"Yaklaşır mısın lütfen yanıma
Tut beni şu anda sıkıca"~Red Lights~
Hyunjin
Yaz tatili yeni bitmişti ve okullar açılıyordu, ama hem açılmasına üzülüyordum hemde seviniyordum.
Üzülmemin sebebi bu dönem çok zor geçecekti, çünkü artık 12. Sınıf olmuştum, ama bir yandan seviniyordum da, çünkü arkadaşlarımı görecektim, özellikle'de Chan'ı.
Bütün arkadaşlarımla yaz tatilinde konuşmuş ve buluşmuştuk, ancak çok sık değildi. Chan'la sadece bir kere buluşmuştuk, o da Avustralya'ya ailesini ziyarete giderken di. Her ne kadar arkadaşlarım la konuşmuş olsak da okul ortamı bambaşkaydı benim için, ayrıca herkesi de özlemiştim.
Kahvaltımı ettikten sonra üstüme bir sweatshirt ve bir eşofman giymiştim, ardından ayakkabılarımı giydikten sonra sırt çantamı alarak evden çıkmıştım.Evim aslında okula yakındı, onun için yürüyerek gitmeye karar vermiştim.
Bugün hava güzeldi ve hafif serin di, çünkü Eylül ayına girmiştik, ağaçlardan dökülen yapraklar kaldırımların üstünü kapatıyordu, o yüzden etrafı seyrederek okula gitmiştim. Etrafta okula giden baya öğrenci vardı, kimisi üniformalı, kimisi ise aynı benim gibi giyiniyordu.
Okulun girişine geldiğim de içeriye girmiştim, etrafta büyük bir coşku vardı, herkes birbirine sarılıyor ve gülüyorlardı, anlaşılan herkes bir birlerini çok özlemişti. Okulun bahçesine girer girmez gözlerim arkadaşlarımı aramıştı, çok geçmeden onları gördüğümde gülümsemiştim, hiç değişmemişlerdi.
Chan benim olduğum tarafa baktığında görmüş olacak ki gülümseyerek kollarını açmıştı, o kadar kalabalığın içinde beni görmesine şaşırmıştım, onu daha fazla bekletmemek için adımlarımı hızlandırmıştım, Chan'nın kollarının arasına girdiğimde ona sıkıca sarılmıştım, onu çok özlemiştim.
"Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum" Chan kollarıyla beni sıkıca sararken konuşmuştu, ardından yüzüne doğru baktığımda başımı sallamıştım, o sırada jisung'un sesini duymuştum "Biz burada enayimiyiz?" demişti, ardından gülümseyerek yanına gittiğimde onada sıkıca sarılmıştım "Öyle söyleme, hepinizi özledim" dediğimde herkese sarılmıştım.
Changbin düşüncelerinin arasından "Acaba bu sene hangi sınıftayız?" demişti, Felix "Umarım aynı sınıftayızdır" dedi ve buna karşılık bıkkınca bir nefes verdim, "Umarım Felix'in dediği olur, en azından sınıfta sıkılmam" demiştim. Görevli öğretmenler çok geçmeden hangi sınıfta olduğumuzu gösteren listeleri, panoya yapıştırılmış halde dışarıya çıkarmıştı.
Seungmin ve Minho panonun olduğu yere giderek kontrol etmişlerdi, ardından çok geçmeden geri döndüklerinde Seungmin neşeyle "Aynı sınıftayız!" demişti, bu güzel bir haberdi, arkadaşlarımla aynı sınıfta olmam beni fazlasıyla mutlu etmişti.
Hep birlikte yeni sınıfımıza girdiğimizde kimse yoktu, herkes istediği yere oturabilecekti. Ben ve Chan çoktan arkalardan bir sıraya oturmuştuk, Changbin ve Felix ise çaprazımıza geçmişlerdi, Jisung ve Minho önümüze geçtiğinde son olarak Jeongin ve Seungmin de diğer yan sıraya oturmuşlardı.
Sınıfa çok geçmeden herkes gelmeye başlamıştı, gelen kişilere biraz baktıktan sonra bakışlarımı Chan'a çevirmiştim, görmeyeli baya vücudunu geliştirmişti, ardından koluna dokunduğumda kaslarını hissetmiştim. "Vücudunu baya geliştirmişsin, ben niye geliştiremiyorum?" Dediğimde yüzüne doğru bakmıştım.
Chan hafif bir tebessüm ederek elini saçımda gezdirmişti, "Üşendiğin için olmasın? Ayrıca vücudun gayet iyi, ve yanında ben varım" yine güven verircesine konuşmuştu, Chan'la tanıştığımız günden bu yana her zaman beni korurdu, çünkü arkadaşlıklarına değer verirdi, o yüzden bana bir şey olmasına dahi katlanamazdı.
Hoca sınıfa girdiğinde hepimiz onu selamlamıştık, hoca kendini tanıtmaya başladıktan sonra bizden de kendimizi tanıtmamızı istemişti, herkes kendini tanıttıktan sonra derse başlamıştı. Edebiyat dersinden nefret ediyordum, aslında bana kalırsa güzel bir dersti, bence hocadan kaynaklı bir durumdu bu, okulun ilk gününden derse başlayan bir hocanın dersini sevmek pek mümkün değildi.
Hoca dersi anlatırken bizimkilere bakmıştım, istemeyerek not alıyorlardı, Chan'a baktığımda oda not alıyordu. Çok geçmeden sınıfta göz gezdirdim, kızların bir kaçı telefonlarına bakıyorlardı, bazılarıda dersi dinliyorlardı. Erkeklere baktığımda ise birşeyler konuşuyorlardı, konuştukları şey her neyse ilgimi çekmişti, ve onları dinlemeye başlamıştım.
Tanrım bunlar deli olmalıydılar, işleri güçleri insanlara iftira atmaktı, ama en çok sinirlendiğim şey Chan hyung'a psikopat dedikleriydi. Pekala Chan Hyung bazen sinirlerine hakim olamıyordu ve kavgacı bir tipti, ama kesinlikle psikopat birisi değildi.
Chan onlara sinirli bir şekilde baktığımı görmüş olacakki o tarafa doğru dönmüştü, ardından bana döndüğünde bende ona dönmüştüm ve konuşmuştu. "Birşey mi oldu? Eğer seni rahatsız ediyorlarsa onları uyarırım" demişti, ardından kimsenin duymaması için kulağına doğru konuşmuştum.
"Dersin başından beri senin hakkında konuşuyorlar, senin psikopat olduğunu söylüyorlar" dediğimde Chan adeta içimi rahatlatmak için gülümsemişti, "Takma onları, konuşacak birşey bulamayınca insanlara iftira atıyorlar" demişti, ve bende başımı sallayarak onu onaylamıştım.
Edebiyat dersi sonunda bittiğinde Chan bana notları vermişti, ardından hep birlikte sınıftan çıkmıştık. "Minik bebek Jeongin derste hep ofluyordun, noldu" Chan gülerek konuştuğunda Jeongin kaşlarını çatmıştı, "Bana bebek deme Hyung!" Dedi ve bende onu daha da sinir etmek amacıyla "Minik bebek Jeongin" demiştim, herkes bana ve Chan'a katılarak gülmüştü, Jeongin ise somurtuyordu.
Kafeteryaya gittiğimizde bir masaya oturmuştuk, ardından Chan ve Changbin birşeyler almaya gittiklerinde bizde sohbet etmeye başlamıştık.
Chan ve Changbin çok geçmeden geldiğinde hep birlikte yemeye başlamıştık. Biz otururken yanımıza diğer arkadaşlarımızda geldiğinde biraz onlarlada sohbet etmiştik, bu ortamı fazlasıyla özlemiştim."Derste bizim sınıftaki woojin ve arkadaşlarına sinirli sinirli bakıyordun, noldu?" demişti minho, ardından etrafa bakarak sessiz bir şekilde cevap vermiştim. "Chan Hyung hakkında konuşuyorlardı, Chan'a psikopat diyorlar" Changbin duyduklarına karşı sinirli bir tonda konuşmuştu "İsmini bildiğim iyi oldu piçin, kime güvenerek Chan'a psikopat diyor?" Chan konuyu kapatmak adına konuştu "Takmayın şu şerefsizleri, eğer daha fazla bu konu hakkında konuştuklarını duyayım onları gebertirim" demişti.
Ara bitince sınıfa geri dönmüştük, çok geçmeden ders başlayınca herkes derse odaklanmıştı, aynı zamanda bende.
Matematik, Fen ve İngilizce görmüştük, artık başım çatlıyordu, kalemimi masaya bıraktığımda Chan'nın olduğu tarafa başımı çevirmiştim, ardından kolumu masaya koyarak üstüne yatmıştım."Başın ağrıyor galiba, uyu istersen" demişti ve bende cevap vermiştim "Evet, beni uyandırmayı unutma Hyung" Chan'nın hafifçe tebessüm ettiğini gördüm, ardından "Seni unutmayacağımı biliyorsun, İstesemde unutamam güzelim" dedi, duyduklarımla yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu, çok geçmeden rahat bir şekilde kendimi uykuya teslim etmiştim.
___________________
Umarım beğenmişsinizdir <3
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 💕
Diğer bölümlerde görüşürüz
İlk Hyunchan fic'im 😌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RED LİGHTS
FanfictionHwang Hyunjin en yakın arkadaşı olan Chan'nın bir psikopat olduğunu bilmiyordu... "Hissettireceğim sana sevgimi Karanlığa bürünmüş bir gece'de" ~Red Lights~ chanjin #1 (20/10/2022) redlights #1 Hyunchan #5 (8/11/2022)