Yanıyoruz, hepimiz cayır cayır yanıyoruz. Bunun tüm sorumlusu benim.
Karşımda kapkaranlık geceyi aydınlatan alev topluluğuna bakarken elimdeki benzin şişesini yere düşürdüm. Şişenin sesi karanlık sokakta yankılanırken beynimin döndüğünü hissediyorum. Derin ve hızlı nefeslerimden dolayı göğüsüm hızlı hızlı inip kalkarken kulaklarımda bir uğultu yükseliyor. Bağıran kişi annem. İsmimi haykırıyor, tüm sokak annemin bağırışı ile ayağa kalkarken gözlerimi bir kere bile kırpıp yanan evimizden ayırmıyorum.
Daha sonra birinin koluma asıldığını hissettim. Kolumu sıkı elleriyle sarıyor ve beni kendisine çevirip okul gömleğimin yakalarına yapışıyor abim. Abi olmayı asla beceremeyen o abi.
"Ne yaptın lan sen?! N'aptın sen?!"diye bağırıyor sinirle ve ardından suratıma tokadı geçiriyor. Bakmayın öyle, eli felaket ağır. Sanki çenem kırılmış gibi hissediyorum.
Mahalleli abimi benden uzaklaştırırken sokağımıza itfaiye araçları giriyor. İki yandan su püskürterek daha çok büyümek üzere olan yangını kontrol altına alıyorlar. Alıyorlar almasına ama, ev artık yanaşılacak gibi değil. Nasıl yaşayacağız o evde? Annemin arkadaşları şimdi hiç girmezler evimize sanırım, ya da ben arkadaşlarımı hiç davet edemem ders çalışmak için. Abim ise, abim siktirsin gitsin!
Bunun sebebini eminim ki merak ediyorsunuzdur. Sebebinin ben olduğumu söylemiştim, evet. Sebep benim ve benim yerinde olmayan akıl sağlığım. Annem her ne kadar bunu kabul etmese de, benim psikolojik sorunlarım var. Belki de hastaneye yatmalıyım, bilmiyorum. Kendi kendime teşhis koyamam ki. Bana kalırsa, akıl hastanesine yatacak kadar da sorunlu bir birey değilim. Ama sanırım uzmanlar beni tımarhaneye kapatırlar.
Hiç psikolojik olarak bir destek almadım, ama kendimi bildim bileli beynimin içinde olan bir şeyler var. Onları artık o kadar benimsemişim ki, onlar da benim. Ama, bu sizi korkutmasın. Ben korkunç biri değilim. Ya da öyleyim, bilemiyorum. Sonuçta kendi evimi bir anda ateşe verdim ya!
Yani, siz siz olun bana fazla güvenmeyin. İki dakikam birbirini tutmaz benim.
"Delisin sen deli! Manyak herif!"
Evet, ünvanımı da böyle alıyorum. Abim, mahallenin ortasında bir yandan bana saldırmaya çalışırken diğer yandan bağırışıyla sokağı yerinden oynatıyor. Komşular onu bıraksa, çoktan ölmüşdün sanırım.
Suratıma yavaşça bir sırıtış yerleşiyor, benden bağımsız. Ben ne yaptığımı bile bilmiyorum. Gözlerimin ucuyla abime doğru bakıyorum. Böyle olmamız sorumlularından biri o, biri de babam zaten. Biraz da benim payım var tabii.
Evet, Deli Hyunjin'in trajikomik hikayesine başlamış bulunmaktasınız. Arkanıza yaslanıp derince soluklanın. Çünkü bu yolculuk biraz sarsıntılı olacak.