2. BÖLÜM Gülümse Nehir, Bizi Çekeceğim

5 0 0
                                    

Ortaokuldayken hiç arkadaşım yoktu, olmamıştı herkes benden uzak dururdu, kimse benle arkadaşlık etmez veya arkadaş olmak istemezdi, hep yani sevilmeyen tarafım.
Lisede öyle değilim ama çok seviliyorum arkadaşlarım ile çok mutluyum. Onları seviyorum.
5 katlı okulumuzun önünde voleybol oynuyoruz, sahada değilde kocaman bir yuvarlak oluşturup oynuyoruz. Tüm 11'ler Cuma günü son ders dışarıdayız. Okula başlayalı 3 ay oldu. Efe beni hatırlamadı, En yakın arkadaşım Gökçe diye bir kız oldu. Metin diye bir çocuk bana çıkma teklifi etti ben onu reddettim. Sadece bu kadar olay oldu. Sıkıcı ama güzel bir hayat sonuçta.

"Nehir uyuma topa vur"
Bana bağırılğını duydum ve kafama doğru gelen topa refleks ile bastım. Top benden çıktı yani sonuçta attım şimdi karşımdaki düşünsün diye kendimi avutuyorum, bakın bakın iyi dinleyin iyi bakın beni gibi salağa Allahım delircem. "KARŞİMDA EMEL VAR SINIFIN EN KISASI" bu topa karşılık veremez asla. Ve veremedi top o kadar hızlı ve sert bir şekilde ilerliyordu ki tüm sınıf dönmüş topa bakıyorduk. Top yer çekimine daha fazla dayanamadı ve bankta oturup kitap okuyan çocuğun kafasına hızla çarpıp yere düştü. Çocuk ufak sarsıldı ve "Abisi mal mısınız?" Diye bağırdı. Koşup çocuğun yanına gittim ve topu alıp bizimkilere bastım.
"Geliyorum, siz oynayın" diye bağırdım. Çocuğun saçları o kadar uzundu ki gözleri kapanıyordu saçlarını sinirli bir şekilde gözünün önünden çekip bana baktı bir iç çekti "neyse" dedi.
"Ay çok özür dilerim, isteyerek olmadı yemin ederim, buz getireyim mi? Canınız acıdı mı? ben attım o topu, özür dilerim cidden kusura bakma, çok özür dilerim isters-" sözümü bile bitiremeden. "Tamam" dedi çocuk. İlgisizce saçlarını gözünün önüne döktü tekrar ve kitabı eline aldı. Hiç sormadan yanına oturdum ve "İyi misin?" Diye sordum. Çocuk bana bakmadan "iyiyim" dedi.
Kendimi hala pişman hissederek
"Ne okuyorsun?" Diye sordum.
Çocuk aniden ayağa kaltı ve "ROMEO VE JULİET OKUYORUM" diye bağırdı. Tırsmış bir şekilde "Peki, rahatsız ettim, özür dilerim, ikisi içinde" dedim ve banktan kalkıp voleybol oynayanların Yanına doğru ilerleyecekken "Kitap okuyor musun?" Diye sordu çocuk.
Arkamı ona dönüp "Ben bir yazarım" dedim. Şok içinde bana baktı ve "sahimi" dedi. Kafamı sallayıp. "Sende ilgileniyor musun?" Diye sordum. Çocuk kocaman gülümsedi ve "Bayılırım, gelsene yanıma" dedi.
Gözlerimi kısıp ona baktım ve "tekrar kovmak için mi çağırıyorsun" diye sordum. Çocuk gülümsedi ve elini bana uzattı "Rüzgar" dedi. "Ne olmuş rüzgara?" Diye sordum. Çocuk gülümsedi ve "Adım Rüzgar" dedi.
Sesli bir kahkaha atıp "He pardon anlamadım" Rüzgarda güldü ve "Fark ettim, ya sen?" Diye sordu. "Ben Nehir, 11/A'dan" dedim. Rüzgarın havada kalan elini tuttum ve gülümsedim.
Rüzgar'ın yanına oturdum ve "Romeo ve Juliet okuyorsun" dedim. Rüzgar gülümsedi ve "Evet, Romeo ve Juliet okuyorum." Sesini biraz kalınlaştırdı ve "İngilizce özgün adı The Most Excellent and Lamentable Tragedy of Romeo and Juliet'ti. İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış bir oyun. İngiliz edebiyatının klasiklerinden biri olan eser, yazarın en iyi bilinen oyunlarından birisidir. 1591-1596 arasında yazıldığı düşünülür." Dedi.
Kahkaha attım ve "Sen Google'musun?" Diye sordum. Rüzgarda güldü ve "Google'da yazan herşeyi öylece ezberlemeye bayılırım Nehir" dedi. Güldüm ve
Nehir; "Çok uzundu nasıl ezberledin?"
Rüzgar; "Alışkınım, Nehir"
Nehir; "Hey bana boyna adımla hitap etmeyi bırak"
Rüzgar; "Adın çok güzel Nehir"
Nehir; "Adın çok güzel Rüzgar"
Rüzgar gülümsedi ve gökyüzüne bakarak "Rüzgarlı bir günde nehirin kenarında oturan iki insan" dedi.
Nehir; "Bu iki insanın adı Rüzgar ve Nehir mi?"
Rüzgar; "Yazar hanım sizden bir şey isteyeceğim, bu iki insanı yazar mısınız? Rüzgar ve Nehir'e bir roman yazar mısınız?" Dedi, bana baktı gülümsedi ve konuşmaya devam etti. "İnsanlar desin ki; Romeo Ve Juliet'ti bırak biz senle Rüzgar Ve Nehir gibi olalım desin, öyle bir kitap yaz ki he-"
Son Ders Zil çalar...

Rüzgar konuşmayı bıraktı ve bana baktı. "Numaranı versene" dedi.
Gülümsedim ve "Evde konuşuruz" dedim.
Rüzgar; "Gülümse Nehir, Bizi Çekeceğim"
Nehir; "Neden?"
Rüzgar; "Bugün Kır Çiçeklerinin Açma mevsiminin birinci günü ve ben her sene bugün onları izlemeye giderim. Bugün gidemeyeceğim çünkü yarın çok büyük bir sınavım var, göremeyeceğim diye üzülüyordum ama az önce kafama top çarptıktan sonra fark ettim ki Kır Çiçeği tam karşımda"
Nehir; "Rüzgar seni daha yeni tanıyorum herkese mi diyors-"
Rüzgar; "Kır Çiçekleri benim için çok özeldir Nehir, asla öyle herkese bu kelimeyi kullanmam"
Nehir; "Pazartesi Görüşürüz Rüzgar"
Rüzgar; "Hafta sonu yazışalım!"
Nehir; "Olur Rüzgar"

~Numara başarıyla Rüzgar'a verildi~
~İlk defa bir insan için önemli biriymişim gibi hissedildi~
~Uzun zamandır konu bulamadığım bir kitap yazmaya başlandı~
~Kitabın adı -Rüzgar ve Nehir- değil!
Kitabın adı -Kır Çiçeğim- olacak~
~R'NA~
...

Kır ÇiçeğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin