Deniz'den
Anlat bakalım oynamaya gidiyorduk.Ödül biraz kafamı dağıtmıştı ve iyi gelmişti.Turuncu evin
atmosferi insanı mutlu etmeye yetiyordu.
Anıl'a kırılmıştım.Acaba gerçekten dediği gibi mi düşünüyordu?
Merve'ye anlattığımda o da o anlık sinirden kaynaklandığını söyleyip benim içimi rahatlatmaya çalışmıştı. "Deniz ne diyeceğim, bu Anıl Bora'yı kıskanıyor bence." Bu dediğine sırıttığımda bana anlamaya çalışır gibi bakıyordu. "Anlatırken atladığım bazı şeyler var.Bak bugün oyunda..."
Oyun alanına geldiğimizde gözlerim istemeye istemeye yine onu arıyordu.Herkes gelmişti ama o yoktu.Çekim başlamadan hazır herkes dağınık duruyorken Nisa'nın yanına gidip "Anıl nerede Nisa? Niye yok?" dedim. "Önemli bir şey değil ya ilaç almaya gitti gelicek ama." Suratım istemsizce asıldığında "Ya yok diyom bir şeyi bak midesi mi ne kötü olmuş ondan." diyerek beni rahatlatmaya çalışmıştı.Ona gülümseyerek "Sağ ol." dedim.
Arkamı dönüp gidecekken "Keşke seni bazı kişilerin yerine alabilsek." dedi.Ona güldüğümde "Hem ondan da uzak kalmamış olurdun." dedi.Bu sefer de o gülüyordu.
Bir şey demeden yanımdan gittiğinde ben de kendi kendime sırıtarak bizimkilerin yanına gelmiştim.
Çekimlere başlayacakken Anıl geldi ve benchte ona ayırdıkları yere oturdu.Gözleri direk beni buldu.Ona bakarken görmeyi beklemediğinden duraksamıştı.
Murat'ın sesiyle gözlerimi ondan ayırmıştım.
"Başlıyoruz arkadaşlar."
Son sayı için Merve ve ben çıkacaktık.Kazanırsak ödül bizimdi.Ben anlatıyordum ve Merve'nin enerjisi bana geçmişti bile.
"Başlıyorum Merve."
"Gönder gelsin."
"Aaa şey şey, Batu sürekli ne olsa da yesek diyor?"
"Tavuklu pilav mı?"
"Yok tatlı bu hatta fırında da oluyo."
"Şey şey, Sütlaç."
"Yesss! devam ediyorum.Bu şey ya, biz senle sürekli ne konuşuyoruz?"
"Nasıl ne konuşuyoruz?"
"İşte ne hakkında konuşuyoruz hatta daha gelirken konuştuk."
Merve gülmeye başlamıştı.
"Yani söylemiyim bence." diyip daha da güldü.
Benim de neyi kast ettiğini anlayıp gülmeye başlamam bir oldu.Elimle yüzümü kapayıp utancımı saklamaya çalıştım. "Ya başka bir şey o değil."
dediğimde hala gülüyorduk.
"Merve gülme ya bak ne dedim ben sana gelirken bir yere gitmek istiyorum dedim çıkınca direk."
"Az kaldı Deniz." diye araya girdi Murat.
"İzmir İzmir."
"Tamam neresinde evimiz vardı diye anlatmıştım sana? Hatta orada büyüdüm demiştim.
"Bornova mıydı ya? Aa dur dur Konak."
"Evet!"
"Doğru! ve süre de bitmişti zaten, Merve ve Deniz iki tane bildiniz eğer rakibinizin sayıyı alması için üç tane bilmesi lazım."
Benche gülerek geçerken Atakan "Ne konuşuyorsunuz siz aranızda?" dediğinde gülmemiz daha da artmıştı.En son oturup anca sessiz olup bize karşı çıkan Yağmur ve Seda'yı izlemeye başladık.
Yüzümde hala gülümseme vardı. O sırada Anıl'la göz göze geldik ve bana o kadar güzel bakıyordu ki ona olan tüm kızgınlığım oracıkta eriyip gidecekti.
Gözlerimi çekmek yerine çenemi ellerimin arasına alıp ona bakmaya devam ettim.
En sonunda bakışmamızı bölen Murat'ın "Bir bildiniz, sayı ve aynı zamanda ödül Ünlülerin!"
Ödül olarak Türkiye'de yeni vizyona giren bir filmi izleyecektik.Yanında da patlamış mısır ve içecek vardı.Ödüle gitmeden önce yine her zamanki gibi dağılmış bir şekilde araçları bekliyorduk.
Birinin koluma dokunmasıyla arkamı döndüm.Anıl
"Biraz konuşalım mı?" dediğinde "Gel." diyip önden yürümeye başladım.Diğerlerinin görüş açısından çıktığımızda durup ona döndüm.Bana mahcup gözlerle bakıyordu.Bir şey demeden önce elleri ellerimi buldu ve beni biraz daha kendine çekti.
["Dinle Beni Bi" şarkısını buradan başlatıp devamını okurken dinleyebilirsiniz.]
"Bana kızmakta haklısın, öyle bir şey söylemem aptallıktı.Ama sinirlendim işte ne yapayım o herif damarıma basıyor.Sürekli senin etrafında ama ben olamıyorum.Onu görünce bile sinirlerim tepeme çıkıyor."
"Niye ona olan sinirini benden çıkarıyorsun ki? O istediği kadar yanaşsın sanki karşılık alıyor."
"Haklısın, bak söz veriyorum böyle bir şey olmayacak bir daha."
"Olmasın da zaten.Hem seni ne kadar düşündüğümü bilsen en yakın sert cisme kafa atardın sabahki tavrından dolayı."
Dediğim onun hoşuna gitmişti.Biraz daha yaklaşıp
"Ne kadar düşünüyorsun mesela söylesene?" dedi.
Kafamı ona çevirirsem kıpkırmızı olmuş suratımı görecekti o yüzden ısrarla ona bakmıyordum.
Parmaklarıyla çenemden tutup yüzümü yüzünün hizasına çevirdiğinde burunlarımız değecekti neredeyse.
"Cevap bekliyorum hala." dediğinde nefesini hissedebiliyordum.O derece yakındık.
"Daha çok beklersin." dedim imalı bir şekilde.
"Öyle mi?" diyip geri çekildi.Artık o kadar yakın durmuyorduk.Uyuz uyuz "O zaman ben gideyim yavaştan." diyip arkasını döndüğünde "Ama başka bir şeyin cevabını verebilirim." dedim.Söylediklerimden ben sorumlu değildim.Birazdan yapacaklarımdan da.
Dediğim şeyle arkasını döndüğünde ona doğru yürümeye başladım.Artık düşünmeden hareket ediyordum.Kollarımı boynunun arkasında sabitleyip dudaklarımızı birleştirdim.İlk başta şaşırsa da sonra karşılık verdi.Ellerini belime koyarak kendine daha da çekti.Öpüşü hızlandıkça ona uyum sağlıyordum. Ne kadar öyle devam ettik farkında değildim.
Merve'nin bana seslenmesiyle kendimi geri çekip "Geliyorum!" diye bağırdım.Anıl'ın kolları hala belimde sarılıydı.
Kafamı ona geri çevirdiğimde dudaklarıma kısa bir öpücük daha kondurdu. "Gitmemiz lazım." dediğimde beni göğsüne çekip sımsıkı sarıldı.Ben de ona aynı şekilde kollarımı sarmıştım. "Şimdi ben senden ayrılıp nasıl gideyim adaya?" dediğinde kafamı kaldırmadan güldüm. "Hadi Anıl." diyerek elinden tutup yürümeye başladım.Yaklaştığımızda "Sen git ben sonradan geleyim, ağızlarına laf vermeyelim." dedi. "Tamam, görüşürüz." diyip gülümsedim.O da yaklaşıp "İyi geceler güzelim." dedi ve burnumu sıkıp gitti.
"Güzelim mi dedi o?"
Merve'nin sesiyle yerimden sıçrayıp arkamı dönmüştüm.
"Of Merve ödümü kopardın ne diye sessiz sessiz geliyorsun."
"Sen dua et de başkası gelmedi.Hadi gidiyoruz bizi bekliyorlar.Ha bir de Sude'sinden ayrılabilirse Mert'i."
-------------
Evettt bitti! Kısa ve geç gelen bir bölümü anca böyle bir sonla telafi edebilirdim diye düşündüm:) Gösterdiğiniz ilgi beni çok mutlu etti bu kadar beklemiyordum teşekkür ederim❤️ Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın🥰
