Karanlık. Çok karanlık. Hiçbir şey göremeden, nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Böyle yürürken korkmaya başlamıştım. Karanlık üstüme üstüme geliyordu, sanki beni içine çekecekmiş gibi...
Yere çöküp gözlerimi kapatmıştım. Çok korkmaya başlamıştım... Neden herşey kaybolmuştu? Neden tek birşey bile göremiyordum?
Önümde bir varlık hissetmem ile başımı kaldırmıştım.
Yoongi.
Bana büyük bir gülümseme sunuyordu. Onu görebiliyordum. Bu zifiri karanlığın içinde tek görebildiğim Yoongi'ydi.
Ayağa kalkıp hızla sarılmıştım ona. Sımsıkı sarılmıştım. Gitmesini istemiyordum. Korkuyordum...
Beni nazikçe geri çekip gözlerime bakmıştı. Artık gülümsemiyordu. Üzgün görünüyordu.
"Jieun... Lütfen benimle kal Jieun. Bana gel..."
Yoongi'nin yüzüne iyice bakmıştım. Ağlıyordu.
"Ben ölmedim Jieun... Sen de yaşamalısın. Yaşamalısın."
Derin bir nefes alarak gözlerimi sonuna kadar açmıştım. Elimi kalbimin üstüne koyarak kalp atışlarımı düzene sokmaya çalışmıştım. Sanki nefesim kesilmişti.
Rüya görmüştüm. Ama neden uyumuştum? Bir saniye... Yoongi...? Yoongi! Doğru ya, Yoongi ye ne oldu!!?
"Yoongi !!!"
Bağırarak yatağımdan kalkmaya çalışırken odanın kapısı açılmıştı ve biri girmişti.
Yoongi.
Gözlerim sonuna kadar açılırken tekrar bağırmıştım.
"Yoongi..?! Sen... sen yaşıyorsun!!! Çok özür dilerim Yoongi gerçekten !! Ben... Ben gerçekten-"
"Jieun sakin ol..."
Yoongi sessizce yanıma gelip oturmuştu. Güçlü bir şekilde iç çekmişti. Sonrasında gülümsemişti.
Gördüklerime inanamıyordum... Yoongi en son... ölmüştü? Ona kılıcı ben saplamıştım... Tam göğsüne. Peki nasıl olur da Yoongi şu anda kanlı canlı karşımda olur?
Hem mutlu, hem şaşkındım, ne düşüneceğimi bilemezken Yoongi ye soru dolu bakışlarımı yönlendirerek konuşmuştum.
"Sen nasıl... nasıl oldu..? Hem ben neden buradayım?"
Yoongi birkaç saniye öylece düşünmüştü.
"Ben de bilmiyorum... O an kalbim durmuş. Öldüğümü sanmış herkes. Ama bir mucize gibi dakikalar sonra kalbim... Tekrar atmaya başlamış Jieun."
Şaşkınlıktan öylece kalakalmıştım. Bu nasıl olmuştu?
"Yoongi ben gerçekten ne oldu bilmiyorum birden... Birden oldu işte isteyerek yapma-"
"Biliyorum Jieun, asla bana bilerek zarar vermeyeceğini biliyorum." Yoongi sözümü keserek lafa girmişti. "Ben de o an ne oldu bilmiyorum... Çok garip bir şekilde hareket ettim ve saçma şeyler yaptım hatta... Sanki... Sanki bir şekilde kılıcı kendime saplayan bendim..."
Şaşkın bakışlar sergileyerek anlamaz bir ifade sunmuştum Yoongi 'ye. Gerçekten o an... Çok garipti. Herşey kendiliğinden olmuştu. Ama bir dakika...
"Peki nasıl bu kadar çabuk iyileştin?? Ne oldu da-"
"Üç gündür uyuyorsun Jieun."
"Ne??"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow || MYG
FanfictionYüzünü benimkine biraz daha yaklaştırınca kafamı hafif arkaya doğru yatırmak zorunda kalmıştım. Gözlerini gözlerimden ayırmadan sormuştu. "Sen kimsin? Neden bana bu kadar tanıdık geliyorsun?" Bu tam olarak benim ona sormam gereken soruydu. Sesi nede...