0.1

11 2 0
                                    

'Oha! Burak! Teyze oluyorum!'

İşte şimdi bitmişti...

...

Burak ve Asel kapının önünde durmuş, bir Ege'ye bir bana bakıyorlardı. Asel ayakta durmakta zorlanıyor olmalıydı ki, Burak'ın koluna yapışmıştı. Burak ise hafif bir tebessümle olanları anlamaya çalışıyordu. Gerçi şuan bende anlamaya çalışıyordum.

"Burada mıydınız? Her yerde sizi aradık." Nihayet Burak'ın konuşmasıyla ortamdaki sessizlik bozuldu. Boğazımı temizleyip konuştum.

"E-evet, hava almak istemiştim Ege'de buraya çıkardı." Asel kıkırdayarak konuştu.

"Belli, yeterince hava almışa benziyorsunuz." Göz ucuyla Ege'ye baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Yanakları kızarmış çilleri tamamen ortaya çıkmıştı. Dudakları, ısırmaktan şişmiş ve kıpkırmızı olmuştu. Utanıyordu belliydi. Ama itiraf etmeliyim ki bu haliyle çok sevimli duruyordu.

Ay üff ne diyorum ben ya?

"Ee böyle bakacak mıyız birbirimize? Aşağı inelim hadi." Onları beklemeden merdivenleri inmeye başladım. Arkamdan gelen adım sesleriyle de peşimden geldiklerini anladım.

Masaya oturmadan önce barmene dönüp ağır bir içecek istedim. Acilen bu geceyi unutmam gerekiyordu! Diğerleri de masaya geldiklerinde kimseyle göz teması kurmamaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü pek de başarılı olduğum söylenemezdi. Ege yanıma gelip oturduğunda gözlerimiz kısa bir anlığına kesişti. Gözlerimi kaçırıp etrafı inceliyormuş gibi yaptım.

İçeceğim geldiğinde barmenin gitmesini beklemeden kafama diktim ve aynısından bir tane daha istedim. Viskinin keskin tadı boğazımı yaktığında gözlerimi kapattım.

"Yavaş iç. Aklı başında biri olmalı." Toprak'ın sesiyle gözlerimi açtığımda ne ara geldiğini anlamamıştım.

"Ona bir şey olmaz. Bünyesi sağlamdır." Ege'nin sert sesine tek şaşıran ben değildim. Ege'yi ilk defa böyle görüyordum. Bugün onu tanıyamıyordum. Beraber büyüdüğüm kişinin beni öpmesini beklemezdim. Üstelik Ege gibi biri ve ben. Ege'nin bir yanı fazla çocuksuyken diğer yanı çocuksu yanına inat fazlasıyla olgundu. Bense, bendim işte.

Toprak, Ege'ye cevap vermek yerine ters ters baktı. Ortamda fazlasıyla gergin bir hava vardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde kafam hafif güzelleşmeye başlamıştı. Asel koltuğun bir köşesinde uyuya kalmıştı. Burak ise bir kız bulmuş dans ediyordu onunla. Ege hiç bir şey yapmadan gözlerini tavana dikmiş duruyordu öylece. Bende onun gibi kafamı koltuğa yasladım.

"Ne düşünüyorsun?" Ege'nin sesiyle gözlerimi ona çevirdim. Bana dönmüş yüzümü inceliyordu.

"Hiçbir şey. Sen?" Hafifçe tebessüm edip cevap verdi.

"Hiçbir şey." Bir süre daha sustuk, sonra ben ayağa kalkıp onuda kaldırdım. Tıpkı onun bana yaptığı gibi sürüklemeye başladım onu.

"Nereye gidiyoruz?" Arkamı dönmeden cevapladım.

"Yıldızlara." Gülüşünü işittim. Usulca hareket uydurdu bana. Beni öptüğü yere geldiğimizde bıraktım elini. Homurdandığını duydum ama umursamadan kenar korkulukların oraya geçip bir sigara çıkardım. Bir tane de ona uzattım. Normalde içmeyi pek sevmemesine rağmen itiraz etmeden aldı elimden. Benim çakmak çıkarmamı beklemeden kendi çakmağıyla önce benim sigaramı sonra kendisininkini yaktı. Sessizce yıldızları izledik bir süre. Sonra cevabını çok merak ettiğim o soruyu sordum.

"Neden öptün beni?" Sanki bu soruyu beklermişçesine güldü.

"Çünkü yeni yıla yapmayı isteyip bir türlü yapamadığım şeyi yaparak girmek istedim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 26, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

QuerenciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin