KÖR RUH

Beni öyle bir sev ki "görmemişin sevgilisi olmuş" desinler.

Sabah oldu sonunda. Direk giyinip makyajımı yapıp evden çıktım. Yine sahile gittik. Miray ve ben ikimizdik. Öğlene kadar beraber takılcaktık. Ada öğleden sonra dişçiye gidicekti. Ada diş telleri olan orta saçlı, saçlarının uçları sarı, bizim gibi iri gözlü, kumral bi kız. Ee biraz da geveze. Öğle arasında 1 saat bizimle durucaktı. Geçtik biz sahile. Sıra sıra ağaçlar var onların dibine yattık Mirayla. Hava sıcak güneşli.

Saat sabahın 9 buçuğu. Uyuya kalmışım. Gözlerimi bi açtım güneş tam tepemde. Sağ tarafıma baktım Mirayda uyuyor. Sol tarafıma baktım bizden az ileride 3 adam oturmuş bizi izliyo. Mirayı dürttüm hemen. O da uyandı. Çok rahatsız olmuştum. Salak mı ne bunlarda amk.

-Neye bakıyonuz amk?

Miray; -Tiplere bak amk hiç mi kız görmediniz lan.

Üstlerine alındılar demekki kalkıp gittiler. Asker bunlar belli. Gölcüğün abaza askerleri meşhurdur zaten. Çarşıya çık illa ki bi kaç tane görürsün. Özellikle sahile akın ediyor bunlar.

Neyse müziğimizi açtık Mirayla yattığımız yerde efkara bağladık. Oysaki birazdan sevgililerimiz yanımıza gelicekti. Karnımız acıktı. Sahilde yemek satan bi yerde yok bildiğimiz. Gittik büfeye atıştırmalık bisküvi, cips, çekirdek, kola bişeyler artık. Yine aynı oturduğumuz yere oturduk. Küçük çocuklar geçiyodu yoldan yandaki parka gidiyolardı onlara da ikram ettik. Sıkıntıdan ölmek üzereydik aşırı sıkılmıştık.

Tolga geliyooo! Aşkım benim yürüyüşüne kurban. Yanında da arkadaşı Mehmet vardı. Emre yoktu ama acaba neden gelmedi gelicem demişti. Tolgayla Mehmet yanımıza oturdular. Miray Emreyi sordu. Mehmetin telefonuyla Emreyi aradılar. Okuldan yeni çıkmış eve gidip duş alıp gelicekmiş. O zamana kadar topluca oturduk.

Mehmet; -Yaren, Tolga senin hakkında ne diyo biliyomusun?

-Ne diyo?

Mehmet; - Sigaraya nasıl bağlıysam, Yarene de öyle bağlıyım diyo.

Yüzümde bi gülümseme oluştu birden. Çok hoşuma gitmişti bu söz. Kucağımdaydı kafası. Saçlarını, yüzünü okşuyodum. Emre geliyodu öteden beri. Mirayla bi göz göze geldik. Biz göz göze geldiğimizde birbirimizin dediklerini anlıyoduk çoğu zaman. Aslında çoğu zaman benzer şeyleri düşündüğümüz için böyle oluyodu. Emreyle Tolga hala bunu çözemiyodu. Miray bana gözleriyle nasıl gözüküyorum gibisinden baktı. Bende başımı salladım güzel gibisinden. Tolga da bana bakıyodu ne konuşuyolar acaba gibi. Emre geldi yanımıza oturdu.

Tolga; -Nerdesin olum sen ? Seni bekliyoz kaç saattir.

Emre; -Geldim ya işte. Annemle de tartıştık. Okula gidicen diye tutturdu bende çantamı aldım okula diye çıktım.

Mehmet de Adayı bekliyodu. Aradım telefonla. Çıkmış okuldan geliyormuş. Yarı yola gittik Mirayla aldık Adayı geldik. Mehmeti tanıyomuş daha önceden görmüş Ada. Geldi hep beraber oturduk. Tolga aynı yerinde yatıyo. Emre Mirayın yanında yatıyo Miray ona çimenlerden koparıp atıyo. Eğleniyoduk ya. Herşey güzeldi. Ada gülüyodu bi bize bi Miraylara bakıp. Bi yarım saat oturduktan sonra Ada gidicem diş randevum var gitmem gerek dedi.

Tolga; -Mehmet sende git durağa kadar geçir kızı.

Mehmetle Ada gitti. Yine 4ümüz kaldık. Tolganın başının altına çanta koydum. Kendi başımın altına da çanta koyup yanına uzandım. Telefonundan müzik açtı el eleyiz. Gökyüzünü izliyorum. Şarkı: Cem Özkan- Olmayacak Bir Hayal. Gözlerim doldu istemsizce. Tolganın elini sıktım beni bırakma sakın dercesine. O da benim elimi sıktı. Tolgaya hiç çaktırmadım gözlerimin dolduğunu. Boğazıma bi acı saplandı sanki.. Sonra kalktım oturdum o da kalktı oturdu yanıma. Bi bana baktı. Öyle masum baktı ki içim gitti. Sonra döndüm Miraya baktım gözleri dolu dolu. Kalktım gittim onun karşısına oturdum. Sarıldım ona baktım daha çok ağlamaya başladı. Emrede o bişey yaptı onun yüzünden oldu sanmış oysaki durum çok farklı.