"Benim için endişelenmene gerek yok Soyeon, ben iyiyim... Hayır, hayır, lütfen aksatma derslerini müsait olduğumuzda görüşürüz elbette... Ben de seni seviyorum. güle güle."
Yoongi beni evine getirmişti. Gelir gelmez biraz yemek yemiştim ve şimdi de Soyeon' a güvende olduğumu haber vermiştim. Tekrar okuldan kaçıp yanıma gelmek istese de bunu yapmaması hakkında tembihlemiştim onu.
Zaten bir kere benim için risk almıştı.
Geldiğimizde Yoongi beni odasına götürmüş ve getirdiği birkaç malzemeyle bedenimdeki yaralarıma müdahale etmişti. Oysa ki haberi yoktu, yumuşak dudaklarını dudaklarıma kapattığında yaralarımı iyileşitirdiğinden.
Annemle olan ilişkimden bahsetmiştim biraz. Bana acıyıp kollarını omuzlarıma doladığında başımı göğsüne yasladım ve hızla çarpan kalbinin sesini dinledim. Parmakları saçımda gezinmiş ve boğazımdan arada kaçan hıçkırıkları yatıştırmıştı.
Soyeon'la camın önünde ayakta dururken konuşmuştum. Şimdi de telefonu kapatsam da Yoongi' nin evinin manzarası oldukça hoştu ve ben orada durup dışarıyı izlemeye devam ediyordum.
Bu sırada belime dolanan kollarla irkildim. Bunu yapan Yoongi' ydi.
"Öğretmenim ne yapıyorsunuz, öğrencinizle?"
Sözlerime karşı ufak bir kahkaha attı.
"Öğrencim biraz dinlensin istiyorum. Sonrasında biraz konuşmamız gerekecek."
"Şimdi konuşalım."
Tekrar o kararlı, kendinden emin kız geri gelmişti. Beni başından savacak mı yoksa içinde bulunduğumuz duruma bir çözüm mü bulmak istiyordu, öğrenmek istiyordum.
"Pekala, gel o halde. Oturalım."
Dediğini yapıp salona doğru gittim. Geniş olan kanepeye oturdum. Evi bir öğretmene göre fazla büyük ve lükstü ancak oldukça dağınıktı.
O da yanıma oturdu aramızdaki mesafe azdı anlaşılan bu samimi bir konuşma olacaktı. Bir süre sessizlik hakimdi.
"Annen eninde sonunda eve gidecek ve senin gittiğini görecek. Bunun için bir önlem almalıyız. Senin onunla aynı evde kalmanı şahsen istemem. Sana zarar veriyor."
"Ben de istemem." dedim kısık ve çatallı sesimle. "Keşke bütün bunlardan bir anda kurtulabilsem. Sürekli düşünmek zorunda olmaktan o kadar yoruldum ki." Başımı ellerimin arasına alıp saçlarımı çekiştirdim.
Elini sırtımda hissettim, daireler çiziyordu avucuyla. Bana destek olmak istiyordu anlaşılan ama ne yapabilirdi ki?
"Elimden ne geliyorsa yapacağım senin için Yeji." dediğinde onun bu denle güçlü çıkan sesiyle başımı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. Kendinden emindi.
"Çünkü..." cümlesini devam ettirdiğinde sonunu duymak için sabırsızlanıyordum. Pembe dudaklarını diliyle nemlendirirdiğinde gözlerim dudaklarına gitmişti gözlerine baktığımda ise gözlerinin içinin güldüğünü farkettim.
"Çünkü ben de seni seviyorum. "
××
(bundan sonra flashbackleri italik yazacağım kıpsss ;)) )
"Onu istiyorum. "
Soyeon' a yazdığım not kağıdını verdim. Kağıdı açtığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Bana dönerek fısıldadı.
"Delisin sen."
Aynı şekilde karşılık verdim. "Hiç de bile."
Başka bir kağıt parçası kopardım defterimden ve bir not daha yazıp derse odaklanmış olan Soyeon' a fırlattım, tam yanımda otursa bile insan gibi veremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teach me something, myg ✔
FanfictionFransızca öğretmenine aşık olan genç bir kızın yaşadıklarını anlatan bir mini fic.. 'min yoongi, [Parental Advisory] 170222 230222