sickick ~ mind games
-Onları bir daha asla göremeyeceksin, bir maskenin arkasına saklanıyorlar.
-
Elini kalbinin üstüne koyarak hızını biraz yavaşlatmak istedi Yoongi. Ama olmuyordu. Önündeki kapıyı açtığında, uzun bir süre sonra yeniden sevdiğine kavuşacaktı. Derin bir nefes üfleyip kapıyı açtığında odanın içine yayılmış olan papatya kokusu doldu ciğerlerine.
"Merhaba."dedi Hoseok. Yoongi'yi bekliyordu. Şikayeti geri çeker çekmez Yoongi'nin haberi olmamıştı. Bu yüzden geç kalmıştı Yoongi'si. 2 gün boyunca gözüne uyku girmemişti Hoseok'un, kapıyı izlemişti. Yoongi gelecek diye bir sürü hazırlık yapmıştı. Odanın içine demet demet papatyalar sipariş etmiş, üç şişe parfüm bitirmişti. Sırf Yoongi, onu görmeye geldiğinde hastane kokusu almasın diye.
"Nasılsın?"diye sormuştu Yoongi. Hoseok'un eski korkak tavırları yoktu artık. Yaklaşmıyordu ama kaçmıyordu da.
"İyiyim, sen?"
"İyiyim."
Ortamın havası aşırı resmiydi. İkisi de konuşmak istemiyordu. Ama birbirlerinden çekiniyorlardı. Yoongi ona sarılmak istiyordu. Hoseok ise Yoongi'nin göğsünde uyumayı.
Sessizliği bozan Yoongi olmuştu. "Minho ile ne konuştun?"
"Ben hala çoğu şeyi hatırlamıyorum Yoongi. Ama emin olduğum tek şey, Minho'nun beni kandırdığı ve bana ilaç verdiğiydi. Beni neden kandırdığını sordum ona. Senden nefret ettiğini ve beni kullandığını söyledi, özür diledi. Beni dövenin de kendisi olduğunu söyledi ve bir maske çıkardı çantasından. Senin yüzünün aynısıydı. Sonra taktı. Tıpatıp sana benziyordu. İşte o zaman sana haksızlık ettiğimi fark ettim. Seni dinlemeliydim."
Yerinden kalkıp Hoseok'a doğru birkaç adım attı Yoongi ve yatağın yanında yere çöktü. "Sorun değil bi'tanem. Buradayım. Her şey geçecek." Hoseok'un ellerini tuttu. Aralarındaki bu temas, ikisinin de kalbini hızlandırmıştı. Yoongi'nin ona dokunmasını özlediğini fark etti.
Gözlerinden yaşlar süzülürken tekrar konuşmaya başladı, Hoseok. "Üzgünüm Yoongi. Sana çok kötü davrandım. Ama seni gördüğümde midemde oluşan garip hisse anlam veremiyordum. Aklım seni unutsa da kalbim hala seni seviyor. Jimin haklıydı. Kalbimin sesini dinlemem gerek. Senden tek bir isteğim var, Yoongi. Seni en baştan yaşamak istiyorum. Unuttuğum her şeyi bana tekrardan hatırlatır mısın?"
Avuçlarının içindeki küçük, narin elleri sıkıca tuttu Yoongi. Duydukları onu da ağlatmıştı. Mutluluktandı gözyaşları. Sertçe yutkundu. "En ufak ayrıntıyı bile atlamayacağım güzelim."dedi ve ayağa kalkarak özlemle sarıldı sevdiğine. Hoseok da ona sarılıyordu.
Bu anın yaşandığına herkes şahit olmuştu sanırım. Odanın camından izleyenler alkışlıyordu. Cehennem azabı gibi geçen birkaç aydan sonra, sonunda kavuşmuştu iki aşık. Jimin, bu kavuşma için bulunduğu katkıdan ötürü kendisiyle gurur duyuyordu. Hoseok da öyle. Jimin olmasaydı, Yoongi'ye karşı hissettiklerinden emin olamayacaktı. Yoongi de, Hoseok da minnettardı ona.
***
"Anlat bakalım Minho. Hoseok'u neden kaçırdınız?"diye sormuştu Jungkook arkasına yaslanarak. Minho'nun sorgusu başlamıştı.
"Yoongi benim çocukluğumu çalmıştı benden. Ben de onun umudunu çaldım. Başarılı da olduk. Ama o aptal Hyunjin her şeyi mahvetti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Recuérdame // sope
Fanfic[TAMAMLANDI] "Bebek misin Hoseok? Hala bu şampuanı kullanıyor olamazsın." Yoongi, Hoseok ile dalga geçmeyi severdi. Hoseok da Yoongi'nin güldüğünde gözüken diş etlerini. Bu yüzden hiç kızmazdı sevgilisine. Sırf o gülsün diye kendisiyle dalga geçilme...