4. Anne Korkuyorum

353 21 5
                                    

Dolabın içindeydim. Her yer aylak kaynıyordu. Dolabın arasından bakarak kaç taneler saymaya çalışıyordum. Elimde sadece bir bıçak vardı. Kendimi adeta koşeye sıkışmış fare gibi hissediyordum. Elimdeki bıçak oldukça kirliydi. Kendimi ölüm sessizliğine kapatmış bekliyordum.

Kalasların arasından usulca gözlerimi oyan ışık beni bu korkunç kabustan uyandırmıştı. Rossie hala uyuyordu. Adeta yeryüzüne düşmüş kanadı olmayan bir melek gibi. Rossie yi uyandırmadan kalktım ve mutfağa yöneldim. Süpriz bir kahvaltı hazırlayıp mutsuz yüzlerini güldürmek istiyordum. Krep ve bulduğum malzemelerle hoş bi kahvaltı hazırladım. Sessizce Rossie nin yanına giderek usulca onu izliyordum. Aslında uyumuyor gibi. İzlediğimi farketti galiba. Yüzüm yine kızardı.

Yukarı kata çıkıp Eddy yi uyandırdım. Sonra Bob u. En son Rossie kalmıştı. Omzuna dokunup uyandırdığımda gülümsüyordu.

-Günaydın prenses. Dedim
-Günaydın prens. Dedi gülerek Rossie.

Hep beraber kahvaltı yaparken...

Eddy: Dışarda mühimmatlar ve telsizler var. Aylaklar bu gun yok gibi. Rahatça alabilirsiz.
Bob: Peki annemle kim ilgilenicek ?
Rossie: Ben evde kalır Eddy'e ve annene göz kulak olurum.

Kahvaltıyı bitirdikten sonra rahatlamıştım ama bu rahatlık kısa sürdü. Bob ile caddedeki silahları mermileri topluycaktık. Kalaslasın arasından caddeye göz attım. Cadde sakin görünüyordu. Yanımıza bıçak ve birer tabanca alıp dışarı çıkmak için kapıya yöneldik.

-Stres içindeyken ne yaparım biliyormusun Tommy ? Elini cebine atıp.
-Ne yaparsın dostum ?
-Tabiki sakız çiğnerim. İstermisin ? Elindeki sakızı bana uzattı. Hiç düşünmeden aldım.
-Teşekkür ederim adamım.
-Bu sefer bayılma koca götlü.

Kapıyı araladım ve son kez kontrol ettim. Ve yavaşca dışarı çıktım. Arkamdan Bob çıktı. Sessiz olması için elimin işaret parmağını dudaklarıma götürdüm. Marketteki halime göre şu anlık iyiydim. Cadde sessizliğini adımlarımız bozuyordu. Bahçe kapısından çıkarken sağa sola baktım ve Bob a gelmesi için elimi salladım. Yerlerde aylakların çürümüş dekik deşik olmuş bedenleri yatıyordu.

-Şanslı günümüzdeyiz koca götlü hemen şurdaki askerleri ara bulabildiğin muhimmatları al ve gel ben seni koruyacağım.
-Tamam.

Yerde 20 ye yakın delik deşik asker cesetlerini araştırıyordum. Bulabildiğim silahları mermileri sırt çantama yüklüyordum. O sırada adrenalin hormonlarımı çoşturan ses yükseldi.

-Siktiğimin acemileri arabam mahvolmuş. Diye bağırdı Bob. Arabada oysa ki 10 delik var yok. Hasar verilen yerlerde önemsizdi.
-Mal herif sanki çivisi çıkmış dünyada arabanı sat... Yerdeki cesetlerden biri hala canlı ve bacağımı çoktan kapmıştı.
-Hassiktir. Dedi Bob.

Aylağa sağlam bir tekme attım. Uzaklaşmaya niyeti yok gibiydi. Elimdeki bıçağı 50 santim ileri doğru düşürmüştüm. Belimdeki silaha ulaşamıyordum. Tek çarem o bıçağı almak. Aylağa tekme ata ata bıçağı almaya çalışıyordum. Tam elime aldığımda silah patlaması duydum. Bob ateş etmişti. Aylak bok çuvalı gibi yerde haraketsiz kaldı. Lanet aylaklardan korkuyordum. Bu asla bitmiycek bi korku. Siktiğimin dünyası sarpa sararken ben korkumla yüzleşemiyorum. Ilk okuldaki sınıf arkadaşlarım haklı. Korkağın tekiyim. Utanıyorum. Bob ilk okulda benim yanımdaydı benim için herkes ile kavga etmeyi göze almıştı. Şişko Rick le bile dövüşmüştü sırf beni merdivenden yuvarladığı için. Dayak yesede cesaretini taktir ediyorum.

-Teşekkur ederim dostum hayatımı kurtardın. Sana can borçluyum.
-Önemli değil artık eve dönmeliyiz ses onları buraya çeker kımılda koca götlü.

Çantaya yüklendim ve eve doğru yürümeye başladım. Aklımda hala lanet bir aylak öldüremediğim için kendime kızdığım gerçeğ vardı. Belkide artık yeni dünya düzenine uyamıyorum. Çantanın ağırlığı benim belimi zorlamaya yetti. Eddy nasıl taşıyordu bu kadar muhimmatı ?

Kapıyı açıp içeri geldiğimde Eddy çoktan ayaklanmış evde tur atıyordu. Az da olsa canı acıdığı yüzünden belliydi. Rossie ise Bob un annesine yemek yediriyordu. Tam bir melek. Bob içeri girip kapıyı kapattı.
Rossie ve Eddy hep bir ağızdan ;

-O silah sesi de neydi.
-Küçük bi sorundu hallettik. Dedi Bob sözümü keserek.

Her zaman beni koruyan Bob a kardeşim gözüyle baktım 2001 senesi annesinin geçirdiği trafik kazasında ve annesinin felç kalması beni derinden etkiledi. Hemen hemen kendimi bağlı hissediyorum. Benim annem ben bebekken kanserden ölmüştü. Babam ise 7 yaşımda intihar etti. Dayımlarda kalıyordum. Dayım benim babam olmuştu. O da 19 yaşımda vefat etti. 19 yaşımdan sobra rehinecide çalışmaya başladım. 28 yaşıma kadar Bob la hayata tutunduk. Onun annesi annem oldu. Ne sorunum varsa annesine anlattım. Beni dinliyen tek kisi oydu. Bazen anlattıklarıma ağlardı. Duyguları benimki kadar hassas ve narin. Sandalyesine bindirip hafta icleri iş dönüşü gezdirirdim. Aile özlemimi Bobun annesiyle paylaşıyorum.

Rossie yemeği yedirmeyi bitirup mutfağa giderken fırsat bu fırsat konuşma Bobun annesiyle konusmak istedim.

-Anne bu günde başarısız oldum. Salgın kapmış insanı öldüremedim. Ilk okulumdaki şişko rick haklıydı ben koca bir ahmağım. Korkuyorum anne. Rossie den hoşlanıyorum onu koruyamam diye seni ve Bob u koruyamam diye korkuyorum.

Bu arada Rossie beni duvarın arkasında beni dinliyordu galiba. Ayak seslerini duydum koşarak mutfağa gidiyordu arkasından gittim. Hiç birşey yokmuş gibi bulaşıkları diziyordu. Gözleri yaşlanmıştı hatta. Arkasından sarıldım.

- Bizi , Bob'u, Eddy'i , Bob un annesini koruyacağıma söz veriyorum. Dedim.
-Sana güveniyorum. Dedi göz yaşlarını silerek hafiften gülümsiyerek.

Akşam yemeğini yedikten sonra.

-Las Vegas ordu karargahına gitmeliyiz. Dedi Eddy.
-Haklısın ordu yanında daha korunaklı oluruz. Dedim.
-Annem için daha iyi. Dedi Bob.
-Haklısınız. Dedi Rossie.
-Öyleyse yarın sabah karargaha gidiyoruz. Dedi Bob.
-Uyumalıyız erkenden uyanıp işlerimizi yapıcaz daha Eddy.
-Tamam dostum iyi uykular.

Gece karanlığı ve sessizliği hoşuma gitmişti. Uykum çoktan gelmişti. Rossie nin elini tutarak uyumak istiyordum. Uykuya dalmasını bekledim. Uyuyor galiba diyip elini tuttuğumda gülümsedi ve sarıldı. Göğüsüme kafasını sımsıkı bastırıp resmen çılgınca atan kalbimi dinliyordu.

Yürüyen ÖlülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin