second part: why you mad?

343 41 7
                                    

"Yani vaaz verir gibi babalık taslamandan bunaldı, sonra kavga ettiniz ve şimdi de telefonlarını açmıyor, öyle mi?"

Karşımda oturmuş lattesini yudumluyorken baygın bakışlar ve ilgisiz bir ses tonuyla durumu özetleyen Jisung'un aksine ben bir türlü dindiremediğim öfkemle yerimde kıpırdanıyordum.

"Bir dövmeden bahsediyorum Jisung! Dövme! Bütün ömrü boyunca teninde kalacak o şey, üstelik bir de neredeyse kalçasına yaptırmış ve bana danışmadı bile!"

Hakkında konuşurken bile delirmeme ramak kaldığını hissediyordum ve beni bundan alıkoyan tek şey oturduğumuz küçük kafede yalnız olmayışımızdı.

Bana hak verir sandığım Jisung bir an olsun değişmeyen donuk ifadesiyle "Sana neden danışacaktı ki? Babası falan mısın gerçekten..." diyerek sonlara doğru bir mırıltıya dönüşen sesiyle konuşmuş ve sipariş ettiği pastasının son dilimini de midesine yollamışken, ardına yaslanıp gözlerimden ayırmadığı o soğuk bakışlarıyla devam etti:

"Chan hyung, Felix'in de artık 20 yaşında bir yetişkin olduğunu unutuyorsun. Bırak ne istiyorsa onu yapsın, eminim ki iyi olacaktır."

"Hayır, iyi falan olmayacak. Tanrı aşkına çıktığı hiçbir boka yaramaz erkekler yüzünden şimdiden berbat halde."

Bir türlü sonunu getiremediğim öfkemi masanın altında sıktığım yumruklarımla kendimde öğütüyorken aklımı terk etmeyen görüntüsü yine öylece gözümün önünden geçip gidiyordu, çıplak vücudunu kirli mürekkebiyle kavramış ve beyaz tenine tezat bir lekeden öteye gidemeyen kelebeğin düşüncesiyle soluklarım kesilmişti. Bunu yapacak kadar aptal olamazdı, benim tanıdığım Felix güzelliğini böyle ucuz bir izle gölgelemezdi.

"Yoksa yine biriyle mi birlikte?"

"Evet, 25 yaşında sikik bir dövme sanatçısı. Dövmeyi yapmayı da o teklif etmiş zaten. Felix'in beline bir kelebek dövmesi yapmak istemiş, tam bir sapık serseri."

Sinir, öfke, Felix'i korumaya dair duyduğum o yoğun arzu ve endişe... Yine tüm bunları bir araya katmış ve küçük bir karmaşaya sürüklenmişken dişleyerek eziyet ettiğim dudaklarımdan firar eden bıkkın bir iniltiyle ben de ardıma yaslandım, gözlerimi kapamıştım. Bir an, belki de yalnız birkaç saniyeliğine tüm bunları bir kenara koyup hiçbir şey düşünmek istemedim.

"Chan hyung..."

Sonunda Jisung o ifadesiz halini terk edişiyle masada bana doğru eğilerek adımı seslenmişken ne zamandır dokunmadığım kahvemden bir yudum aldım. Devam etmesi için bekliyordum. "Gerçekten Felix dövme yaptırdığı için mi sinirlisin?" diye sordu. Bunun ardından ne geleceğine dair bir merakla duraksasam da pek sorgulamadan ikinci bir yudum aldım kahvemden, soğukluğuyla yüzümü ekşitmiştim. "Yoksa bir erkek için dövme yaptırmış oluşuna mı sinirlisin?"

O an ne içtiğim kahvenin tadı, ne de Jisung'un imalı bakışları umurumdaydı. Aklımın ucundan dahi geçmeyen bir ihtimalin böylesi bir anda önüme konuluşuyla elimdeki fincanı masaya bıraktım.

Felix, o dövmeyi sikik herifin teki için yaptırmıştı ve evet, belki de öfkemin esas sebebi böyle işe yaramaz bir adam istedi diye vücudunu kirletmiş oluşundandı.

butterfly effect | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin