2: "Sana Sarılabilir miyim?"

858 48 10
                                    

Deniz'den
Kaybettiğimiz için üzgündük.Adada herkes bir köşeye çekilmişti.Biz de Merve ve Birsen ablayla deniz kenarına gelmiştik.Onlar denize girmişti.Ben de onlara çokta uzak olmayan bir yere oturmuş sırtımı kayaya yaslamıştım.Aklıma oyundan sonra Anıl'la aramda geçen diyalog gelince istemsizce gülümsedim.Ciddi ciddi ilk düzgün konuşmamızdı ve onun içini biraz da olsa rahatlatmış olmayı umuyordum.Birden ıslanmanın verdiği refleksle yerimden sıçradığımda Merve ve Birsen abla bana bakarak gülüyorlardı.Ben de gülmeye başlayıp onların yanına suya gittim. "Ne düşünüyordun öyle sırıtarak?" dedi Merve.Bilerek yapıyordu.Peşini bırakmayacaktı takmıştı bir kere.
"Hiç bir şeye." dedim gözlerimi kaçırarak.Birsen abla da "Hadi hadi, dökül." dedi.Ben cevap verecektim ki Merve "Anıl'la oyun sonrası konuşmanızınla alakalı olabilir mi bu halin." dedi. Ona kızıp bir yandan da gülerek su atmaya başladım.Birsen abla şaşırmışa benzemiyordu.
"Sen var ya sen." dedi bana ve ben de "Ya yok öyle bir şey saçmalamayın.Muhattap olduğum biri bile değil, moral verdim o kadar." dedim.Kendi dediklerime kendim bile inanmamıştım.Birsen abla "Ha iyi o zaman, çünkü ben de Yağmur ve Anıl'ın arasında bir şeyler olduğunu düşünüyordum." demesiyle birlikte ağzımdan istemsiz bir "Ne?! Yağmur'la mı? Ne alak-" devam edecektim ki bana dalga geçer bir ifadeyle baktıklarını gördüğümde beni oyuna getirdiğini anladım. "Çok kötüsünüz." diyip daha da onları ıslatmaya başladım.Halbuki dokunulmazlığı kaybetmiştik ve akşama konseyimiz vardı.Şu an isim yazma derdinde değildik ve eğleniyorduk.Burada biraz eğlenmeye, gülmeye de ihtiyacı oluyor insanın.Güle oynaya çıktıktan sonra dinlenmek için barakaya geçtik.

Konsey alanına araçlarla geldiğimizde daha çekime zaman olduğu için kenara geçip beklemeye başladık.Merve'yle ikimiz biraz daha uzaktaydık o yüzden rahatça konuşuyorduk.
"Yalnız indiğimizde onun da sana baktığını fark etmedim değil."
"Merve yaa." dedim gülerek o da beni taklit ederek
"Morvo yooo" yaptı.Sonra da devam etti: "Siz de Mert ve Sude gibi olursunuz artık."
"Bir kere ben asla kendimi Sude gibi bir duruma sokmazdım.Nasıl kendine yedirebilir bunu bir insan ya." dedim. Merve de bana katılır gibi başını salladı. "Zaten Anı-" tam ismini söylecekti ki Mert ve Sema'yı buraya yaklaşırken görüp ona "Şşt." dedim.İkisininde dikkatini çekmişti ve dile getirmekten de çekinmediler. "Dedikodu demek ha?" dedi Mert.Espri gibi gözüktürsede alttan bir iması vardı.Sema da eksik kalmadan "Kimi yazacağınızın kulisini yapmak için geç kalmadınız mı kızlar?" dedi.Bugün yeterince damarıma basmıştı zaten ben de bu sefer alttan almadım. "Ne diyorsun Sema ya kurup kurup durma kafanda."
Sema bana cevap verecekken Elif'in "Birazdan başlayacak çekim gelin." demesiyle kalabalığın olduğu tarafa gittik. Sema da arkamdan geldiğinde "Ne konuşuyordunuz da o zaman sustunuz biz gelince direk." Hala devam ettiriyordu ve yeterince sinirlenmiştim. "Seni ilgilendiren bir şey yok Sema ortada." dedim.Ben bitirmeye çalıştıkça o uzatmak için çabalıyordu adeta.Devam etti: "Karşında çocuk mu var senin Deniz, üstünü kapamaya çalışıyorsun baya." dedi.Artık karşı takımda bizi izliyordu.
"Gerçekten saçmalıyorsun, istediğini vermeyeceğim sana." diyip Sema'ya sırtımı döndüğümde o da susmuş ve üstüne bir şey dememişti.

Konseyde gönüllüler takımında Hikmet ve Yasin olayının tartışması dönmüştü.Her an oklar bizim tarafımıza dönebilir ve bana sıçrayabilirdi.Acun abinin Yasin'e son uyarılarından sonra direk oylamaya geçmemizi söylemesini diliyordum ama öyle olmadı tabii. "Evet konuşmak istediğim, açıkçası merak ettiğim bir konu daha var.Ünlüler takımıyla ilgili.Sema sana soralım.Deniz'le bir gerginlik oldu aranızda.Oyun alanında da buna bir sitemin vardı galiba." İç çekerek gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım.Kim bilir neler diyecekti...
"Acun bey öncelikle bugün oyunda yani kaybetmiştim, doğal olarak sinirliydim yani.Benche geldim oradan Deniz'in bana zaten iki sayı aldın takma tarzı konuşması beni daha da sinirlendirdi."
Sema bunları dediğinde sinirden gülmüştüm.
"Komik bir şey mi söyledim?" diye bana döndüğünde Acun abi "Kendi aramızda konuşmayalım, yani bana çok anormal bir şey gibi gelmedi Deniz'in dedikleri Sema, ona soracağım şimdi.Deniz senden dinleyelim birde."
"Ya ben anlamıyorum, ne yapsam altında başka bir anlam aranıyor.Sema'ya oyunda kurduğum cümle hani öyle amaan boşver bir şey olmaz tarzında değildi.Sema canını sıkma bak iki sayı da aldın zaten dedim.Moral vermekten başka bir amacım yoktu yani bu cümleden nasıl art niyet arayabilir bir insan?" dediğimde kendimi artık cidden kötü hissediyordum.Takımdaki çoğunluğun bana hak verdiğini biliyordum ama bu sözdeydi işte.Kimse çıkıpta dile getirmiyordu.Kafam o kadar dolmuştu ki bir an önce çıkmak istiyordum konseyden.Ben oylama bitse de gitsek diye düşünürken Sema yine rahat durmadı.
Acun abi "Sema söz istedin, sendeyiz." dediğinde artık Sema'ya bakma zahmetinde bile bulunmadım sadece yere bakıyordum.
"Madem oyun alanındaki sadece moral verme amaçlıydı, konseye girmeden önce Merve'yle kendi aralarında konuşurken Mert ve ben yanlarına gidince Merve'yi hemen susturması ne oluyor? İsim yazacağız sonuçta artık onun kulisi mi yoksa başka bir şey mi bilmiyorum ama burada hepimiz aklı başında, belli bir yaşa gelmiş insanlarız.Farkındayım ben ortada dönenlerin." Kafamı kaldırmadan sinirle elimle alnıma vurup gözlerimi kapattım.Daha ne kadar saçmalayabilirdi acaba.Konsey başından beri  kafamı kaldırıpta karşı tarafa bakmamıştım.O yüzden en başından beri beni izleyen Anıl'dan habersizdim.

