tanıtım

20 10 4
                                    

Bir insan neden hayal kurar ki,
Sonuçta gerçekleşmeyecek.
Bana göre hayal demek; gerçekleşmesi mümkün olmayacak şeylerdir.
Bir insan asla 'yemek yemek en büyük hayalim' demez çünkü yemek yiyebileceğini gayet iyi bilir.
Lakin yurtdışına çıkmak onun için hayat koşulları  imkansızlığı temsil ettiği için 'yurtdışına çıkmak gibi bir hayalim var' der.
Gerçekleşmesi mümkün olmayacağını düşündüğümüz şeyleri hayal diye adlandırırız.
Neden kendimi gerçekleşmeyecek şeyleri düşünerek kandırayım ki?
Sonuçta gerçek hayatı yaşıyoruz eğer ki hayal dünyasında yaşıyor olsaydık en güzel hayaller benimki olurdu.

Daldığım düşünceleri psikoloji hocası olan remzi hoca böldü.
"Ödevini yaptın mı buse? "
Tabiki de yapmamıştım çünkü remzi hocanın bana verdiği ödev az önce daldığım düşüncelerle bağlantılı.
'hayalimdeki ütopya' adlı ödevimi yapmamıştım.
Kendimi defalarca zorlamama rağmen hayal kuramamıştım..
"Hayır hocam" bana onaylamaz bakışlar atarak diğer arkadaşlara yöneldi.
Aradan 10 dakika geçtikten sonra zil çalmaya başladı.
Yemek yeme molamız olduğu için uzun bir aramız vardı.
Bu zaman dilimini güzel değerlendirmek istediğim için telefonumu çıkartıp Elif'i aradım.
"Nerdesin?" Evet harika bir giriş yaptım.
"Sana da alo buse, iyim canım sen nasılsın!"
Komik şey.
"Ben bahçeye çıkıyorum oraya gel"
Okulumuzda en çok sevdiğim yer, okulun bahçesi.
Kocaman olan bahçede kar yağmasına  rağmen bahçeye çıktım.
Elif'in söylene söylene bahçeye çıktığına yemin edebilirim.
Ama ben aksine soğuk havaya ve kar'a bayılırım o yüzden benlik sıkıntı yoktu.
Bahçedeki her zamanki yerime gittiğimde Elif'in çoktan oraya vardığını bana sinirli bakışlarından anladım.
"Normal insanlar gibi neden kafeterya da oturup sıcak birşeyler içmiyoruz!" Soru sormak gibi değil de söylene söylene söylemişti bu cümlesini.
Lakin gıcıklık olsun diye cevap verdim.
" Biz normal bir insanmıyız elif"
Sinirle gülerek " doğru değiliz" dedi.
Yanına oturup 
"canım sıkılıyor yapacak birşey yok"
Dedim.
Sinirli bir şekilde bana dönüp "en son böyle dediğinde gecenin üçünde kapalı olan lunaparka gizlice girip oyuncakları çalıştırdığımız için karakolluk olmuştuk buse" bunu neden hatırlatıyor ki çok saçma
Lunaparkların ışığı hiç sönmemeli ki
" Aklımda daha masum birşey var "
Güldü
"Sen ve masum! Söyle bakalım neymiş aklındaki" hiç uzatmadan
" Tahaya yaz"  sevgilisine yazmasını istedim.
Kaşları çatıldı.
"Neden?"
"Geçen sosyal medyaya attığı bir postun yorumunda ve storylerinde gördüğüm kadarıyla çok samimi olduğu 'kardeş' diye etiketlediği bir çocuk var.
Onun numarasını iste"
Ağzı açıldı.
Aslında benim istemem daha doğru olur çünkü sevgilisi neden numarasını istediğini sorgular ve araları bozulabilir bu da benim işime gelir çünkü o biberonlu çocuktan daha iyilerini hak ediyor.
"Kafayı mı yedin buse Taha ne düşünür sence?"
"Biliyorum ama o çocuğu işleteceğim o yüzden ben istersem benim olduğumu çok rahat bir şekilde anlar "
Sıkıntılı bir  nefes aldıktan sonra tam tahaya yazacakken.
Elif'in telefonu çalmaya başladı.
Arayan tahaydı.
Elif heyecanla telefonu açtı.
Ve bir kaç konuşmadan sonra telefonu kapatıp bana döndü.
" Taha buraya geliyor" diyip sırıttı.
Bu benim için daha iyi olacak çünkü Elif'in onun telefonunu alıp numarayı alması daha kolay olur.
Hem elif numarayı istediğinde iki gün sonra Salih böyle bir olayın olduğunu anlatınca tahaya,
doğal olarak elif'den şüphelenir.
Kimseyi şüphelendirmeden sessiz halletmem lazım.
Taha yanımıza geldikten 10 dakika sonra midem onların cilveleşmesini kaldıramadığı için telefonu alıp elif'e yazdım.

Buse: Elif tahanın telefonunu al numarayı kendine attıktan sonra mesajını sil.

Yazdığım mesajla Elif'in telefonundan bildirim sesi geldi.
Elif'in bakışları telefona yöneldi.
Mesajı okuduktan sonra sıkıntılı bir nefes alıp tahanın telefonunu aldı.
Tahanın elif'den gizli saklısı olmadığını düşündüğümden tahmin ettiğim gibi Taha telefonu almasını yadırgamadı.
Bir kaç tuşa dokunduktan sonra telefonu yerine bırakan elif bana bakıp gülümsedi.
Bu beni mutlu etmişti.
Evet o çocuktan hoşlanmıştım.
Yani beğeni diyelim ortada birşey yok.
Ses tonunu, konuşma tarzını merak ettiğim için numarasını istedim.

İki gün sonra konuşmayı bırakacağıma eminim.

Yemek yemeden biten öğle aramızdan sonra sınıflara dağıldık.
Son dersin sona ermesi herkesi mutlu etmişti.
Yavaştan çantamı toparlayıp ağır adımlarla sınıftan ayrılmıştım.
Kapının önünde beni bekleyen elife gözüm ilişti  yönümü ona doğru çevirdim.
" Akşam bize gelsene " dedim.
"Salihi mi işleteceksin" evet onun için çünkü birinin bana destek vermesi lazımdı ve bu da tek arkadaşım elife düştü.
Her derdimi sıkılmadan dinliyor.
Kafamı onaylar şekilde salladım.
Eve vardıktan sonra anneme bir gözüküp odama çıkmayı planlıyordum ki annemin dırdır radarına yakalandım.
" Okuldan gelir gelmez insan hemen kıyafetini değiştirip 'annem bu gün yorulmuştur bakayım yardım edecek birşey varmı' der bir işin ucundan tutar ama nerdeeee " diye başlayan sonunu algı yeteneğimin artık algılamak istemediğinden dolayı duymayıp söze girdim.
" Allah zaten belamı vermiş sabahın altısında kalkıp okula gidiyorum anne bir de yorgun bir şekilde gelip sana yardım mı edecem" yapmam gereken ödevler, sosyalleşmem gereken insanlar en önemlisi nefes almam gereken bir hayatım var.
Bunların tadını çıkarmak istiyorum.
Odama çıktıktan iki saat sonra annemin 'yemek hazır' demesiyle aşağıya indim.
İndiğim gibi kapının çalması bir oldu.
Üşengeç adımlarla kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açtığımda karşımda Elif'i gördüm.
" Buse senin için evden erken çıktım kurt gibi açım Nalan teyze ne yaptı yemekte " güldüm.
" Yalan söyleme tahayla buluşmak için buseye gidiyorum diyip erken çıktın.
Benim sabahki konu için de buraya geldin.
Yoksa bana uğramadan eve gidecektin" ben bunları derken o çoktan ayakkabısını çıkartmıştı.
Evden biri gibiydi. hatta bir ara ikimiz küçükken yaramazlık yaptığımız için annem onu çocuğu gibi gördüğünden onu da benimle beraber dövmüştü.
" Beni bu kadar iyi tanıma buse "
Güldüm.
Hızlıca yemek sofrasına geçtikten sonra annem ile elif arasındaki tatlı diyalogların ardından bulaşıkları makineye dizip.
Hızlıca odamın yolunu aldık.
Odama girip yatağıma bodoslama atlayıp güldük.
Yatağın üzerinde elimizde telefonlarla tuş takımını açmış bekliyorum.
" Hadi numarayı söylüyorum" dedi
"Bekle önce numarayı gizliye alayım.
Allah'ım lütfen gizli numaralara hattı kapalı olmasın " diye dua ettikten sonra numaramı gizliye alıp aradım.
Kalbim yerinde çıkacak gibi atıyordu.
Beklediğimden daha çok heyecanlandım.
Telefonun çalma sesiyle ilk duanın kabul olduğunu anladım.

Eğlenmek için aradığım çocuğun bu derece kalbimin ritmini değiştireceğini bilmiyordum...














Merhaba arkadaşlar yeni bir kurguyla karşınızdayım.
Aslında kendi hesabımda bir çok kurgu yazıp yazıp sildim.
Ama bu kurgu benim için özel olduğundan silmeyeceğim belki düzenleme yapabilirim ama tamamlamadan bırakacağımı sanmıyorum.
Bu kitabı kendi hesabimda da paylaşabilirdim lakin kendiliğinden keşfedilen sıfır takipçili bir hesapta paylaşmak istedim eğer güzel bir kitapsa kitabım hakkını alacağını düşünüyorum.
önerileriniz tavsiyeleriniz sayesinde bir çok insan okuyacağını düşünüyorum.
O yüzden yeni başlangıçlar yeni hesap ve geçmişle beraber karşınızdayım.
Ben yazarınız Amor  inşallah beğenirsiniz küçük bir giriş yapmak istedim.

GEÇMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin