10. Bölüm

621 51 21
                                    

"Yaklaşır mısın lütfen yanıma
Tut beni şu anda sıkıca"

~Red Lights~

Bang Chan

Dudaklarımız ayrıldığında az önce aramızda birşey dahi olmadan neden öptüğümü sorguluyordum, Hyunjin'de karşılık vermeye başlayınca çok hoşuma gitmişti, ama şuan onun düzgün düşünememesinden dolayı karşılık verdiğini bilmem beni üzüyordu...
Ama konu şuan bu değildi, asıl konu benim bile üzmeye kıyamadığım kişiyi üzmeleri ve ağlatmalarıydı,
Her kim ağlattıysa ve üzdüyse onlara dünyayı dar edecektim, değil Hyunjin'nin yanında olmak, aynı havayı bile solutmayacaktım.

Hyunjin'nin hala ağlaması durmamıştı, ve cidden bu beni hem üzüyor, hemde onu üzen kişiyi yada kişileri gebertesim geliyordu. "Ağlama güzelim, hadi gidelim hava çok soğuk" dediğimde tekrar gözlerimin içine bakmıştı, normalde olsa o güzel gülümsemeyisle gülümserdi, şimdi ise sadece kafasını sallamıştı.

Belinden tutup onu tek hamleyle kucağıma almıştım, bana sorgular şekilde baktığında konuşmuştum "Şuan yürüyecek halde değilsin, ama istersen indirebilirim" dediğimde biraz bekledikten sonra "Hayır, hadi gidelim Hyung" dediğinde kafamı sallamıştım ve yürümeye başlamıştım.

Arabama geldiğimizde kapıyı açmıştım ve dikkatlice Hyunjin'i koltuğa oturtmuştum, kapısını kapattıktan sonra sürücü koltuğuna geri geçmiştim ve arabayı çalıştırıp yola çıkmıştım. Onu tabikide kendi evine götürmeyecektim, belki ben onu evine bıraktıktan sonra birşeyler olabilirdi, buna göz yumamazdım.

(Chan gibi sevenimiz olmadı aq gadere sıçam)

Saat çoktan 22:09 olmuştu bile, ama onu şehir merkezinde dolaştırmaya karar vermiştim çünkü benim evime gidincede ağlayacağını biliyordum, en azından şimdi onu biraz iyi hissettirmeliydim. Direk ana yola çıktığımda gözlerini üstümde hissettiğimde ona bakmıştım, "Şehir merkezinemi gidiyoruz?" dediğinde artık sesinin ağlamaklı çıkmadığına gülümsemiştim.

"Evet seni biraz gezdireyim dedim, Changbin'le âlemlere akmadan önce benimle alemlere ak değilmi?" dediğimde bu sefer dudağının bir tarafı kıvrılmıştı, bu beni cidden mutlu etmişti. "Hmm tamam" dediğinde cidden mutlu olmuştum.

"Açmısın?" diye sorduğumda ışıklarda durmuştum ve ona bakmıştım, "Dışarıya çıkmadan önce birşeyler yemiştim" dediğinde kafamı sallamıştım, ve yeşil ışık yanınca gaza basmıştım. 10 dk sonra bir restoranda geldiğimizde arabayı park etmiştim. "Hyung cidden aç değilim ne gerek vard-" tam cümlesini bitirecekken konuşmuştum "Miden öyle demiyor ama" dediğimde göz kırpmıştım.

İçeriye girdiğimizde bir masa seçip oturmuştuk, ardından garson menüleri getirdiğinde bakmaya başlamıştık. "İstediğini seç bakalım, eğer seçmezsen ben seçerim" dediğimde bana bir süre baktıktan sonra kafasını eğerek gülmüştü ve menünün kapağını açmıştı.

Sipariş verdiğikten kısa süre sonra yemeklerimiz gelmişti, ve soğutmadan yemeğe başlamıştık. "Yemekler güzel değilmi?" Aramızda oluşan sessizliği bozduğumda Hyunjin kafasını yemeğinden kaldırıp bana bakmıştı, "Evet çok güzel ve lezzetli Hyung, teşekkür ederim" dediğinde bir an kalbimin durduğunu zannetmiştim, o kadar güzel bir sesi vardıki...

Sonunda toparlanıp konuşmuştum, "Rica ederim Jinnie" dediğimde bu sefer o güzel gülümsemesiyle gülümsemişti, şuan yüzünde bir rahatlama vardı, artık hüzün yoktu kendisinde, ama belkide insanlar var diye yansıtmıyordur nerden bilebilirdimki.

RED LİGHTS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin