3-) son defa yenilsem sana

478 72 87
                                    

"İyiyim ben, hem sen tanırsın beni
Ne yapsam, ne söylesem o geç kalmışlık hissi
Son defa görsem seni
Kaybolsam yüzünde
Son defa yenilsem sana
Hiç anlamasan da son defa benim olsan
Uyansam yanında."

Ertesi gün sadece duş aldım ve yaralarıma hiç bakmadan üzerimi giyindim. Göz altlarım mosmordu, ruh gibiydim. Dünkü olayı tekrar yaşamamak için yüzüme hiçbir şey sürmedim. Anneme görünmeden okula gitmem gerekiyordu ama imkansızdı tabii ki. Salona indim, annem beni gördüğünde hızlı adımlarla yanıma geldi, benim ellerim endişeden yine titriyordu. "Bu halin ne senin Beomgyu?" dedi. "Dün o tavrın neydi? Akşam yemeğinde neden sofrada değildin, ha? Bu yüzünün hali ne?" Yalan söylemek zorundaydım. "Dün arkadaşlarımla tartıştık ondan kötü oldum. Bütün gece ders çalıştığım için uykusuzum, yüzüm o-ondan böyle. Sınavlarım yakın." dedim. Sesim çatallı çatallı çıkmıştı. Annem bunu tamamen yutmuş gibi gözükmüyordu ama yine de geçmeme izin verdi. Konu ders olunca tabii geçmeme izin verirdi. Çalıştığım sürece ne kadar kötü olduğum önemsizdi.

Okula gittiğimde Taehyun ve Kai o kadar endişelendiler ki beni az kalsın okuldan çıkarıp hastaneye götüreceklerdi. Aldığım edebiyat notundan sonra hiçbir dersi kaçırmamam lazımdı, bu yüzden bir gün fire vermek bana pahalıya mal olurdu. Onları reddettim. Bir şeyler diyorlardı ama o kadar kötü hissediyordum ki cevap vermekte çok zorlanıyordum. Dünden beridir bir şeyler yemediğim için her an bayılacak gibiydim ama bir şeyler yesem bile kusacağımdan emindim. Bütün derslerde uyumayıp not almak için direniyordum. Başım çatlıyordu. Yine de 7 dersten 4'ünü geçirmeyi başarmıştım.

Fizik dersinde öğretmen beni tuvalete göndermişti çünkü elimi kazıyarak öyle bir kanatmıştım ki bütün çalışma kağıdım kan olmuştu. Benim ise sadece hava almaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden kimse olmadığı için okulun açık hava sahasına gittim ve tribünlerin en ücra köşesine oturdum. Elim halen kanıyordu ama umrumda değildi. Önümde sakince dalları sallanan ağaçları izledim. Eve gidince annemin orada olmamasını diledim. Tekrardan gitar çalabilmeyi. Şarkı söyleyebilmeyi. Odamda son ses müzik dinleyebilmeyi. Bir günümü bomboş, sadece geleni geçeni izleyip mahallenin canlılığını dinleyerek geçirmeyi diledim. Öylece sallanan dalları izleyerek üzerimde hiçbir yükün olmamasını diledim. Kalbimin hiç kırılmamasını, hayatı kendim için yaşamayı diledim.

Bütün dikkatim adımı bağırıp bana doğru koşan Yeonjun hyungla dağıldı. Neden derste olmadığını sorguladım. Burada olmaması gerekiyordu, zaten yalnızlığımla baş başa kalmak istiyordum. "Beomgyu!" dedi "Tanrı aşkına saatlerdir seni arıyoruz, o kadar endişelendik ki neredeyse polisi aramak üzereydik! Bekle, Taehyun ve Kai'ye burada olduğuna dair mesaj atacağım." Söyledikleri o kadar saçma geliyordu ki bomboş baktım. "Saatlerdir?" dedim. "Evet, saatlerdir! Fizik dersinde tuvalete diye çıkmışsın ve okul biteli yarım saat oldu, halen etrafta yoksun! Kai ve Taehyun deliye döndü, benim yanıma geldiğini düşünmüşler – tanrım, dün olanlar yüzünden mi bu halin? Gerçekten öldüreceğim Seojun'u! Şu suratına bak, delireceğim. Nasıl bu hale gelmiş olabilirsin? Beomgyu? Lütfen konuş benimle."

Zorla gülümsedim ama o kadar ruhsuzdu ki yapmasam daha az korkunç gözükeceğimi düşündüm o an. "Ben... iyiyim, hyung. Dalmışım." dedim. "Saatlerin geçtiğini fark etmedim. Sizi- sizi endişelendirmek istemedim." Üstelik onun şu anda resim kursunda olması lazımdı. Aynı zamanda benim de. Parmaklarımı kelimenin tam anlamıyla kazıdığım için şu anda resim çizemezdim ama o kursun yoklamasında olmalıydım. Yeonjun hyungun benden daha çok olması lazımdı. Resim kursunun başkanıydı. Öğretmenin gözünden düşmemesi gerekiyordu. "Hem... hyung, senin resim dersin var bugün. Ben- ben endişelendirdiğim için üzgünüm. Dersine git lütfen. Benim yüzümden başın belaya girmesin, ben hemen giderim şimdi eve." Bana öyle şefkat dolu gözlerle bakıyordu ki gözlerimi kaçırıp oturduğum yerde daha da küçüldüm. Ben sadece bu kadar kötü olduğum zamanda mı bana böyle bakacaktı? Ne kadar kötü hissettirdiği hakkında bir fikri var mıydı?

2 kids, too young and dumb (beomjun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin