3

160 27 13
                                    

"Bugün babamlara söyleyeceğim."

Duyduğum kararlı ses ile gözlerimi elimdeki sigaradan alıp yanımda oturan Minho'ya çevirdim. Sigaranın içindeki zararlı maddeleri saymamı bölecek kadar önemli olan neyi ailesine açıklayabilirdi ki?

Bir süre birbirimizle baktıktan sonra neyden bahsettiğini bilmediğimi anlamış olacak ki oflayıp burnundan sinirle soludu ve gözlerini devirdi. Ne vardı yani? Her şeyi anlamak zorunda mıyım ben?

"Eşcinsel olduğumu Hyunjin."diye açıkladığında, jetonum yeni düşerken kaşlarımı kaldırarak dikleştim ve sigaramı dudaklarımın arasına bırakıp ona doğru kaydım oturduğum yerde.

"Minho, çok cesursun. En doğru kararı verdiğine emin olabilirsin."derken yavaşça onun omzunu sıvazladım. Minho benim için çok değerliydi. En yakın arkadaşımdı, çok fazla arkadaşım vardı ama Minho benim için çok başkaydı. O benim birtanemdi. Onun başına kötü bir şey gelmesini, canının sıkılmasını asla istemezdim.

"Biliyorum, ama ya kötü karşılarlarsa?"diye sordu Minho tedirgince bakışlarını bana çevirerek. Bir süre düşünür gibi yaptıktan sonra hafifçe yumuşak saçlarını karıştırıp onun yüzüne doğru eğildim.

"O zaman, kaçırırım seni."dediğimde, ofladı ve beni omzumdan ittip kenara kaçtı. Ben gülmeye başladığımda o da benimle birlikte gülmeye başlamıştı.

"Eşek, dalga geçme."diye söylendi ve bakışlarını karşımızdaki denize çevirdi. Yine her zaman ki mekanımızdaydık. Eski yalının eski bahçesindeki kırılmaya yüz tutmuş bankta oturuyorduk. Ben sigara içiyordum, o da bana bir şeyler anlatıyordu. Bizim arkadaşlığımız böyleydi. Genelde o anlatırdı, ben dinlerdim. Ben anlatsam o da beni dinlerdi, buna adım kadar eminim tabii ama ben anlatmam. Anlatamam, lügatıma uymuyor.

Bir süre onu izledikten sonra tekrardan dudaklarımın arasına bıraktım sigaramı ve derin bir nefes çektim ciğerlerime. Çok içen biri değilim, onu bir ihtiyaç olarak görmüyorum. Ama arada içiyordum işte. Kötü alışkanlıklar oldum olası hayatımdaydı ve kolay kolay çıkmaz gibilerdi.

Benim aksime Minho tertemizdi, çok fazla içki bile içmezdi hatta. Partiden partiye, bazen kendisini çok fazla dağıtırdı ama onun dışında kullanmazdı içki. Bizim ilişkimiz tuhaftı, o bembeyazdı ve ben kapkaraydım. Hatta bu yüzden Changbin benden hoşlanmaz. Neymiş ben Minho'yu kötü yola sürüklermişim, sanki zorluyorum! Minho kendisi takılıyor peşime kedi gibi!

"Bir daha ki ay doğum günüm var."dedim düşüncelerimin aksine bambaşka bir şekilde. Gözlerini bana çevirdi ve hafifçe kaşlarını çattı.

"Eylüldeyiz Hyunjin."

"Ee?"

"Sen Martta doğdun."diye beni düzelttiğinde gözlerimi devirdim ve elimdeki izmariti bizden en uzak köşeye fırlatıp ona doğru eğildim.

"Ama ben istediğim zaman kutlayabilirim değil mi? Bu benim doğum günüm sonuçta."dediğimde, Minho bir süre anlamsızca suratıma baktıktan sonra başını salladı ve omzumu patpatladı.

"Tabii."dedi gözlerini devirerek. Onun haline güldükten sonra bankta ondan uzağa kayıp ardından hızlıca ayağa kalktım.

"Büyük bir parti vereceğim. Okuldaki herkes davetli olacak. Jisung ve Jeongin dışında, onları sevmiyorum. Seninle alay ediyorlar."

"Benimle herkes alay ediyor Hyunjin."dediğinde Minho, omuzlarımı silktim ve göz ucuyla ona baktım. Buruk bir gülümsemeyle bakıyordu bana.

"Olsun, ben yine de onları sevmiyorum."

"Jisung senin için aynılarını düşünmüyor ama."dediğinde çarpık bir gülüşle, oflayıp gözlerimi devirerek omuzlarımı düşürdüm. Şu konuyu zırt pırt açmasa ölecekti.

i'm crazierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin