Aptal Aşk Şarkıları (1)

261 16 7
                                    

Not: kısa bir bölüm oldu ama bu bölümü 2'ye hatta 3'e bile bölebilirim :) :) 

Medyadaki şarkı Puck'ın söylediği şarkının tam versiyonu 

Kurt telefonunu sıkıca tutmuş odanın bir başına bir diğer başına hızlıca volta atıyordu. Rachel ve Finn onun yatağında oturuyor, Blaine ise geride sandalyede oturuyordu. Kurt bu durumu babası ve Carole’a nasıl açıklayacaklarını düşünüyordu. Tam önlerinde durdu ve onlara döndü.

“Hamile misin?” Rachel kendisine yöneltilen soruyla önce Finn’e sonra da Kurt’e baktı.

“Saçmalama Kurt! Öyle bir şey yok” Kurt onun doğru söylediğine emin olunca başını sallayıp voltasına devam etti. Blaine kalkıp Kurt’ün kollarını tutarak onu durdurdu.

“Dur artık. Kötü bir şey yok” Kurt ona bakıp başını sallayıp yavaşça nefes aldı ve yatağına oturdu. Finn dönmüş Rachel’a bakıyordu.

I can feel you breathing

(Nefes alışını hissedebiliyorum )

With your hair on my skin

(Saçların tenimdeyken )

As we lie in the deep of our bed

(Yatağımıza gömülmüş yatarken )

Finn şarkısını söylerken Rachel yanında oturan arkadaşına dönmüş ondan yardım ve özür dilerken Blaine sürekli olarak sakin olmalarını ve her şeyin yoluna gireceğini söylüyordu.

Grow old with me

(Yaşlan benimle)

Let us share what we see

(Gördüğüm şeyleri paylaşalım)

Oh the best it could be

(Olabilecek en iyileri)

You and I

(Sen ve ben)

Koro Odası’nda herkes karşısında, yerlerinde otuyorken Rachel gülümseyerek gözlerinin içine bakarak şarkı söyleyen Finn’e, kocasına bakıyordu. Gözleri çoktan dolmuştu bile. Diğerleri ise bunun bir evlenme teklifi olabileceğini düşünüyordu.

The hairs they stand up

(Saçlarımız kabaracak)

My feet start to thump

(Ayaklarım ritim tutmaya başlayacak )

And the feeling of dreaming will rise

(Ve hayal kurmanın verdiği his kabarıp çoğalacak)

You'll be the one

(Sen olacaksın )

Şarkının son kısmına gelirken Rachel’a biraz daha yaklaşmıştı. Rachel ise dikleşmiş, direk olarak ona bakıyordu. Arkasındaki fısıldaşmaları umursamıyordu.

Yeah, grow old with me

(Yaşlan benimle)

Let us share what we see

(Gördüklerimizi paylaşalım)

Oh the best it could be

(Olabileceklerin en iyisini )

You and I.        

(Sen ve ben)

GLEE YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin