"Prenses! Uyandı!!!"
Şaşkınlıkla tekrar içeri koşan adamı izlemiştim. Sonunda, sonunda!! Hızla içeri dalan Hoseoku takip ederek odaya girmdim. Yatakta yatıyordu Haeun. Gözleri sonuna kadar acıktı, normal duruyordu, sanki hiç yaralanmamış gibi, yeni uyanmamış gibi.
Hoseok gözlerini inceleyip, yarasına falan bakıp ona sorular sorarken Haeun yüzü asık ve üzgün bir şekilde düşüncelerine dalmış bir haldeydi. Ne olduğunu çok merak ediyorum...
"Haeuncum iyi misin?? Ah çok endişelendirdin bizi!! Bir yerin ağrıyor mu?"
Hoseok endişeyle konuşurken Haeun hafif yerinde doğrulmuştu. Görünüşe göre Hoseok da Haeun ile abi kız kardeş gibi yakındı.
"Ben... iyiyim. Biraz başım ağrıyor."
Gözlerini kapatarak derin bir nefes almıştı Hoseok.
"Aferin sana prensesim. Büyük bir sıkıntı olabilirdi, hafıza kaybı veya sakatlık, belki daha kötüsü. Başına bir darbe aldın sadece belki evet ama büyük ve ciddi bir darbeydi. Sen çok güçlü bir kızsın."
Zar zor gülümsemeye çalışarak karşılık vermişti. Evet iyiki önemli bir durum yoktu, ama herkes endişelenmişti. Aslında sadece Hoseok ben ve Jungkook... veliaht prens, kral,... onlar umursamıyormu? Birinin kız kardeşi öbürünün kızı!! Kraliçe bir ara gelmişti ağlayarak, görmüştüm... ama onlar?? Bu hiç normal bir durum değildi, hem de hiç...
"Haeun!!!"
Kapının aniden açılmasıyla içeri bağırarak hızla giren Jungkook korkutmuştu beni. Hemen kardeşine sarılmıştı, onun karşılık verecek gücü olmasa da.
"Ben çıkayım."
Hoseok üçümüzü yalnız bıraktığında Jungkook geri çekilip Haeuna bakmıştı.
"Beni çok korkuttun... Haeun, iyi misin? Kim yaptı bunu???"
Hem hüzünle hem sinirle bakıyordu Jungkook. Evet bu cevabı bende duymak istiyordum çünkü artık dayanamıyacaktım.
"B-Ben... Ben..."
Haeun bir süre yere bakarak kekelemişti.
"B-ben kendim... kendi kendimi yaraladım.."
Gözlerimi sonuna kadar açıp Jungkooka dönmüştüm. O da şaşkınlıkla bana bir bakış atıp tekrar Haeuna dönmüştü.
"Canım, onu korumak için... yalan söylemiyorsun değil mi?"
Yok artık! Taehyung'dan yinede şüpheleniyor muydu?? Gerçi, Taehyungun yapmış olması kendisinin yapmış olmasından daha olasıydı onun için muhtemelen.
"Hayır abi, gerçekten ben... taşı temizlemek isterken yere düşürdüm sonra da... yerden almaya çalıştım ama... çok ağırdı o yüzden bende yere düştüm. Sonrasını hatırlamıyorum ama sanırım taş başıma denk geldi ve düştüğüm o hızla muhtemelen çarptığımda büyük bir yara açtım."
Jungkook gözlerini daha fazla açıp incelenmişti Kardeşini. Sonra da birden yerinden fırlamıştı sinirle.
"Sen ciddi misin Haeun neden dikkat etmiyorsun!! Ya birşey olsaydı ha??? Ne kadar korktum bir bilsen! Bir daha böyle birşey yapma, diğerlerinden iste. Hiçbir şeyi kendin yapma ve kendine çok dikkat et!"
Tam bir abi gibi konuşmuştu, ama çok sinirlendiği ve korktuğu belliydi. Bense... inanmıyordum. Haeun sakar bir kızdı belki evet ama bu hikaye biraz garipti... Tamam çok büyük bir şanssızlıkla tam kayanın üstüne düşmüş olabilir ama bu çok... küçük bir şans, nasıl olabilir ki?? Jungkook kardeşinin başına gelen duruma bir cavap arıyordu sadece ve anlatılan her şey onun için gerçek olabilir, hatta başkasının kardeşine zarar vermek istemediğini ve sadece bir kaza olduğunu öğrenmesi, bu hikayeye inanmak onu rahatlattığı için kolaydı. Oysaki ben anlamıştım, yalan söylüyordu. Bu apaçık ortadaydı! Ama neden, neden yalan söylüyor olabilir??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow || MYG
FanfictionYüzünü benimkine biraz daha yaklaştırınca kafamı hafif arkaya doğru yatırmak zorunda kalmıştım. Gözlerini gözlerimden ayırmadan sormuştu. "Sen kimsin? Neden bana bu kadar tanıdık geliyorsun?" Bu tam olarak benim ona sormam gereken soruydu. Sesi nede...