Evet arkadaşlar yeni bir bölümle burdayım. Klaine'e dair hiç bir planım yoktu bugüne kadar ama artık var vee bu bölümde onlar biraz çok var. umarım beğenirsiniz oy ve yorumları bekliyorum :)
Sabah olduğunda Kurt, Rachel ve Blaine kahve almak için Lima Bean’e gitmişlerdi. Blaine kahveleri alırken diğer ikisi bir köşe de onu bekliyorlardı. Rachel başını hafifçe yana eğmiş Blaine’e bakıyordu.
“Hala aranızda bir şey yok mu?” Kurt neden bahsettiğini sormak için yanındaki kıza baktı ama onun bakışlarını takip edip Blaine’i görünce iç çekip olumsuz ses çıkardı.
“Ne yapmam gerek ki? O hiçbir şekilde bir sinyal vermiyor” Rachel hemen dikleşip arkadaşına döndü.
“Saçmalama Kurt. Sinyal diye bir şey yoktur. Öp gitsin işte. Devamı gelir” Kurt iri iri açılmış gözleriyle kıza bakarken Blaine yanlarına geldi. İkisi de ondan kahveleri alırken teşekkür etti.
“Sinyal” diyerek yanlarından uzaklaştı Rachel. Blaine sorarcasına Kurt’e baktığında, Kurt hiçbir şey demeden kızın arkasından ilerledi.
***
Quinn sürekli öten bir şeyin sesine önce yattığı rahat yatakta kıpırdandı sonra kaşlarını çatarak elini saçlarına daldırdı ve tam gözlerini açacakken durdu. Neredeydi? Sürekli öten bu şey neydi? Bir dakika… yoksa? Hızlıca gözlerini açtı genç kız ve tanıdık gelen ama uzun zamandır hiç gelmediği odaya baktı. Birkaç saniyeye korkarak başını yana çevirdi ve Finn’i gördü.
Finn yüz üstü yastığına sarılmış uyuyordu. Ağzının kenarından hafifçe tükürüğü yastığa akıyordu. Quinn hemen yerinde doğruldu. O uyanmadan gitmeliydi ve şu susmak bilmeyen seste neydi? Kırmızı çarşafı vücuduna dolayarak yerden eşyalarını aldı zorda olsa ve odadan çıktı. Üzerini başka bir yerde giyinebilir ve hemen evden çıkıp gidebilirdi. Evet, evet bu en iyi plan. Kurt’ün odasına geçip hızlıca giyinmeye başladı ve merdivenlerden yavaşça inip evden çıktı.
***
Biyoloji dersi, dersin öğretmenini şaşırtacak şekilde sakin geçmişti. Puck ve Santana arka taraflara oturmuşlar, Kurt ve Rachel önde konuşuyor, Quinn ise duvar kenarında defterini karalıyordu. Derdi diğer birkaç kişi dinliyordu. Kadın en sonunda diğer haftanın ödevini söyleyip zilin çalmasıyla sınıftan çıktı. Sınıf yavaş yavaş boşladığında sadece Quinn kalmıştı ve Puck yanındaki Santana’ya birazdan geleceğini söyleyip kızı gönderince Quinn’in yanına oturdu.
“Neyin var?” Quinn birkaç saniye sonra yanına oturan çocuğu fark etmiş ve sorusunu duymuştu.
“Bir şey yok” Puck gözlerini devirip ona yaklaştı ve omuzuyla onun omuzunu itti.
“Hadi ama bana anlatabilirsin. En güvenilir kişi benim biliyorsun” güldüğünde Quinn’de hafifçe güldü ve onaylarcasına başını salladı. Sınıfa baktığında kimsenin olmadığını görünce tekrar Puck’a döndü.
“Finn’le yattım” Puck şaşkınlıkla kısa bir süre ona bakıp kendini toparladı ve başını salladı.
***
Finn derslerde ruh gibi dolaşıyor, Rachel ondaki tuhaflığını anlamış ama hiçbir şey demiyor, Puck’ın gözleri Finn ve Quinn üzerinde dolaşıyor, Puck’ın Quinn’le sürekli konuşmasından şüphelenen Santana olayı çözmeye çalışıyordu.
Will prova için sınıfa girdiğinde yine herkesin mutsuz olduğunu görünce sabırla iç çekti ve onlara baktı.
“Bugün Mike size hareketleri gösterecek. Hepinizin eksiksiz Konser Salon’unda olmasını istiyorum” Puck itiraz etmek için ağzını açmıştı ki Will onu hemen susturdu “Mecburi Puck!” sesi sert çıkmıştı. Ama bu ses tonu sayesinde sınıfın içindeki uğultu yok olmuştu.
