Değişim-1

150 22 0
                                    

Uzun bir bölüm oldu biraz kısaltmak ve ikiye bölmek zorunda kaldım. Yani bu bölümün ardından eklediğim bölüm devam bölümü. İyi okumalar.

Medya: Earwyna

Şarkı: Florence and The Machine- No light, No light

[...]

Aşağıya indiğimizde herkes oradaydı. Babam, büyük annemim omuzlarından tutmuştu. Parlayan gözlerle en önde beni süzüyorlardı. Biricik komşularımız, Lela Teyze, annemin iş arkadaşları, babamın Nashville'de yaşayan kuzeni ve yeni sevgilisi Tanrım bu kız o  kuzenden en az 20 yaş küçük! İğrenç!, ve tabii ki benim arkadaşlarım. En yakın arkadaşım Andrea grubun en başında alkışlyor ve sanki büyük ikramiyeyi kazanmışçasına zıplıyordu. Sınıftakiler, hatta en sevdiğim öğretmenim sevgili Mrs. Gardner bile gururla bana bakıyordu Bu sadece bir doğum günü. Elbette bilmiyorlardı. Gizlilik kabileler arasında çok önemlidir. Bütün bu zavallı insanların gözünde ben sadece klasik Amerikalı bir kızdım. Sıradan. Hadi ama! Kim olduğumu ve neden burada olduğumu yalnızca ailem biliyordu. Yine de burada bulunana herkes bana kendimi değerli hissettiriyorlardı. Salondan büyük bir gürültü koparken, benim gözüm duvardaki büyük saate takıldı. 22.45. Yalnızca 1 saat 15 dakikam kaldığına inanamamıştım. Bu kadar az kalmış olamazdı. Hayır hazır değilim.

"Earwyna iyi misin?"

Annem elini tüm görüş alanımı kapatarak salladı. Kendime gelerek ve gergin yüz ifademi saklamaya çalışarak,

"Evet iyiyim, haydi yanlarına gidelim. "demekle yetindim.

[...]

"Serpilmişsin hayatım bu yaşlı kadını duygulandırdın. "

Büyükannemiz cidden efsanevi bir kadındı. Öncelikle çok güçlüydü. Büyük baba John'u unutamadığını biliyordum, birlikteyken bize anılarını anlatır ve her seferinde bizi etkilerlerdi. Aynı büyükannem gibi aşık olmak isterdim. 1 saat sonra kendimi tamamen görevime adamam gerekecekti. Ne düşünüyordum ki? Ne aşkı Earwyna!. Sanki fani bir geleceğim olacaktı. Küçük, mavi gözlü sarışın bir kız çocuğum, geceleri yanında huzur içinde uyuyabileceğim bir kocam... Bir anda kendimi gerçekten yalnız hissettim. İnsanlar yanıma gelip tebrik etmeye devam ediyorlardı. Açıkçası gözümü saatten ayıramıyordum. Dakikalar geçtikçe vücudumun yandığını hissediyordum. Sanırım alev alacaktım.

"İzninizle yukarıya çıkmam gerekiyor."

Bana şaşkın şaşkın bakan babam ve büyükannemden kaçarak ve merdivenleri ikişer ikişer tırmanarak odama çıktım. Elimi suya değdiğim anda his gitmişti. Deniz kenarında gibiydim. Kıyıya çarpan dalga seslerini duyabiliyordum, denizin o muhteşem kokusunu alabiliyordum, o tatlı esinti...

"Başlıyor.

Jane'nin sesiyle irkildim.

"Ne?"

"Yarım saatin kaldı."

Hayır, imkanı yoktu. Saati daha yeni kontrol etmiştim.

"Ama benim daha bir saatim vardı. Bu nasıl..."

"Earwyna, yaklaşık yarım saattir buradasın. İnsanlar nerede olduğunu merak ettiler herkese biraz rahatsız olduğunu söylemek zorunda kaldık."

"Ama ben anlamıyorum. Nasıl yani birden bire yarım saat..."

Cümle kurmakta zorlanıyordum bu saçmalıktı.

"Tamam, mantıksız geldiğini biliyorum." Jane iç sesimi onayladı ve devam etti.

"Vücudun yanıyor öyle değil mi?"

"Şu an değil su iyi geliyor."

"Tamam. Bak Earwyna sana karşı dürüst olmalıyım, seni olacaklara hazırlayamam çünkü açıkçası ne olacağını bende bilmiyorum. Sadece bekleyip göreceğiz."

ÖncüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin