etüt çıkış saati gelmişti. şuan eve gidiyorduk zaten akşam hepsi bize gelecekti.
yukarı çıkıp kısa bir duşa girdikten sonra yemek yapmak için aşağı hyungun yanına indim.
maşallah changbin hazretleri kıçını germiş oturuyor. hemen koşarak üstüne atladım. düşmiyim diye kıçıma destek verdi. "imdat sapık varrr" diye şakayla bağıktan sonra beni yere fırlattı. ☹️☹️
yere düşmemle yüksek desibelli bir çığlık attım ve hyungun eline alınacaklar listesini verip markete yolladım. nede olsa beni yere fırlattı ve onun yüzünden kıçım açıyor. evet bahanem bu.
yerimden kalkıp mutfağa gittim ve ihtiyacım olan tencereleri falan çıkardım. yaklaşık 20 dakika sonra hyung bey gelmişti.
onunda yardımıyla 2 saate tüm yemekler hazırdı.
------------------- (aksam saat 8 civari)
herkes burdaydı. şimdi yemeğe geçecektik. hepimiz oturduktan sonra yavaş yavaş yemeğe başlamıştık. şuanda sohbet dönüyordu ama konusu bizim sınıftaki dahyun ve 11-E deki momonun sevgili olması.
birden chan hyung bana soru yöneltti "jisung hadi kendinden bahset adını ve yaşını gibi temel şeyleri biliyoruz zaten hobilerinden ve ne olmak istediğinden bahset bize"
"uhm tamam" diye cevap verip başımı salladım.
"öncelikle henüz gelecek planım yok. hobilerim yemek yemek,uyumak,anime izlemek ve boş zamanlarımda gitar çalıp şarkı söylemek " bunu dedikten sonra jeongin "seungminde gitar çalıp şarkı söylemeyi seviyor. kesinlikle beraber cover yapmalısınız ~" dedi.
heycanla seungmine baktım ve seungminde gülerek onayladı.
hyunjin de "demekki beraber anime izleyebilecegim bir kişi buldum" diyip yarım ağaz sırıtarak bana baktı. ona aynı şekilde sırıtarak baktım ve tabikide bir gün anime gecesi yapmalıyız dedim. bu söylediğimle heycanla kafasını salladı.
minho hyung çekingence "yönelimini sorun olmazsa söyleyebilir misin?" diye sordu. kabul ediyorum ki şaşırdım biraz ama üstünde durmadan "erkeklerden hoşlanıyorum" diye cevap verdim.
hyunjin "BİLİYORDUM" diye yükselince herkes olduğu yerden sıçradı.
changbin hyung "sakin ol hyunjin korktum aq" dedi.
ardından felix "biz jisung ve jeonginle buraları toplayalım siz içeri geçin" dedi ve herkes onayladıktan sonra toplamaya başladık. bir yandanda sohbet ediyorduk.
"ilgini çeken birileri varmı okula jisung"
"hayır ya henüz rastlamadım lixie "
"o zamannn pazartesi günü birilerini keselim!"
"yavaş jeongin yavaş"
"ne be boşver onu sen jisung bak 11-B deki ler varya of of taş tabi hyunjin çok daha taş ehe"
hepimiz kahkaha attıktan sonra kapıdan içeri minho hyung girdi. "kim kimi kesiyormuş bakalım"
"üstün yeteneklerimle jisunga okulun en yakışıklılarını göstericem hyung"
"e ben burdayım ya jeongin"
"ha ha ve ha hyung çok komiksin"
"ne yani bebek tilki beni yokmu sayıyor~"
"estağfurullah hyung sende taşsın ama daha taşlar var "
onlara şaşkın şaşkın bakıyordum.
"ben yakışıklı değil miyim sungie~" dedi minho hyung aegyolu bir şekilde.
gülümseyerek "sende çok yakışıklısın hyung ay minho" dedim. kalbim neden böyle atıyor be birden.
"duydun mu jeongin. tesekurler jisung~ sende çok güzelsin" dedikten sonra saçlarımı karıştırıp mutfaktan çıktı.
başından beri sessiz olan felix birden kahkaha patlatarak kızaran yüzüme baktı.
"aman tanrım küçük jisung minhoya aşık mı olmuş~~~"
"NE! HAYIR HAYIR OLMADİM"
"yazık oldu çünkü galiba minho hyung aşık oldu o kimseye kolay kolay iltifat etmez"