Anıl'dan
Konseyden önce Deniz ve Sema'nın arasında geçenlere şahit olmuştuk.Sema ne yaşıyordu bilmiyorum ama saçmaladığı ortadaydı.Deniz üstelememişti ama Sema da rahat durmamıştı.
Konsey başından beri Deniz iyi gözükmüyordu.Bir kaç kere Sema'ya bakmak dışında kafasını kaldırmamıştı yerden.Hatta onun bu haline Berna kızlara doğru eğilip "Kimsenin yüzüne bakmıyor haksız demek ki." demişti.Ama Nisa ona "Boş yere üzerine gelindiğinde etrafa mutluluk saçmasını mı bekliyosun herhalde ha?" diyerek cevabını vermişti.En son Sema diyeceklerini bitirdiğinde Deniz elleriyle yüzünü birleştirmiş kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.Onun bana bugün destek olduğu gibi bende ona olmak istiyordum ama zaten yeterince üzerine gidildiğinden en uygun zamanı bekleyecektim.Acun abi artık bitirmek istediğini belli edercesine "Deniz ekleyeceğin bir şey yoksa oylamaya geçmemiz gerekiyor yavaştan."
dedi.Deniz kafasını kaldırarak hayır anlamında başını salladığında anca yüzünü görebilme fırsatım olmuştu.Yüzündeki ifadeye anlam verememiştim.
Hayal kırıklığı desen değildi, sinir de değildi.Emin olduğum tek şey iyi olmadığıydı.İçten içe bana bakmasını bekleyerek ondan gözlerimi çekmiyordum.İsim yazma sırası ona geldiğinde dönmesi çok uzun sürmedi herhalde açıklama yapmadan atıp gelmişti.Ve bir anda gözleri beni bulduğunda ona bakarken yakalanmıştım.İlk bakışlarını kaçırsada yerine oturduğunda tekrar göz göze gelmiştik.Ben hala bakışlarımı ondan çekmiyordum.Çekmediğimi o da gördüğünde anlamaya çalışır gibi baktı.İçini rahatlatmak istercesine ona hafiften gülümsediğimde kendini tutamayıp o da gülümsedi ve teşekkür eder gibi kafasını hafifçe aşağı yukarı salladı.İsimler açıklandığında ünlülerden sürgüne gidecek kişi Gizem olmuştu.Bizden de dün Evrim gitmişti.Çekim bittiğinde artık konsey alanında araçları bekliyorduk.Etrafa göz gezdirdiğimde herkes kendi halinde bir yerde toplanmıştı.Deniz'i göremediğimde biraz daha arkalara doğru gittim.
Mert ve Sude bir ağacın altına oturmuş konuşuyorlardı.Onların biraz yakınında Deniz'i gördüm o da aynı şekilde ağacın dibine oturup ayaklarını kendine çekmiş kafasını gömmüştü.Belki de şu an yalnız kalmak istiyordu ama yanına gitmezsem bu adada içimi yiyip bitirecekti o yüzden daha fazla düşünmeden ona doğru yürüdüm.Kafası ne kadar dağınıksa beni yanına oturana kadar fark etmedi.Aynı onun gibi ben de sırtımı yaslayıp "Bu mu yani?" dedim.O an denebilecek en mantıklı şeylerden biri olduğu söylenemezdi tabi.Sesimi duyunca hareketlendi ama bana değilde diğer tarafa doğru yüzünü dönüp saklamaya çalıştı.
Ağlıyordu ve ağlarken görünmek istemiyordu.O an ne yapacağımı bilmeyerek ayağa kalktım.O an kafasını bana çevirdiğinde gidiceğimi sanmıştı.Ama ben onun önüne eğilip doğruca yüzüne baktım.Bu sefer kafasını çevirmedi ve o da bana bakıyordu anlamaya çalışırcasına.Bana kalsa böyle sabaha kadar durabilirdim ama önce o gözlerden yaşları silmek gerekiyordu. "Ağladığını saklamana gerek yok." dedim.Bir şey demeden öylece baktı.O an ağzımdan istemsizce "İyi misin?" çıktı ve
diyene kadar ne kadar saçma olduğunu fark etmemiştim.Sorduğum soruya cevap vermek yerine "Sana sarılabilir miyim?" dediğinde tereddüt etmeden az önceki gibi yanına geçip kolumu omzuna atarak kendime çektim.Kafasını göğsüme gömdüğünde ağladığını hissedebiliyordum.Hala belli etmemeye çalışıyordu.En fazla bir buçuk iki dakika öyle kaldık.Sakinleştiğini tahmin ederek ona bakmak için geriye çekildiğimde o da kendini geri çekti ve ayağa kalktı.Onunla beraber ben de kalktım.
Yüzüme bakmadan "Kusura bakma, dolmuştum biraz." dedi.Utanmış mıydı, bana mı öyle geliyordu?
Bu düşünce sırıtmama engel olamadı.Cevap alamayınca bana baktı ve sırıtmama büyük ihtimal anlam veremedi. "Geç dalganı sen." diye gözlerini devirip yürümeye başladı ama bileğinden tutup durdurdum. "Dalga geçmiyorum ya hoşuma gitti." Hoşuma gitti ne demek lan.Aferin Anıl sana diye geçirdim içimden. "Ne hoşuna gitti anlamadım, ağlamam mı?" dedi sesi biraz ciddileşerek.Toparla şimdi hah. "Hayır ya niye ağlaman hoşuma gitsin, en son hoşuma gidecek şey o." dedim. "E ne o zaman?" dediğinde "Utanıp kızardın ya tatlı oluyormuşsun utanınca." dedim.Bir yerden girmem gerekiyordu da bu kadar da açık girmese miydim...
Bir şey diyemedi ve yine gözlerini kaçırıp gülümsedi.Bu sefer sesli güldüğümde "Ya Anıl ya!diye çemkirdiğinde en azından artık gülüyordu ve yaşlardan eser kalmamıştı yüzünde."Sen beni sinir etmeye mi yanıma geldin?" dedi. "Hayır." dedim.
O sırada Merve bize yaklaşmıştı ve sesleniyordu: "Hadi gelin gidiyoruz." bizi çağırdıktan sonra Mertlere de gitti ve biz de yürümeye başladık.
Takımlarımızın yanına doğru geldiğimizde "Anıl, orada neden yanıma geldin?" dedi.Öne adım atıp onu arkamda bıraktığımda kafamı hafif çevirip  yandan bakarak "Seni düşürmelerine izin verme demeye." dedim ve bizimkilerin yanına geçtim.Araçlar geldiğinde yerleşirken son kez ona baktığımda Merve'yle dideleşiyordu ama en önemlisi yüzünde konseydeki bitkin ifade yerine gülümseme vardı.Onu neden daha önce fark etmediğimi düşünüp kendime kızdım...

OFFF ÇOK UZUN YAZDIM AMA BÖLEMEZDİM BURALARI.OKUYUP YORUM YAPANLARA COK TESEKKUR EDERIM SIZI SEVIYORUMM<33

you smiled; i fell in loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin