5. Bölüm | Kolye.

1.5K 73 12
                                    

Nasıl oldu da bu kadar hızlı ilerledi herşey? Aynı gün içinde biriyle tartıştım, tartıştığım adam okul müdürüm çıktı ve şimdi de partisine gelmemi istiyor. Evet, kulağa saçma geliyor ki bu benim hayatımsa çok ama çok daha saçma.

"Rüya ben emin değilim."

"Hayatının fırsatı ayağına kadar geliyor ve sen hala emin değilim diyorsun. Manyaklaşma ve git şu partiye!"

Hayatımın fırsatı mıydı, yoksa hayatımın hatası mı? Herşeyi partiye gidip öğrenecektim ama adımlarım geri geri gidiyordu. Her zaman düşünceleriyle hareket eden bir insan olmuşumdur ama şuan partiye gitmem buna biraz ters düşüyordu.

Rüya beni kapıya doğru itti. Milletin içine böyle çıkmaya alışkın değildim. Ben Saraçlı Üniversitesi'nin bol pantolon, bol tişört giyen saçını topuz yapan ağır kızıydım. Bu elbise, bi dolu makyaj, bu takılar bana göre değildi. Ama artık gerçek Pelin'in aralardan biryerden çıkması gerekmiyor muydu?

Bu düşünce beni daha çok cesaretlendirdi ve o cesaretle ilk gelen taksiye bindim ve parti yerinin adresini verdim.

Gümbür gümbür şarkı eşliğinde içeri girerken okuldan tanıdığım herkes bana bakıyordu. O kadar umutsuz vaka mıydım ben ya?

'Bu Pelin mi lan?', 'Oha bu kız bu hale nasıl geldi?' gibi konuşmalara maruz kalırken Deniz'i gördüm ancak görmemiş gibi davrandım.

Sınıfın sevgi pıtırcığı Gizem koşa koşa yanıma geldi:

"Kızım bu ne hal? Bomba gibisin!"

"Hadi ya." dedim bitkin bir şekilde. "Şu bakışlara maruz kalmasam daha bomba olacağım."

"Normaldir ya 2 güne alışırlar. Kerem'in sana nasıl baktığını gördün mü?"

"Ne? Hani bana doğum günümde kundura ayakkabı alan Kerem mi? O bana neden baksın canım."

"O zaman sana doğru geliyor desem? Neyse hadi kolay gelsin." diyerek yanımdan ayrıldı ve Gizem'in oturduğu yere bu sefer Kerem oturdu.

"Vay! Yakışıklımız güzellik olmuş ha? Yalnız hissedersen..." dedi ve bana bir kağıt uzattı.

"Aslında bakarsan sadece dış görünüşüm değişti, ben hala aynı Pelin'im Keremcim."

Kerem'in yüzü düşerken içecek almak için mutfağa doğru ilerledim. Deniz'in evindeydik. Bir parti yapılacak kadar büyük bir evdi. Parti evin bahçesindeydi. Bahçe kocamandı ve ortadaki havuzun etrafına masalar yerleştirilmişti. Gayet havalı bir ortamdı. Yani bana hiç ama hiç uygun değildi. Üstümdekiler gibi.

Mutfağa girerken meyve suyu şişesini alacaktım ki önümden bir el kaptı ve bardağıma doldurdu.

Bu Deniz'den başkası değildi.

"Demek ki konuşmam bir işe yaramış." dedi elimden bardağı alıp bir yudum alırken.

"Konuşmanla değil, azmimle, kendi kararımla bu halde ve buradayım."

Hayır Rüya'nın zoruyla buradayım.

"Neden geldin?"

İşte bu soruyu hiç beklemiyordum. Neden gelmiştim? Gerçekten kendimi kanıtlamak için mi, yoksa onun için mi?

"Bunu neden merak ediyorsun?"

"Dışardan asla bu kılığa bürünecek biri gibi durmuyorsun. Bir parti için."

"Belki de böyle olmanın vakti gelmiştir, ne dersin?"

"Eğer sen aynı kalacaksan, dış görünüşünün değişmesinin hiç bir önemi yok."

Kafamı bilmişçe salladım.

"Aynen."

Arkadan paletli mini elbisesiyle sarışın bir afet Deniz'e kolunu attı.

"Neden bu kadar oyalandın hayatım?"

Bir an alev gibi püskürdüm ve nutkum tutuldu. Bu da mı diğerleri gibiydi? Playboy gibi. İçimden 'Ah gerizekalı, senin beynine sokıyım ben aptal. Bir günlük adamdan ne beklersin? Adam mı? Adamlığın A'sı yok bunda!' diye geçirdim.

"İyi günler size Deniz Bey." diyerek yanından ayrıldım.

Yanıyordum. Ona mı sinirliydim, yoksa kendime mi? Tabi ki kendime. Ben kimim ki ona sinirleniyorum? Hakkım yoktu buna. Kendime, ona inandığım için kızıyordum.

"Pelin!"

Arkamı döndüğümde Deniz koşa koşa yanıma geliyordu. Adımı nerden öğrenmişti?

"Adımı nerden biliyorsun?"

"Boynundaki kolyeden." dedi gülümseyerek.

Elim hemen boynumdaki kolyeye gitti.

Deniz'in eli kolyeye gitti ama hemen eline vurdum.

"O kolyeye sakın dokunma! Anladın mı, sakın!"

Şaşırmış gözlerle bana baktı.

"Neden?"

"Bunu sana söyleyemem. Ben kendim bile kabullenemezken bana bunu tekrar hatırlatmana izin vermem."

Gözlerim dolmuştu. Bu konu her açıldığında deli gibi ağlıyordum ama onun yanında aciz olmak istemiyordum.

"Tamam seni zorlamayacağım." dedi.

"İzninle gitmek istiyorum."

"Seni bırakayım mı?"

"Teşekkürler gerek yok. İyi geceler." dedim ve yüzüne bakmadan parti yerinden ayrıldım.

"Kızım artık anlat ne olduğunu!"

"Zorlama Rüya. Saçma bir gündü. Anlatmaya değmez."

"Olsun sen yine de anlat."

"Özet geçmek gerekirse; kolyemi sordu, sonra vurdum, sonra ne kadar şerefsiz biri olduğunu anladım."

"Kolyeyi mi sordu?" dedi sorduğuna pişman olmuş gibi.

"Aynen. Şimdi sus, uyumak istiyorum." dedim ve bugün olanları düşünerek uykuya daldım.

Ben geldiiim!
Keyifler nasıl? Daha çok yorum istiyorum millet, yorumlarınız benim için çok önemli. Şu Teog stresini atlatırsam daha sık yeni bölüm atmaya çalışıcam.

Ve önemli birşey daha. Telefondan girdiğim için uzun bölüm yazamıyorum. Biraz anlayış lütfen😌

Seviliyorsunuuz! 😘

ZENGİN PİÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin