Sabah uyandığımda Bob çıldırmış gibi etrafa bağırıyordu. Kanepenin rahatsızlığından belime resmen kazık girmişti. Dışarıda silah sesleri geliyordu. Kanepeden doğrulup cama doğru adım attım. Camdaki kalasların arasından ne olup bittiğini ögrenmeye çalışıyordum. Hemen hemen 30 asker yüzlerce aylağa rastgele ateş ediyordu.
-Gerizekalılar. Diye bağırdı Bob.
Ben ise Bob un annesini kucaklayıp yukarı taşıyordum. Merdiven basamakları oldukça çürümüş ve gıcırdıyordu. Annesi oldukça ağırdı. Silah sesleri azalmaya başlamış yerini çığlıklara bırakmıştı. Yukardaki yatağa Bobun annesini yavaşca bırakıp çıkarken kapıyı kiliylemiştim.
Aşşağıya indiğimde Bob kapıyı açıp bir askeri içeri alıp kapıyı kilitlemişti bile. Asker soluklanıyordu elinde bi sargı bezi vardı.
-Issırıldın mı ? Diye bağırdı Bob.
-Hayır elime sıcak namlu deydi. Dedi asker.Elini açtı ve gösterdi. Eli su toplamış ve birçok yerden patlamış enfeksyon kapmıştı. Böyle bir yaranın nası bi acı hissettirdiğini düşündüm. Felaket bisey olmalı. Silah sesleri ve çığlıklar kesilmişti. Onun yerine aylaklardan çıkan lanet olası iniltiler yerini bırakmıştı. Aylak sürüsünün azalmasını beklerken. Bi yandanda yaralı askerin eline pansuman yapan Rossie' yi izliyordum. Çok zarif davranıyor. Kabul etmeliyim Rossie'den hoşlanmıştım. Kızıl saçlarını kulağının arkasına attığında anlamıştım bunu. Askerin telsizinden sesler geliyordu. Ses netleşti.
"Bunu dinliyen her kimse Las Vegas Army Careers ( Las Vegas Ordu Karargahı ) na gelsin. Burda kalıcak yer , su , erzak , silah , muhimmat var. Peşinizde enfeksyon kapmış ölüler varsa gelmesinler. Eğer ıssırıldıysanız son merminizi beyninizi parçalamak için kullanın. Bu duyuru burda bitmiştir. Astsubay Jhonson "
Hepimiz iliklerimize kadar donmuştuk. Olayın şokunu üstümüzden atarak askerle tanışmaya geçtik.
-Merhaba dostum ben Tommy bu Bob buda Rossie.
-Methaba ben Eddy. Çavuş Eddy. Yani artık sadece Eddy. Yavaşca botlarını çıkarıyordu. Ayakları yaralar içindeydi.
-Hassiktir Eddy ayakların ... Dedi Bob.
-Evet Bob 2 gün boyunca siktiğimin aylaklarından kaçıyorduk. Hemen hemen 300 km yürüdüm. Ayaklarımı hissedemiyordum.Eddynin ayaklarindaki yaralar ve o yaralardan çürümüş yumurta gibi akan iltihaplar bunu gösteriyordu. Bu arada Bob a anahtarı verip Rossie ile yukarda annesin yanina gitmesini işaret ettim.
Eddy'i kucaklayıp rahatsız kanepeye yatırdım. Elime aldığım kaleme bir parça bez sarıp Eddy e uzattım.
-Bu ne için Tommy.
-Biraz sonra anlarsin. Onu dişlerinin arasına almanda fayda var.Elime geçirdigim eski bıçakla ayaklarındakı iltihapları , yaraları kazımaya basladım. Sivilce gibi sapsari iltihaplar akmaya devam ediyordu bir yandan ıslak bezle siliyordum. Eddy ise çığlık atıyordu. İşaret parmağımı dudaklarıma götürerek sus dedim. Bir yandan kan bir yandan iltihap akan yaralar temizledim ve sardım. Bu arada Bob ve Rossie gıcırdayan merdivenden inip yanıma geldiler.
-Tommy ne zaman Ordu Karargahına gidicez?
-Eddy'nin yaraları iyileşince dostum. Karanlık çöktü artık istersen biraz yemek yap Rossie. Dedim. Rossie yüzündeki güzel gülümsemesiyle mutfağa gitti.
-Sanırım bizim koca götlü aşık oldu. Dedi Bob o alaycı gülüşüyle.
-Bob öyle bişey yok dostum saçmalama. Dedim ve suratım domates bahçesi gibi kızardı.Artık karanlık tam çökünce "Yemek hazır." diye seslendi Rossie. Yüzüm o anı hatırladıkça kızarıyordu. Yemeğe Eddyi alıp sandalyeye orurtarak başlıycaktım. Ki kapıda Rossie ile karsılaştık. Çok güzel gülüyordu. Dünyanın çivisi çıkmasına rağmen bana herşeyi unutturuyordu. Yemeğe başlarken Bob dua etmeye başladı. Yemeğe dua bittikten sonra başladık. Rossie ile göz göze gelip duruyordum. Kalbim herinden çıkıcak gibi oluyordu.
-Tom suratın salatadaki domatesten daha kırmızı oldu. Dedi ve kahkaha atmaya başladık.
Bob bir yandan yemek yerken bir yandan da annesine yemek yedirmeye çalışıyordu. Yemekten sonra Eddyi kucaklayıp yukardaki Bob un odasına yatırdım ve yaralarına tekrar bi göz attım. Odadan çıkarken. "Teşekkür ederim dostum" dedi ve gülümsedi. Bende aynı şekilde gülümsedim. Aşşağıda Bob ben ve Rossie kalmıştık. Bir süre sohbet ettikten sonra uyumaya karar verdik. Yarın çok işimiz vardı. Bob annesiyle yukarıda yatacak , ben ve Rossie ise kanepede yatacaktık. Bob çok iyi birisin dostum.
Gece aylak sesleri ve homurdanmaları evde yankılanıyordu. Ürkek bir sesle..
-Tom birşey söylüyebilir miyim ?
-Tabiki.
-Korkuyorum bana sarılabilir misin ? Dediği anda kalbim ağzımdan çıkacak gibi oldu.
-Elbette.Rossie'nin kafası göğüsümdeyken kendimi dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyordum. Kalbimin atışlarını dinliyor gibiydi.