“Öykü ya pizza söylesene. Zaten ev yakın, yetişiriz” dedi, Mira.
Onaylarcasına kafamı salladım ve çantamda telefonumu aradım. Yoktu. Her yere baktım ama yoktu.
“Mira, telefon yok!” dedim. Birden önümüze Joseph ve Ethan’ın çıkmasıyla durduk. Joseph elinde benim telefonumu sallayarak “Bunu mu arıyordunuz kızlar?” dedi ve sırıttılar. Ağzımız açık onlara bakıyorduk ve donmuştuk sanki. Gerçekten bittik bu sefer…
********************************************************************************************
“Benim telefonumun sende ne işi var?!” diyerek telefonuma uzandım ve almaya çalıştım. Ama telefonu hemen geri çekti. Güldü ve “Neden bu kadar telaşlandın güzelim? Hani içinde bir şey yoktu?” dedi, imalı bir şekilde Joseph. Kendimi toparlamaya çalıştım ve ‘yardım et’ dercesine Mira’ya baktım. Mira sertçe Joseph’e baktı ve “Ver şu telefonu” dedi. Ne kadar yardımcı oldu, arkadaşımıza bravo.
Ethan kahkaha attı ve “Siz sandığımdan daha zekiymişsiniz” dedi. Ne diyordu bu salak. “Ne?” dedim. Gülümsedi. “Ne olduğunu siz iyi bilirsiniz” dedi. Gözlerimi kıstım.
“Biz neyi iyi bilirmişiz?” diye sordu Mira, merakla.
Ethan "Şu yaptığınız oyun. Neden daha önce bizim aklımıza gelmedi ki?” deyince beynimden vurulmuşa döndüm. Nasıl yani öğrenmiş miydi? Ama bu imkânsız. Lanet olsun mesajlar! Mira bana 3 tane dirsek attı ama kıpırdayamıyordum.
“Ne saçmalıyorsun sen?!” diyerek ‘sonuna kadar inkar’ taktiğimi devam ettirdim. Joseph kaşlarını çattı ve “Güzelim artık inkâr etmekten vazgeç. Bak elimde kanıt var!” dedi sertçe ve telefonu gözüme sokarcasına salladı. Fırsattan istifade telefonun kenarını yakaladım ve kendime çekmeye çalıştım. Ama o kadar güçlüydü ki hemen geri çekti. Mira “Ne istiyorsunuz!” diye bağırdı.
“Bizimle geliyorsunuz” dedi Ethan.
“Asla!” diye bağırdım ama Joseph kolumdan tutup çekmeye başlamıştı. “Bırak!” dediğim anda Joseph’in üstüne biri uçtu ve Mira beni kendisine çekti. Kafamı oraya çevirdiğimde Nico’nun Joseph’in yakalarından tutup duvara yapıştırdığını gördüm. “Ne yapıyorsun lan sen!” diye bağırdı Nico, Joseph’e. Joseph sadece güldü ve Ethan’da ona eşlik etti. Nico buna daha fazla sinirlenerek Joseph’in yakalarını daha sıkı tuttu.
Bizse şaşkınca onları izliyorduk. Joseph sakince yan gözle bize bakarak “Hiç, sadece OYUN oynuyoruz” dedi, oyun kelimesini vurgulayarak. Başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi hissettim. Mira bana baktı ve kulağıma “Öykü sıçtık, söyleyecek lan!” diye fısıldadı. Korkuyla gözlerim büyüdü.
Nico dişlerini sıkarak “Dalga mı geçiyorsun lan sen benle!” diye bağırdı. Ethan sakince onları izliyordu ve hiçbir şey yapmıyordu. Ama bizim bir şeyler yapmamız gerekiyordu.
Hemen Nico’nun kolunu tuttum. “Nico, sorun yok. Bırak lütfen” dedim.
“Nasıl sorun yok!” diye bağırdı Nico.
“Seni ilgilendirmez bırak!” diye bağırdım bende. Ama ağzımdan aniden çıkmıştı ve pişman olmuştum. Nico 5-6 saniye kadar bana baktı. Bakışlarını tekrar Joseph’e çevirdi ve yakalarından sertçe itti. Joseph sırtını duvara çarptı ve acıyla inledi. Nico bize bakmadan sinirle “Ne haliniz varsa görün!” diyerek hızla uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
Chick-LitEn büyük acı sevip de karşılık görmemek değil, sevip de karşılık görür gibi olduktan sonra aşkının paçavra edildiğine şahit olmaktır.