Merhabalar!!
Yeni bölüm sonunda geldi, gelmesi düşündüğümden biraz uzun sürdü farkındayım evet bunun için üzgünüm... ama sonunda buradayım işte 😊
Lütfen yorum yapmayı unutmayın! İyi okumalar 💜
"Yine mi şarkı yazıyorsun?"
Bir dakika, bu ses....
"Neden göstermiyorsun Jungkook!! Okumak istiyorum!"
Bu kız...
"Evet, yine şarkı yazıyorum ama bu sefer her zamankinden de güzel olacak! Şimdi gösteremem ama bittiğinde dinlemek için can atacaksın, emin ol Jieun."
Ben miydim???
Şaşkınlıkla dona kalmıştım, sadece bu ikisini izliyordum ... hayır yani Jungkook ve beni. Mutlu bir şekilde gülüyorlardı, ve yavaş yavaş kaybolmaya başlamışlardı. En sonunda herşey gitmişti ve tek başıma kalmıştım. Bu halüsinasyon ne içindi şimdi? Anlamı neydi? Yoongi ile konuşmam lazımdı. Neden böyle alakasız halüsinasyonlar görüyordum? Yoongi de görüyordu bir ara... şimdi de şu garip rüyalar çıktı. Keşke şu Joon tekrar karşıma çıksaydı da ona sora bilseydim... gerçi cevap vermezdi.
Yüksek terasın aşağısında gördüğüm beden ile gülümsemiştim. Yoongiyi düşünürken Yoongi çıkmıştı karşıma. Beni fark etmesi için seslenmiştim. Beni duymamıştı? Hızlıca biryere doğru yürüyordu. Yanına gitmeye karar verip merdivenlerden hızla inerek ona doğru gidiyordum, ama aniden biri ağzımı kapatarak beni geri geri çekmeye başlamıştı, hayır iki kişilerdi, diğeri kollarımı tutuyordu.
Şaşkınlığı üzerimden atıp adamlardan kurtulmaya çalışmıştım ama bu neydi böyle, bu adamlar ne kadar güçlüydü?? Beni bir garip bir depo gibi bir yere atmışlardı, sonra da kapıyı kapatıp gitmişlerdi. Neler oluyordu şu an!? Hâlâ saraydaydık üstelik! Kapıya tüm gücümle vurup bağırıyordum.
"Siz kimsiniz?? Beni buraya niye kapattınız ya deli misiniz!!!"
Ben kapıyı açmaya çalışmaya devam ederken birden kapı hızla açılıp yere düşmeme neden olmuştu. İçeri endişeli bir şekilde Jungkook girdiğinde hemen yanımda eğilip iki elini yanaklarıma koyarak yüzümü incelenmişti.
"Jieun iyi misin???"
Onu gördüğüme sevinmiştim... Ben başımı olumlu şekilde salladığımda hemen kalkıp arkasındaki adamlara dönmüştü. Bir dakika bu adamlar... beni buraya getiren adamlardı, ama daha yeni fark ettim, bunlar saray askerleriydi!
"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz??! " diye bağırmıştı Jungkook.
Askerler birbirlerine anlamaz bakışlar atıp diyecek söz arıyorlardı.
"Prensim sadece sizin dediğinizi yaptık, bize..."
"Ah...size Jieunu depoya getirin derken bu şekilde getirin demedim, konuşmak için yanıma çağırın anlamındaydı!!"
Ne..? Beni buraya Jungkook mu getirtmişti? Büyük bir iç çekip adamlara gitmelerini emretmişti. Mahçup bir yüz ifadesiyle bana dönüşmüştü ve kalkmama yardım etmişti.
"Gerçekten üzgünüm Jieun bu aptal adamlar birşey anlamıyor. Korkmadın değil mi? Bir yerin acıdı mı?"
Diyecek birşey bulamadan sadece yüzüne bakıyordum, ne yaşanmıştı şu an gerçekten sadece gülmek istiyordum, biraz komik bir durumdu. Hafif gülerek başımı iki yana sallamıştım.
"Sorun değil, birşey olmadı, ama sen beni buraya niye getirttin? Zaten geri geldiğinde konuşacaktık, hem niye burada?"
Jungkook bir an düşünceli bir hal almıştı, söyleyeceği şeyi düzgün bir şekilde söylemek için sözlerini seçiyordu sanırım. Önemli, veya gizli birşey mi diyecekti? Beni kimsenin olmadığı bir yere çekmesinin başka bir açıklaması yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow || MYG
FanfictionYüzünü benimkine biraz daha yaklaştırınca kafamı hafif arkaya doğru yatırmak zorunda kalmıştım. Gözlerini gözlerimden ayırmadan sormuştu. "Sen kimsin? Neden bana bu kadar tanıdık geliyorsun?" Bu tam olarak benim ona sormam gereken soruydu. Sesi nede...