Ne bekliyordum ki, hayatımın mükemmel olmasını mı? Annem ve babam yıllar önce boşanmış bense bunu hala kabullenememiştim. Annemin başka bir adamla ilişkisi olduğu gerçeğini hazmedemiyordum. Babam bile bunu normal karşılarken ben nasıl oluyor da saçma buluyordum ki?
Babamın evine hep bayılırdım. Çünkü evi tamamen benim zevkime göre dekore etmişti. Hep burda kalmayı isterdim işin aslında ama annemi bırakamıyordum. O benim her şeyimdi, beni tam anlamıyla ben yapan kişi annemdi. Nasıl bırakabilirdim ki?
Yine babamla mutfak masasında oturmuş annemi ona şikayet ediyordum. Tam da öyle denemezdi aslında. Çünkü tek şikayetim başka bir adamla birlikte olmasıydı şu an.
Babam kaç saattir beni, böyle bir şeyin çok normal olduğuna inandırmaya çalışıyordu bilmiyordum ama ben bunu tabi ki kabul edemezdim.
Bal gibi de edersin de işte. Sen işleri zorlaştırmayı seviyorsun.
İç sesimin bana gerçekleri söylemek gibi hatalar yapması hep sinirimi bozardı.
Babam, " Belki adamı tanıyınca çok seversin." deyince ağzım açık kaldı. Bilemiyordum, sever miydim ki?
Babamın evinden çıkalı yaklaşık yarım saat olmuştu. Ben hala gidememiştim eve. Dışarda dolaşarak yürümek iyi geliyordu. Bi süre aylak aylak dolaşıp eve varmıştım sonunda.
Annem yine neşe dolu sesiyle, "Hoşgeldiiiinn aşk çiçeğiim, neşe böceğiim." diye karşılamıştı beni. Bayılırdım bu kadının bu hallerine. Bi insan hep mi neşeli olur? Benim annem öyleydi.
"Eee anlat bakalım ne konuştunuz babanla benim hakkımda?" diye sordu merakla " Valla yalan söyleyemeyeceğim. Senin şu 'ilişkin' hakkında konuşmuş olabiliriz." dedim ilişkin kelimesini tırnak içinde göstererek.
"Ne varmış ayol benim ilişkim de? Sende çok uzattın be kızım." deyince ister istemez suçladım kendimi. Belki de haklıdır. Belki de biraz olsun onu anlamaya çalışmalıydım. Sonuçta bu kadın bekar ve özgür bir kadın.
"Haklı olabilirsin. Biraz uzattım evet ama seni paylaşamadığımı biliyorsun anne!" dedim huzursuzca. Beni anladığını umuyordum.
"Biliyorum bebeğim. Bu yüzden bir şey diyemiyorum sana. Bu durumun uzamasını da istemiyorum artık ama. Çünkü sende biliyorsun, ben bir yetişkinim ve bu benim hakkım." Haklıydı. Hemde sonuna kadar.
"Evet haklısın. Çok gittim üzerine özür dilerim." dedim dudak büzerek. Hemen geldi sarıldı bana. Hiç kıyamazdı ki neşe böceğine.
"Hazır konusu açılmışken sana söylemem gereken bir şeyler var." dedi doğrularak. Tam gözümün içine bakıyordu. Biliyordum bu bakışları. Bunlar ciddi olmalıyız bakışlarıydı.
"Evet, dinliyorum." dedim ciddileşerek. "Bak, bunun için doğru zaman, bu zaman mı inan bilmiyorum ama sende biliyorsun ki yaklaşık yedi aydır bi ilişkim var. Ve artık benim takılmalık yaşları geçtiğimin farkındasındır. Geçtiğimiz hafta Doğan amcandan bir evlilik teklifi aldım. Bu öyle anlı şanlı bir teklif değildi. Sadece isteyip istemediğimi sordu. Bende istediğimi söyledim." duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum. Çünkü bu benim için gerçekten zordu.
Annem soluksuz şekilde nasıl gerçekleştiğini anlattı. Fazla detaya girmedi ama ben zaten bi farklılıklar olduğunun farkındaydım.
"...işte böyle. Sana tek bir şey soracağım. Bir ay kadar bi süre içerisinde nikahımız olacak. Ben, senin yanımda olmanı istiyorum. Her zaman ama. Bizimle birlikte yaşamanı, bana destek olmanı, benim kızım olduğunu belli etmeni istiyorum." beklenti dolu bakışlarını üzerime dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Teen Fiction"Neden yaptın bunu?" diye sordum. Sorulması gereken soru bu muydu bilmiyorum ama bir cevap bekliyordum. "Yakında öğrenirsin ufaklık." Ufaklık?? Ayağa kalkıp odadan çıktı. Ben ise ne yaşadığımızı sorguluyordum. Bunu başkasıyla yaşamış olmak belki...