme koymuştu. Kapalı olan defter ve Minho arasında gözlerim mekik dokurken, Minho yine bakmamıştı bana.
Defterin kapağını açıp yazanları okudum.
"Çocuk kitaplarını okumayı bıraktıysan, çıkışta yaşına göre kitaplar önerebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sayonara (HyunHo)
FanfictionAma sana "sayonara" demeyeceğim, Minho... Aramıza ne kadar mesafe girerse girsin bir gün mutlaka tekrar karşılaşacağız. Sen benim en iyi dostumsun. Angst.