{1}

43 17 47
                                    

Hellooo!

Okumaya bașladığınız tarihi buraya koyabilirsiniz.

İyi okumalar

Bugün en sevmediğim, en tiksinti duyduğum günlerden birindeyim. Yani tabikide tatilin son günü! Ve maalesef yarın  sabahın köründe kalkıp okula gitmem gerekiyor. Bu sene son sınıf olduğumuz için derslerimize daha çok odaklanmamız gerekiyormuș!

Düșüncelerimden sıyrılıp yastığımın altında olan telefonumu alıp  arkadaş gurubumuza girdim.

(WhatsApp) "boşlar tayfası"

Ada Meral:

"selamünaleyküm..."

Yiğit:
"Aleykümselam. Kardesim ne bu kaba dayı tavırları?"

Beste:
"Biraz daha yatsaydın yatağına köklerini salacaktın."

Yiğit:
"lan lfjfksnsaj"

Ada Meral:
"Diyorum ki bu akșam kafeye mi gitsek. Hani bu son senemiz  ya bize rahat yok ya bundan sonra son rahat günümüzü geçirelim."

Beste:
"Bana uyar."

Yiğit :
"Tamam o zaman bu akșam bizim kafede bulușalım."

Ada Meral:
"Tamam o zaman ben kaçar."

Sohbeti kapatıp telefonu bıraktıktan sonra banyoya gidip günlük bakımını yapıp dușa girdim.

Üstümü giyindikten sonra așağı indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstümü giyindikten sonra așağı indim. Ablamgilin yanına gittiğimde mutfakta kahve içtiklerini  gördüm ve kendimede kahve yapmaya bașladım kahve makinasıda yaptığım için ișim kısa sürede bitmiști.

Ablamgilin yanlarına oturdum ve konuștuklarına kulak kabarttım. Okuldaki popüler gurup olan Oğuzgilin gurubundan bahsediyorlardı. Yani Mert, Alp ve Oğuz. Neden kızlar bunlara taktıkları anlamıyorum. Sürekli peșlarinde kızlar dolanırken onlar hiç takmazlardı. Yakıșıklı ve karizmatik olabilirler ama insanın dıșı deyil içi önemli sonuçta öyle deyil mi? Ama onlar daha doğrusu  (Oğuz) sürekli bir kavga bir dövüș içerisinde olurdu. Ama her defasında da ișin içinden kolayca sıyrılırdı. Bunun büyük bir etgisi olan babasının mesleği avukat olmasının da bir payı vardı. Hemde herkesin dilin de olan ünlü bir avukattı babası. Onların hakkın da bildiklerim sadece bunlardan ibaretti hiç kimse onların hakkında pek bilgileri yok sadece kendi gruplarının içinde takılırlar. Buna Öykü ve Berra da dahil.

"bu çocukta her gün kavga ediyor canım."

"yine bir çocuğun burnunu kırmıș."

"kimin?"

"müdürün oğlu olan Atlas'ın "

"belki isteyerek yapmamıștır, zor durumda kalmıștır."

"dövmenin zor durumumu olur?"

"yani... Belki kıșkırtmıșlardır."

"Her günmü kıșkırtıyorlar çocuğu..."

"ben ne yapabilirim, sanki ben dövdüm çocuğu.!"

Kahvemle birlikte masadan kalktım ve sinirli bir şekilde odama çıktım. 

Sonuçta benim dediklerimde bir ihtimaldi deyil mi? Odaya vardığımda kahvemi  masaya koyup kendimi yatağa attım. Sabah geç kalkmama rağmen üzerimde bir yorgunluk vardı. Zaten on beş dakika sonra uyuya kalmıştım .

––––––––

Besteyle birlikte kafede Yigiti bekliyorduk bașımda söylenip duruyordu Beste yine.

"Mübarek iș toplantısına gidiyoda on saat hazırlanıyor."

Biz Beste ile sohbet ederken  daha doğrusu Beste dile yeni gelmiș çocuk gibi dır dır ederken sonun da Yiğit gelmişti. Gelmeseydi halim vahimdi valla. Yiğit yanımıza bir tane sandalye çekip oturduğunda söze girdim.

"Gözümüz yollarda kaldı Yiğit bey."

"Anca gelebildim, biraz beklerseniz nolur sanki."

"Biz kız bașımızla hemen ayaktayız. Buda daha götünü kaldıramıyor."

" Ne varmıș götümde be? Hem sanane bundan ana niye karıșıyorsun sen?  Hem seninkinden güzel götüm var benim. "

" Hadi oradan be! dolgu yaptırmıșsındır sen"

Onları gülerek izlerken derin düşünceler daldım yine. Onlar her saniye tartıștıkları için buna alıșmıștım ve artık aldırmıyorum. Sanki doğduğmuzdan beri birlikteymișiz gibi davransakta lisenin bașın da tanıșmıștık. Bestenin ciyaklamasıyla başımı ona çevirdim

"Sarııı! Sana diyorum."

"Ne?"

"Siparișini versene."

Menüyü biraz inceledikten sonra kahvede karar verip siparișleri garsona verdik. Siparișlarimizi verdikten sonra sohbet etmeye bașladık.

"Yeminlen bıktım artık okuldan, gitmek istemiyorum!"

"Sanki biz bayılıyorduk sabahın köründe okula gitmeye."

"Aynen."

"Alıșverișe gidelimmi burdan sonra.?"

"Zaten Alıșverișten çıkmıyorsun Beste."

Beste inat edince mecbur gitmek zorunda kalmıștık. Poșetleri arkamızdan "Yeter!" dercesine bize bakan Yiğit tașıyordu. Poşet dediğime bakmayın cok bir sey değil sadece iki poşetcik. Sonra geç olduğunu Beste'ye söylemiș olsakda zorla da olsa dükkan dan  çıkmıștık ve zar zor ikna etmiștik. Herkes evlerine dağıldığında bende eve gidip odama çıkmıș kitap okumaya bașlamıștım. Kitabı okurken artık yorulduğumu kendime ikaz ederek kendimi yatağa atıp zulüm gibi geçecek bir döneme gözlerimi yumdum.

------------

İlk bölüm nasıldı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İlk bölüm nasıldı?

Umarım ilk bölümü beyenmișsinizdir:)

Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin.

Bb👋👋👋

Bir Ada MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin