CİRİUS
Çığlık sanki annemden geliyor gibiydi.Aşağı salona indiğimde tam salonun ortasında annem ve 3 kişi daha oturmuş bir tür ayin yapiyorlardi.O sırada hepsinin gözü bana kaydı.Ve kahkahalar atmaya başladılar.Sanki hepsi delirmis gibiydi.'Anne neler oluyor burada !'
dedim.
Annem bi ara nefes alamadı.Elini bogazina götürdü ve güçlükle 'Cirius git burdan,kaç !'dedi.Asla kacmayacaktim.Babamı kaybetmiştim, annemide kaybedemezdim.Onlara yaklaşmaya çalıştım.Ortalarinda bir yuvarlak ve içinde yıldız vardı.Sanki kanla yazılmış gibiydi.Onlara yaklaştıkça bir güç beni geriye itiyordu.Annem tekrar gariplesti.Erkek sesine benzer bir sesle: 'Çocuk öleceksin !'diye bağırdı.Sonra birden ortadan kayboldular.Annem gitmişti.Bu gördüklerim ruyamiydi bilmiyorum.
Birden karşımda bir adam belirdi.Uzun sakallı, asık yüzlü korkunç bir adamdı.Bana doğru yaklaştı.Sanki kilitlenmiş gibiydim.Hareket edemiyordum.Elini uzattı ve kalbime dokundu sanki elektrik vermiş gibiydi.Titriyordum, korkuyordum.Birden vücudumda bir gariplik hissettim.Ellerim,ayaklarım sanki ucuyormus gibiydim.Sanki birden güç kazanmistim.Adam kulagima eğildi ve :
'Cirius Keegan dünyayı sen kurtaracaksın, geleceği sen belirleyeceksin !'dedi ve ortadan kayboldu.Sonra yapılacak en mantikli şeyi yaptım ve bayıldım.
JONAS
Evde her zamanki gibi canım çok sıkılıyordu.Sadece oturup The Walking Dead izlemekten başka bişey yapmıyordum.En iyisi Cirius'lara gitmek diye düşündüm.Bugün yediği dayaktan sonra beni baya azarlamisti.O kavga ederken ben aşağıda basketbol oynuyordum.Ama itiraf etmeliyim ki iyi benzetmişler.Anneme Cirius'lara gideceğimi söyledim ve Keegan Malikanesi'ne doğru yola koyuldum.Evlerinin önündeki elektrik direği patlamıştı.Ürkütücü görünüyordu.Kapı açıktı, şaşırdım.İçeri girdigimde Cirius yerde yatıyordu.Ve ev darmadağındi.Hemen uyandırmaya çalıştım ancak başarili olamadim.Ambulansı aradim ve hastaneye gittik.Acile yatirdilar ve dinlendirmeye başladılar.O sırada nedenini bilmiyorum Miley'i aradim.ve Cirius'un hastanede olduğunu söyledim.
MİLEY
Eve gelir gelmez üstümü değiştirdim ve yatağa yattim.Sirius'u dusunuyordum.Ona neden sarıldığımı bilmiyorum.Galiba aşık olmuştum.Emin değildim.Bunları düşünürken uyumusum.Telefonun sesiyle uyandım.Arayan bilinmeyen bir numaraydi.Açtım:
-Alo ?
-Miley !
-Siz kimsiniz ?
-Benim Jonas, Cirius'un arkadaşı.
-Tamam da numaramı nerden buldun ?
-Orasını boşver sen.Cirius burda, hastanede !
-Ne, nasıl olur ?
-Bilmiyorum lütfen buraya gel.Gelince anlatirim.Adresi atıyorum.
-Tamam geliyorum.
Çok korkmustum.Nedenini bilmiyorum,sadece onun için endiselenmistim.Bir taksiye atladım ve hemen hastaneye gittim.
Jonas herşeyi anlattı.Doktor çıkmıştı.
Jonas hemen atıldı.
-Doktor bey Cirius nasıl iyi mi ?
-Durumu gayet iyi ancak anlamadigimiz bişey var.Bay Cirius hastaneye geldiğinde düşmüş ve kafası kaniyordu ve birden iyilesmeye başladı.Biz müdahele etmeden kendi kendine iyileşti.Bunun tıbben bir açıklaması yok.
JONAS
Doktorun dediklerine çok şaşırmıştım.Hemen odaya daldım ve odaya girdigimde Cirius oturmuş ceketini giyiyordu.
-Cirius,kardeşim sen iyi misin ?
Aldığım cevap ise çok kısaydı.
"Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstü
FantasíaCirius 16 yaşında bir gençtir.Hayatı her zamanki zamanki gibi devam etmektedir Ta ki o olay gerçekleşene kadar.Artık doğaüstü güçleri vardır.Zamanla bu güçlerin ters gitmeye başladığını anlar.Okula yeni bir kız gelmiştir.Ve Cirius ona aşık olmuştur...