Çınar:Allah kahretsin ya kafayı yiyeceğim artık, bu nedir arkadaş her şey benim başıma geliyor. Of!
(Çınar ambulansı arar.)
Çınar:Alo burada bir tane kadın var da düşmüş kafasını çarpmış herhalde. Adresi atacağım size.
(Çınar telefonu kapatır konumu atar sonra da gider.)
(Ambulans gelir, Hanife'yi hastaneye kaldırırlar.)
(...)
Eren:NASIL YA NASIL OLDU BU? TAMAM HEMEN GELİYORUM SAĞ OLUN HEMŞİRE HANIM HABER VERDİĞİNİZ İÇİN.
Rüveyda:Ne oldu?
Eren:Halamı hastaneye kaldırmışlar.
Rüveyda:Ne? Nasıl yani?
Eren:Bilmiyorum bilmiyorum sadece kaza geçirmiş dediler. Ben gidiyorum hemen.
Rüveyda:Ben de geleceğim.
Eren:Hayır hayır sen boşuna yorulma, ben zaten Kuzey'i ararım şimdi.
Rüveyda:Peki tamam beni de haberdar edin bari.
Eren:Tamam.
(Eren hızla giyinir çıkar.)
(...)
Feyza:Neden bunu yapıyorsun Taha? Bak rica ediyorum senden artık umursama beni bırak sal lütfen.
Taha:Yapamıyorum yapamıyorum sen de beni anla, yemin ediyorum kaç kere deniyorum ama olmuyor.
Feyza:Ya ama bana çiçek alman böyle çeşit çeşit hediyeler alman hiçbir şey ifade etmiyor ki benim için. Yani hiç duygum falan değişmiyor anlamıyor musun?
Taha:Feyza artık Seren falan umrumda değil. Ben Seren'le isteyerek sevgili olmadım.
Feyza:Ne saçmalıyorsun ya ne demek isteyerek olmadın ne saçma bir şey bu?
Taha:Seren beni tehdit etti,benimle olmazsan Feyza'ya çok kötü şeyler yaparım dedi. Ben de onun bunu yapabilecek biri olduğunu bildiğim için dediği her şeyi yaptım.
Feyza:N-ne? Benim yüzümden mi Seren'lesin sen?
Taha:Aynen öyle. Ben sana hala çok aşığım, aşırı aşığım.
(Feyza Taha'ya sarılır.)
Feyza:Aptal! Nefret ettirdin beni kendinden. Daha önceden neden söylemedin?
Taha:Dinlemedin ki beni, sürekli tersledin atarlandın. Ama şu an üstümden yük kalktı resmen.
Feyza:Ben şu cadının hesabını alayım geleyim o zaman.
Taha:Hayır hayır hayır sakın. Ben halledeceğim sen karışma gözünü seveyim.
Feyza:Saçmalama olmaz öyle şey.
Taha:Şşt tamam diyorum güzelim ben hallederim.
Feyza:Of! Ne yani böyle ezikçe duracak mıyım burada?
Taha:Aynen öyle yapacaksın. Ha bir de yanaktan bile olsa uzun zaman sonra kavuşmamızın resmileşmesi için bir öpücük alabilir miyim?
Feyza:Tabii ki.
(Feyza Taha'ya tokat atar.)
Taha:Ah! Ne yapıyorsun ya?
Feyza:Daha çok beklersin. Hayal kurmaya devam et. Henüz öpecek kadar affetmedim seni.
(Feyza eve girer.)
Taha:Bir yıl beklemem gerekse bile yine de beklerim seni güzelim.
(Taha'da eve gider.)
(...)
Eren:Oh uyanıyor şükürler olsun.
(Hanife yavaşça gözlerini açar.)
Kuzey:Nasıl hissediyorsunuz Hanife hanım?
(Rüveyda ve Hilal odaya girer.)
Eren:Rüveyda?
Rüveyda:Ya kusura bakma sen gelme dedin ama ben dayanamadım meraktan çatladım.
Hilal:Aa uyanmış şükür. Nasılsınız hanımefendi iyi misiniz?
Hanife:Siz kimsiniz?
Kuzey:Ne?
Rüveyda:Nasıl, anlamadım?
(Hemşire odaya gelir.)
Hemşire:Serumu bitmiş.
(Hemşire serumu değiştirir.)
Eren:Ya hemşire hanım bir şey diyeceğim. Siz kimsiniz diyor halamın nesi var öğrenebilir miyim?
Hemşire:Ha tabii. Halanız kafasını çarptığı için hafıza kaybı yaşıyor şu anda.
Eren:Ne diyorsunuz ya nasıl olur bu?! KİM YAPMIŞ BUNU? NE OLMUŞ NASIL OLMUŞ?!
Rüveyda:Tamam sevgilim bir sakin ol.
Hemşire:Yani dediğim gibi kazanın etkisiyle bir hafıza kaybı geçirdi hastamız. Ama geçici gibi duruyor biraz zaman lazım. Geçmiş olsun.
(Hemşire odadan çıkar.)
Eren:Hala ben senin yeğeninim ya hatırlarsın bakma bu hemşirelere sen, hadi be halam hadi.
Hilal:Tamam Eren zorlama, zamanla hatırlar zaten cidden bak inanıyorum ben sıkma canını.
Eren:Of!!
(...)
Ahenk:Gidiyor muyuz o zaman sinemaya?
Semih:Gidiyoruz.
(Semih Ahenk'in elini tutar, tam sınıftan çıkacaklarken Cem önlerini keser.)
Semih:Ne istiyorsun lan? Belanı mı?!
Ahenk:Şşt ne olur yapma Semih tamam.
Cem:Ha aynen belamı istiyorum.
(Cem Semih'in üstüne yürür.)
Cem:Versene hadi ne yaparsın?
Semih:Çok canın çekti demek ki. Tamamdır o zaman no problem.
(Cem Semih'e yumruk atacakken Ahenk kolunu tutar.)
Ahenk:Senin o elini kırarım duydun mu beni? Sakın bir daha dokunmaya kalkma.
Cem:Bırak be kolumu!!
(Cem Ahenk'i iter.)
Semih:LAN!!
(Semih Cem'e sertçe yumruk atar.)
Ahenk:SEMİH!!
(Ahenk Semih'in önüne geçer.)
Ahenk:Allah'ın aşkına dur.
(Cem yerden kalkar Ahenk'i çeker Semih'e yumruk atar.)
Ahenk:HEY! SEN KİMSİN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN LAN!!
(Ahenk Cem'e sertçe tekme atar.)
Semih:Dur sen karışma dur ben bunu bir güzel haşat edeyim de.
Ahenk:HAYIR YETER!! YÜRÜ GİDİYORUZ!!
(Ahenk Semih'i kolundan tutar giderler.)
(...)
Kardelen:Hayvan gibi davranmış resmen ya.
Seren:Hem de ne hayvan.
Kardelen:Sen de bırak kızım artık ne zorluyorsun hala? Bırak kimle mutluysa onla olsun.
Seren:Hayır asla!! Cehennem yaşatacağım onlara!!
Kardelen:Of kızım ya ne geçecek ki eline? Böylece daha çok soğutacaksın kendinden. Neyse sen bilirsin ne diyeyim.
Seren:Ben bilirim ben bilirim, sen karışma.
(Seren içkiyi fondipleyerek içer.)
(...)
(Rüveyda ve Eren Hanife'yi eve getirirken Çınar onları görür.)
Çınar:Bu Rüveyda iyice gevşemiş ha!! Eren'in evine yerleşmeler falan, ben bir hatırlatayım ona gerçekleri. Böyle hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edemez!!
(Çınar eve gider, mektup yazar üstüne Rüveyda Çiçek yazar kapıya koyar.)
Çınar:Hadi bakalım!!
(Çınar sinsice gülerek gider.)
Feyza:Ha geliyorum geliyorum bir kahve yap bakalım içerim.
(Feyza telefonu kapatır, Eren'lere doğru yürümeye başlar.)
(...)
(Bir süre sonra Feyza kapıya gelir tam çalacakken yerdeki zarfı görür, eline alır açar, okur şok olur.)14.Bölüm Sonu...
Umarım beğenirsiniz😊
15.Bölümde görüşmek üzere🌻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR VE AŞK
RomanceÇocukken arkadaşı yüzünden genç bir kadını hayattan koparan Rüveyda'nın yıllar sonra o arkadaşıyla tekrar karşılaşması başına neler getirecek? Hep birlikte öğrenelim...