Bugün Pazartesi. Okulumuz yarım gün. Tolgayla çıkıyo gibiyiz. Tam bi adı yok ama çıkıyoruz. Okulda yine Mirayla takılıyoruz. Çıkış saatini dört gözle bekliyoruz. O Emreye bende Tolgaya bileklik alıcaktım.
Ders Fizik ıykkk hiç sevmiyorum bu kadını. Sesi çok itici geliyo bana. Biz yine Mirayla köşemizde konuşuyoruz.
-Bileklikleri nasıl alsak ki ? Ya da bileklik yerine polar mı alsak? İkimize aynı renk, ikinize aynı renk felan nasıl olur ki¿ Çok mu ağır kaçar
Miray; - 2. buluşma için belki ağır kaçar ama iyi fikir yapabiliriz bunu da ileride. Hırka gibisinden birşeyler de alabiliriz. Hoca bakıyo..
Bu salak kadını hiç anlamıyorum. Ne var yani konuşuyosak? Bide gözlerini dikmiş bize bakıyo. Dersi dinliyomuş gibi yapıyorum yine. Oysaki kafam başka yerlerde. Tolga napıyodur acaba şimdi. Ooff saçmalığa bak okulda çocuk derstedir tabi ne yapcak başka. Kızlara bakıyomudur ki? Yok be bakmaz. Erkeklere güven olmaz gerçi. Sonunda ders bitti. Şimdi en sevdiğim ders biyolojiye giricez. Bu hocanın hastasıyım ya bi ayrı seviyorum karıyı.
Miray da dersi dinliyo gibi ama defterine çöpten adam çiziyo kafa başka yerlerde belli.
Ayça Hoca; - Kızlar performans ödevi veriyorum isteyen yapsın ders içine katkı için. Kertenkele yakalayıp kuyruğunu kesin ve kuyruğunun yeniden çıkmasını gözlemleyin fotoğraflarla getirin bana.
Sınıftan sesler yükseldi nasıl yakalıcaz gibisinden. Sikimde değildi zaten notlarım yüksekti derse de katılıyodum ek puana hiç gerek yok yani.
Ayça Hoca; - Sevgilileriniz varsa onlara yakalatın hem sevgilerini ölçmüş olursunuz. Seven erkek yakalar.
dedi piç bi gülümsemeyle. Bu kadına hastayım demiştim ya tam da bu işte. Tolgaya desem yakalarmıydı acaba? Aramız daha iyi olsun o zaman söylerim 2. buluşmadan hemen olmaz yani. Ne o öyle ödevlerimi yaptırıyomuş gibi.
Sonunda zil çaldı be. Evrem, Miray ve ben bileklik almaya gittik. Lacivert ipten bi bileklik beğendik. Tamda 4 tane kalmış öyle aldık çıktık. Evremi durağına bıraktıktan sonra bizde Mirayla durağa çıktık. Bugün Miraylara gidicektim annesi evde yokmuş kardeşi de okulda olacağı için ev bize kalıcaktı. Otobüs geldi bindik. 2şerli taktık kollarımıza bileklikleri. İçim kıpır kıpırdı baktıkça bi tuhaf oluyodum. Peki ya nasıl vericektim ben ona bunu, ne dicektim henüz çıkmıyoruz bile. Ooff boşversene bişey dememe gerek varmı sanki?
Miraylara geldik sonunda. Ev bom boş geçtik mutfağa yeni paket camel white ve yanına türk kahvesi. Keyfimize diyecek yok doğrusu. Bu gün de Türk kahvesi yapmayı öğrendim hemde Miray öğretti. Sitres yaptıkça daha çok içiyodum. Kahveler bittiğinde Miray fal bakıcaktı. Çıkıyoda onun dedikleri he.
Miray; - Neyse hâlin çıksın falın. Aaaa... Burada bi papağan görüyorum. Senin anlattıklarını gidip başkalarına anlatıyor. Çok dikkat et çevrendeki insanlara herkese herşeyini anlatma. Çok göz var nazar var sende. Yeni birisi girmiş hayatına hayırlısı iyi birine benziyo baş harfide çıkmış bak T.
- Yaaa Miray dalga geçme T filan yok işte.
Miray kalktı bulaşık makinasının üstünden kürdanı aldığı gibi T harfini gösterdi ben şok oldum. Nasıl çıkardı bu? Şaka gibi resmen.
Miray; -Biri dalga geçiyosun dedi demin noldu?
- Ya tamam hadi devam et heycanlandım.Miray; -Burda bi kız bi erkek görüyorum. Karşılıklı oturmuşlar kollarını görüyomusun düşünür, konuşur gibiler. Erkeği arkasında şeytan gibi boynuzlu bişey var baksana şuna ohaa. Bildiğin boynuzları gözüküyo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR RUH
Lãng mạnBir sorsanki bana neden sana bağlandığımı, bir sorsanki bana o kadar erkek içinden neden seni seçtiğimi, bir sorsanki bana o kadar gülüş icinden neden seninki, bir sorsanki bana neden aşıksın, bir sorsanki senin gözünde nasıl bi yerim var, bir sorsa...