"Deren hanım... Meriç bey sizi çağırıyor."
"Geliyorum hemen." dedim gözlerimi bilgisayar ekranından ayırmadan.
Yeni bir görev verecekti büyük ihtimalle, hazır mıydım? Doğuştan...
Koltuğumdan kalkıp telefonumu pantolonun arka cebine koydum ve odadan çıktım. Meriç'in odasına gittim.
"Kapı tıktıklamak yok?" diyerek karşıladı. Göz devirdim.
"Girebilir miyim diyecektim ama çağırdığına göre giriyorum." diyerek kapıyı kapattım. Masasının karşısındaki koltuğa attım kendimi. Evet oturmadım, attım.
"Yeni bi görevin var."
"Abi bu şirkette başka ajan mı kalmadı amına koyayım? Neden tüm görevler benim?"
"Çünkü içlerindeki en iyisi sensin Deren. Ve böyle bi görevi onlara veremem. Çok riskli."
"Dökül bakalım."
Meriç Kozcuoğlu. Bu şirketin sahibi ve yöneticisi. Müşterilerle direkt kendisi irtibat kurar ve herhangi bir görevi onaylarsa o göreve uygun ajana görevi verir. -Nedense her görev bana düşüyor-
"Karabey Holding'in sahibi Ceyhun Bey'in oğlu Doruk Karabey. Ceyhun benim yakın bir arkadaşım biliyorsun. Doruk'un holdingin özel dosyaları yurt dışındaki bir şirkete aktardığından şüpheleniyor. Bir kaç gündür Ceyhun'la bu konu hakkında konuşuyorum ve gerçekten peşine düşülmesi gerekiyor. Doruk, sevgilisi Buket'le sürekli yurt dışına çıkıyor ve her çıktığında holdingin grafiği düşüyor."
"O zaman Buket'te bu işin içinde?"
"Ben de öyle düşündüm."
"Peki, ne yapmamı istiyorsun?"
"Doruk'la yakın olup yaptıklarını öğrenmeni. İster Buket'le ayır sevgili ol -rol için-, ister yakın arkadaş ol ama yakın ol. Her şeyini öğren. Karabey Holding'in ülkedeki önemini biliyorsun, kurtarmamız gerekiyor."
"Detay?"
"Adın Deren değil, Almina. Daha önce Amerika'da yaşadın 4 yıl."
"Doruk'a bir şekilde ulaşmam lazım. Numarasını bulabilir misin bana?"
"Gerek yok. Bu akşam buluşacaksınız. Lacivert Restaurant'ta, saat 19:30'da." Gözüm duvardaki saate kaydı. Saat 16:50'ydi.
"Ben çıkıyorum o zaman. Eve gidip hazırlanayım."
"Daha bitmedi. Kulağında kablosuz kulaklık olacak, her şeyi duymak istiyorum. Ara ara sana bunu yap şunu yap diyebilirim." Onaylarcasına başımı salladım.
"Aklıma bir şey takıldı. Doruk'un sevgilisi varsa neden bu akşam benimle buluşacak?"
"İş için buluştuğunuzu düşünüyor. Karabey Holding'le ilgili. O dosyayı ben sana atarım, bi teklif sunar gibi konuşacaksın ama ona da yakın olacaksın ki yakınlaşın ve öğrenmemiz gerekenleri öğrenelim."
"Peki. Başka bir detay var mı?"
"Yok, sadece şık olman lazım." Dudağımın kenarı havaya kalktı.
"Tabii ki. Çıktım ben." deyip ayağa kalktım.
"Görüşürüz."
"Bay bay." deyip kapıyı kapattım.
.
.
.
17:15...
Eve gelir gelmez Meriç'in bana attığı dosyayı okudum. Yapacaklarım aklımda oluşmuştu, her görevde olduğu gibi bunda da tek sıkıntı herhangi bir aksilik çıkmasıydı.