Silahları hazırlayıp mermiyi namluya sürmüştüm. Emniyeti kapatıp elimde tutuyordum. Bob bir yandan küfredip bir yandan arabayı kullanıyordu. Ileride trafik durmuş arabalarla yol boyu kıpkırmızı bir şerit oluşmuştu. Arabalarda 1 cm ilerleme yoktu.
-In aşşağıya koca götlü. Dedi Bob. Bunu demesinden nefret ediyorum. Neden ismimle bana seslenmiyorki.
-Tamam da Bob ne yapıcaz olay ne ?
-Cok laf yapma diye bağırdı.Ortam adeta ana baba günüydü. Herkes koşuyor. Ama neden koşuyor? En sonunda elimizdeki suikast tipi silahlarla bir markete girdik. Gerizekalı herif soygun yapıcak galibadiye düşündüm. Markette kimse yoktu galiba. Mallar yerde yerlerde kırmızı sıvılar galiba kan dı. Adrenalin salgılayan bobrek ustü bezlerim resmen patlıyordu. Parmağım tetikle dans ediyor bacaklarım 9.9 şiddetinde titriyordu. Bob işaret parmağını ağzına götürüp sus dedi. Elindeki M4 tipi silhahını sakince etrafa gezdirip duruyordu. Her yere baktık kimse yoktu.
-Temiz. Diye sessizce fısıldadım.
Bob deli gibi erzakları torbalara dolduruyordu. Ben ise burda bi facia olduğuna emindim. Personel kapısına birisi tekme atıp boğazından sanki bi sincap cıkıyor gibi kuru bir öğürmeyle dışarı çıktı. Üstü kan ve yaralarla doluydu. Ben adrenaline yenik düşüp silahımı o yaratığa doğrultamadım.-O bir ölü kafasına ateş et Tom. Diye bağırdı ilk defa ismimle seslenmişti.
-Tamam. Diyip silahımı o yaratığa doğrulttum. Bi anda yakın bi yerden silah sesi gelmişti üstüm yaratığın beyin omurilik sıvısıyla ve kanla kaplandı. Bu gerçekten iyrenç. O sırada dayanamadım galiba heycandan bilemiyorum ama olduğum yere yığıldım.
*****
Suratıma ağır bi tokatla kafamı kaldırmam bir oldu. Tokat vuran el çok zarif bi el olduğunu hissettim. Tam nana tokat atan kişiye yumruğumu sallıyacaktım ki bi bayan olduğunu gordüm ve elimi yavaşca indirdim.
-Ben Rossie. Dedi
-Ben Tommy. Dedim yüzümde amaçsız bir gülümseme belirdi. Şapşal ben resmen büyülenmiş gibi Rossie'ye bakıyordum.
-Bayıldın Tommy kafanı yere çok sert vurdun öldün zannettim.
-Başımın ağrısı şimdi belli oldu.Arabaya doğru koştuk. Sokakta ses kesilmiş ve kimse kalmamıştı. Arabaya erzakları yükledik. Arabayı çalıstırıp geldiğimiz yönün tam tersine istikamet olarak ilerledik. Gözüm hala Rossie de kalmıştı.
-Ne oldu bu şehirde? Dedim.
-Dünya da demek istedin galiba tüm dünyayı aylakkar sardı Tommy. Diye çıkıştı Rossie.
-Bob ne bok yiycez şimdi?
-Bilemiyorum ama markette koca götlü bayılmasını izlemek güzeldi. Dedi ve gülüşmeye başladık. Ama asıl kilolu olan oydu.
-Nereye gidiyoruz Bob.
-Evime dostum. Iyiki şehrin dışındaydı evim.Yollarda bir kaç yaratık gördüm ama bunlara aylak deniyordu doğru. Aylaklar. Güzel kelime.
Eve yaklaşmıştık. Bob nası bi yerde kalıyorsun cam denen malzeme evinde yok. Pencerelere ne çaktın? Çitlere takılmış aylak dikenli tellerdeki cürümüş dokuları ve yerdeki bağırsakları çok mide bulandırıcı duruyordu.
-Ben hallederim Bob. Dedim ve silahımı hazırlarken...
-Bu sefer bayılma koca göt. Dedi.
-Lanet olsun Bob adım Tommy.Arabadan inip silahı aylağa doğrulttum. Çitlere takılmış olduğu için haraketsiz duruyor ve kolay hedefti. Kolay hedef olsada adrenalin hormonum gene coşmuştu. Hiç beklemeden tetiğe bastım. Kafasına giren merminin sesi çok derinden gelen patlama gibiydi.
Bob arabadan çıkıp beni alkışladı.
Torbaları alıp eve koştuk. Evdeki sessizlik başımın ağrısını azaltıyordu. Bi ağrı kesici bulup hemen yuttum. Başımın arkasındaki ağrıyla boğuşurken Rossie Bobun felçli annesiyle ilgileniyordu. Bob konservedeki fasulyeyi ısıtıp yanımıza geldi. Yemeğimizi yedikten sonra başımın ağrısının azaldığını hissediyordum.Bob radyo ve televizyonu karıştırıyor ve adam akıllı haber bulmaya çalışıyordu. Bende rahatsız kanepede uyuya kaldım.