Sıcağın etkisiyle ter içinde kalmıştım. Sahile bir an önce varmak için adımlarımı hızlandırdım. Sahile yaklaştıkça karnımda, nedenini bilmediğim, bir ağrı artmaya başlamıştı. Yolun karşısına geçip sahile inen merdivenlere yöneldim. Kuma ayak basınca terliğimden içeri dolan kumlar rahatsız etmeye başladı. Herzamanki şezlonguma doğru ilerlerken sahilin bu kesiminin sahibi Derin abi beni görünce elini kaldırıp selam verdi. Kafamı sallayarak selamına karşılık verdim.
Şezlonglar neredeyse sahil boyunca yan yana uzanıyordu. Küçük bir bölümü halk için boş bırakılmıştı. Şezlonguma kurulduktan sonra oturup biraz dinlenmeye karar verdim. Zaten yarım saate heryer turistle dolup taşardı. Kendi yerimi güvenceye aldıktan sonra yüzmeye giderdim. Şemsiyeyi açıp kulaklıklarımı taktım. Gözlerimi yumduktan sonra müzik dinleyerek zamanın geçmesini bekledim...
Gözlerimi açtığımda neredeyse boş yer kalmamıştı. Hemen solumdaki şezlongda bir havlu, bir gözlük ve bir kitap vardı. Sahibi büyük ihtimalle yüzmeye gitmişti.
Kulaklığı çıkarınca bağırış çağırış kulağıma doldu. Tişörtümü ve terliğimi çıkarıp iskeleye yöneldim. Tahta zemine ayağım değince iskelenin sonuna kadar koşup balıklama olarak suya daldım. Serin su titrememe sebep oldu. Suyun yüzeyine çıkıp gözlerime gelen saçları geriye attım. Bir süre durduktan sonra dubalara doğru kulaç atmaya karar verdim...
Geri döndüğümde nefes nefeseydim. Şezlonguma gidip havluya sarıldıktan sonra oturup dinlenmeye başladım. Derken... açık kahve tonlarındaki saçıyla, denizden çıkan, hafif kaslı bir çocuk dikkatimi çekti. Bana doğru ilerlemeye başladı, hatta sanki bana bakıyordu. Kalbimin atışlarının hızlandığını farkettim. Gözlerimi kaçırıp kum içinde kalmış ayaklarıma odaklandım. Yanımdan geçip gider derken gelip yanımda ki şezlonga oturmasın mı ?! Nefesimin kesildiğini hissettim. Bakmamak için kendimi zor tutuyordum ama dayanamayıp yerden kafamı kaldırdım. Arkasını dönmüş, havluyla kurulanıyordu. Sonra bacağının kanadığını farkettim. Anlaşılan o henüz farkında değildi. Söyleme gereği duydum. Kitabı ingilizceydi, zaten pek türk tipide yoktu. Çat pat ingilizcemi kullanarak
"excuse me!" (afedersin!)
diyebildim sonunda. Kurulanmayı bırakarak bana döndü. Deniz kadar derin mavi gözleri nefesimin tekrar kesilmesinr sebep oldu. Zar zor yutkunarak parmağımla kanayan yeri gösterdim.
"Y...yy...your leg..." (b...bb...bacağınız...)
dedim. Kaşlarını çatarak şaşkın bir tavır takındı. Kafadını eğerek bacağına baktı. Kanı görünce midesi bulanırcasına suratını ekşitti ve kafasını çevirdi. Sanırım kan tutuyordu. Nefes alış verişi düzensizleşmişti. Sakinleştirmeye çalışarak şezlonguna oturttum ve içmesi için su verdim. Ayaklanıp
"wait me. I'll come back." (Bekle beni. Geri geleceğim.)
diyerek yanından koşarak ayrıldım...
Elimde ilk yardım malzemeleriyle döndüp yanına diz çöktüm.
"Let me see." (Bakmama izin ver.)
diyerek kanayan yeri incelemeye başladım. Küçük bir çizikti. Pet şişemdeki suyla yarayı biraz temizledikten sonra sargı beziyle bacağını sardım.
"Ok. You will be fi..." (Tamam. İyi olacaks...).
Beni izlediğini farkettim. Gözlerimi kaçırıp ilk yardım malzemelerini toplamaya başladım. Tam arkamı dönüp götürecektim ki
"teşekkür ederim."
dedi. Olduğum yerde kaldım. Tek kaşımı kaldırarak
"Türk müsün?"
diye sordum. Gülümseyerek
"hayır."
dedi. Çarpık gülümsemesi beni tekrardan nefessiz bırakırken
"Austin"
diyerek tokalaşmak için elini uzattı. Bir süre donup kaldıktam sonra
"Aras"
diyerek elini sıktım.
"Bunları... götürsem iyi olcak."
diyip elimi çektim. Arkamı dönüp ilerlerken derin bir nefes verdim. Kalbim durmak üzereydi. Gözlerimi kapatarak nefes alış verişimi düzene soktum.
Geri döndüğümde Austin' in gittiğini farkettim.
Aferin sana... kaçırdığın çocuğu.
Ama kitabını unutmuştu. Elime alıp incelemeye başladım. Açlık oyunları serisinin ikinci kitabıydı,
Catching Fire.
Kitabın ilk sayfasını çevirince yazardab imzalı olduğunu gördüm. Eminim onun için bir değeri vardı. Bu kitabı ortalara bırakamazdım. Geli alır umuduyla kitabı sırt çantama attım. Küçük gözden telefonumu çıkarıp en yakın arkadaşıma whatsaptan mesaj attım
Ne oldu tahmin et?!
Yorumlarınız benim için önemli teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Değişim (Gay)
Teen FictionKumsalın yumuşak kumlarında başladı... Ya o hayatını değiştirecekti, ya da hayatı onu...