#Get Scared Sarcasm ~
Evet yeni bölum falan nese uzatmicam aslinda , size bir aciklama yapmistim yazarken falan kaydetmeyi unuttum da nese , evlat acısı gibi koymustu aq. Nese nse nse sole birsey yazmistim, bir insan evladi diyeyim , hikayenin konusunu degistirmessem hikayeyi sikayet ettiricegini falan filan soledi iste, hikayenin konusunu iskence ölum ve haz tarzi bisi yapmami istedi, sey gibi bisi #Fsog filmi gibi birsey yani nese iste ona burdanda gonderme yapayim , hikaye konusunu degistirmicem. Cunku begenenler ve takipciler var instagram isteyenler falan fln , k.b kardesim bizimle değılsın. İyi okumalar sizi seviyorum
Not* Wt deki sarki cidden guzel , dinlemenizi tavsiye ederim. Bu bizim "Rimple Golden Coffee"de calan sarkimiz olucak :).
Multimedia * Christopher *
***
ALEXANDRA HİLL
Sabahın 11' inde Rory beni arayıp, Rimple Golden a gelmem icin ikna etmeye calismisti. İlk basta kabul etmesem de beni tehdit , rüşvet tarzı seylerle ikna etmisti. Evden cikasim yoktu, cikmazdim da iste bu Rory di. İşini bırakıp yanima gelebilirdi. İsini kaybetmesini istemezdim. Yataktan kalkıp , ona gelicegime dair bir mesaj attiktan sonra yavas adimlarla dolabımın onune geldim ve durdum. Altıma mavi bir sort , ustume iste salas gobekte biten bir kolsuz giydim. Ayagima da "Vans" larımı giydikten sonra , bisikletime atlayıp yola koyuldum. Merkeze dogru gittikce , icime dolan bahar ciceklerinin kokusu rahatlamamı sağladı ve keyifle yoluma devam ettim. Yolda giderken , kahvecinin hemen onumde oldugunu gorunce kaldırıma bir hamle yapip ustune cıktım. Kahvecinin hemen yanındaki bisiklet park etme demirlerinin hemen oraya bisikletimi bagladiktan sonra , üstume sole bir daha baktim. Fena degildi cidden,nese. Kapıya hamle yapmamla, kafamın ustune sıçtığımın zili caldi, bir anlık bazı yuzler uzerimde dolastiktan sonra herkez onune dondu. Derin bir oh cektim. Oh . Saclarımı duzeltirken , Rory bana tezgahın arkasından "Alexandra" diye bağirdi. Onu gorunce , masumca guldum ve yanina dogru gitmeye basladim. Dönen sandalyelerden birine oturup,duvarın ustundeki menüyü inceledim.
A: "Hmm.. Ben sanırım bir Mosjdkfk alıcam"
R: "Onun adı "Mocca De Latte" canım"
Rory bana şirince sırıtıp goz kırptıktan sonra tezgahın arkasına yönelip kahveyi yapmaya basladi. Arkasını donup bana öpucuk attiginde, goz devirip "işine dön" dercesine elimi havada salladim. O degilde buranın havası cidden farkliymis,
Calan muzik ve insanlar. Hosuma şey oldu gibi. Bole hayal dunyasinda gidip gelirken, Rory tezgaha tok bir sesle, bardagimi koydu.R: "Ne dusunuyordun tatlım"
A: "Sadece buranin farklı havası beni etkiledi, ew sen beni mi izliyosun"
R: "Musterimsin tatlım, nese şuraya birkac musteri geldi onlara bakmalıyım baya yakısıkli gibiler"
A: " Eww , Rory"
Rory gülüp yanımdan ayrilinca, nereye gittigine baktim ve gozlerime inanamadım. Christopher ve yanında ultra yakışıklı devrelerimi bozacak turden taş bir cocuk vardi. Rory onlara gulumseyerek siparislerini alirken, Christopher ın yeşilleri benim mavilerimi buldu. Bir an ikimizde şok etkisinde bile olsak , baska yere kafalarımızi cevirip gozlerimizi birbirimizden ayirdik. Kısa da olsa meraktan başımi ceviriyim dedim. Demez olaydım, Yakalandım. Christopher zafer kazanmişcasına sırıttı, tanrım.
CHRİSTOPHER MCCORY
Suanki gülme hissimi bir kenera bırakıp , raven a baktım. Hala Rory denen kiza bakiyor , arada kız ona kaçamak bakıslar atınca, 32 dişini cikarip guluyordu. Onun mutlu olması hosuma gitmisti. Ama suan onemli olan Rory ve Alexandra arasinda ne olduguydu, ona bu bahaneyle yaklasabilir miydim?
R: "Hey Christopher"
C: "Hı"
R: "Bence gidip konusmalısın"
C: "Kimden bahsediyorsun sen "
R: "Agh.. Bro beni mi keklemeye calısıyorsun sen, su deminden beri gozunu alamadığın hatundan bahsediyorum"
C: "O.. O benim alt komsum"
R: "Bro , bu daha iyi düzersin gider iste"
C: "Dostum bu bole bir kız degil, o ... O evden hiç cikmaz, bass gitar calar, kimseyi umursamaz, masum ve asidir, iste o bole bir kız onu düzmekle ilgilenmiyorum. Hemde hiç"
Bu hareketimle Raven 'sen ciddi misin lan' bakısı yolladı, bende tek kasımı yukari kaldirıp 'hayirdir' anlaminda el hareketi yaptım. Bole yaparak kendimizi rezil ettigimizi anlasam da , omzuna vurarak gulmeye basladım oda bana karsılık verdi. Bir an olsun gozum hala kahvesini yudumlayan , Alexandra ya kayinca bana baktığını gordum. Bu bana cesaret verip yanina gitmem icin bir sans olmustu.
C: "Bro.. Hadi gidelim yanlarına"
R: "Tabiki bro"
Ağır adimlarla yanina yaklasinca , bize bakti ve biraz sersemledi sonra ise kahvesini yudumlamaya devam etti. Yanina geldigimde 'selam' dercesine elimi salladım ve ;
C: "Oturabilir miyim , sağol"
A: "Aw,Chris sen nezaket yoksunu falan mısın"
C: "Sanırım tatlım oleyim, şey.. Asıl konuya gelirsek , Rory le aranizda ne var ?
Bu soyledigime karşın, kaşı yukarı dogru kalktı ve konusmaya devam etti.
A: "Mccory.. Bu seni ne alakadar ediyor"
Muzipçe sırıttım.
C: "Kendim icın degil" diyip, yanımdaki Raven ' ı gosterdim. Raven 'selam' diyip Alexandrayı suzmeye baslayinca, omzuna vurdum.
R: "Napiyosun lan"
C: "Elim kaydı"
Bir an icın bir kıkırtı duydum , ne taraftan geliyor diye bakinca. Rory denen kız ben ve Alexandranın ustunde gozlerini gezdiriyordu.
Ro: "Yoksaaa, sizzz sevgili misiniz"
Bunu duyunca ikimizde , kahve bogazımiza kacmis gibi oksurmeye basladik. Oksurduk, ve oksurduk.
A: " Rory" diye cırladı. Bense oksurukten sonra bu olanlara sadece baya bir uzun sure kahkaha atmistim. Alexandra kollarini gogsunde birlestirip dudaklarini buzdu ve goz devirdi. Gulmemi durdurup kendime geldigimde.
Ra: "Daha kıvılcım ateşlenmedi"
'Ne diyosun ulan" diyerekten Raven'a daldığımda Raven ve Rory bize guluyordu.
A: "Bu kuzenim Rory"
Kuzeni mi ? Yok artık.
C: "Ha?"
Ra"Ciddi misin ? Waw o zaman şey, bu hafta sonu bir yemeğe cikmaya ne dersiniz kizlar"
C: "Okuz"
Ro: "Sanslisiniz ki bu hafta sonu maasımi aliyorum benim icin uygun"
A: "Rory!!"
Rory ona 'ne var ya' dercesine yavru kopek bakislari atıyordu. Belliki Raven dan hoslanmisti.
Ro: "Eger.. Eger gelmessen kucuklugunu bu kahveci dukkanina maskot olarak asarım"
A: "S.Seni Kucuk Seytan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slim Lady //cm//
Teen FictionSen şeytana dokunamazsın ama o sana dokunabilir. Her noktasına.