Sale Morale,Harudam

17

Haruto, "Sınırlarımı zorlama benim!"

"Zorlarsam nolur? Öldürürmüsün beni!
Ama dur...sen sevgililerinin yanında silah çıkarmazsın...baksana yanındaki genç adam nasıl da korkuyor"

Haruto, "Kes Siktir git evimden!"

"Öldürürüm seni Haruto!"

Haruto, "Bu işi başka zaman halletsek iyi olmaz mı?"

"Nedenmiş o? Bu adamı da becerip sonra ormana mı atacaksın!"

Haruto , "Senin o abin hak etti , yanımdaki kişi ölmeyi hak etmiyor"

"Hak etti mi!? Haruto elimde ki silah dolu farkındaysan!"

Haruto, "Farkındayım"

"Korkmuyor musun!?"

Haruto, "Ölümden korkmuyorum"

"Şimdi gidiyorum ama geri döneceğim Haruto!"

Adam gözündeki yaşları fark ettirmeden adamları ile çekip gider.

Haruto kapıyı kapatır.

Yedam , "Bu adamların kim olduğunu ne zaman bana söyleyeceksin?...ikinci oldu"

Haruto, "Şuanlık söyleyemem Yedam, zamanı gelince söyleyeceğim"

Haruto birşey demeden salona geçip oturur.

Yedam da sesizce yanına gidip oturur.

Haruto, "Aç mısın?"

Yedam, "Sana açım"

Haruto güler.

Haruto , "Ah Yedam geceyi bekle"

Yedam , "Film izleyelim mi geceye kadar?"

Haruto tekrar güler.

Haruto , "Tamam hadi, ne izleyelim?"

Yedam , "Long time no see
diye bir film var onu izleyelim"

Haruto , "Konusu ne?"

Yedam , "Ee...iki erkek arasında geçen bir aşk hikayesi..."

Haruto, "Yeterli,hadi izleyelim"

Haruto kumandayı eline alıp dev ekran televizyonu açıp filmi açar.

Filmi izlemeye başlarlar.
Bir süre sonra film sonra erer akşam olmuştu hava kararmıştı bile.

Yedam , Haruto'nun omzunda uyukluyordu.

Haruto, "Yedam uyan"
Haruto onu dürter.

Yedam uykulu gözlerle uyanır.

Yedam , "Noldu..."

Haruto, "Yemek yiyeceğiz , sipariş edelim mi?"

Yedam, "Olur ne sipariş edelim?"

Haruto, "Tavuk bacağı,ramen,tteokbokki felan olur mu?"

Yedam, "Olur bana uyar"

Haruto sehba'nın üzerindeki telefonunu alıp yemekleri sipariş eder.

Haruto, "Tamamdır gelir yakında"

Yedam, "Ev ama orma'nın arasında"

Haruto, "Şehir merkezine yakın ondan hemen gelir"

Yedam ,"Tamam"

Haruto, "Yedam... kucağıma otursana"

Yedam ayağa kalkar.

Haruto, "Ama sırtın bana dönük olacak şekilde"

Yedam onun kucağına oturur sırtı ona dönüktü.