O gün!

13 5 3
                                    

Yıllar önce derin vadide gecenin karanlığı evlerin üzerine çökmeye başladığı vakit güçlü bir ses duyuldu. Gör gürültüsünü andıran bu ses gittikçe şiddetleniyordu. İnsanlar dehşete düşmüş bir şekilde evlerinden sokağa fırladı.

Mikel kan ter içinde kalmıştı olanlara bir anlam vermeye çalıştı. Bu ses neyin nesiydi hayatında daha önce böyle gürültülü bir ses duymamıştı. Ellerini simsiyah saçlarının arasına götürdü kan ter içinde kalmıştı. Bir anda tüm insanlar büyülenmiş gibi gökyüzüne bakmaya başladı. Bulutlar gökyüzünde bir noktada toplandı, toplanan bulutların arasından yaklaşık 50 metre büyüklüğünde kocaman bir kılıç süzülerek yere iniyordu. Kılıcın üstünde baştan sona anlamsız semboller vardı. Daha sonra kılıcın üzerinde Bir suret belirdi. Kocaman dişleri sivri uzun kırmızı tırnakları, uzun saçları ve vücuduna oranla büyük kafası olan bu varlık Mikel'in bildiği herhangi bir canlıya benzemiyordu. Kaburgaları sayılabilecek kadar zayıf görünüyordu ama yaklaşık 3 insan boyutundaydı. Kocaman kırmızı gözlerinin içindeki beyaz gözbebeği etrafı inceliyordu. Tüm köy dehşet içinde olanları izledi. Kılıç yere yaklaştıkça havanın sıcaklığı artmaya başladı sert ve sıcak bir rüzgâr insanların etrafında dolanıyordu. Mikel evine doğru koşmaya başladı arkasına bir an bile bakmadan son hızla koşuyordu sanki yeterince hızlı koşarsa bütün bu olanlardan kaçabileceğine inanmıştı. İnsanların yanından geçerken göz ucuyla baktı. Kimse hareket etmiyordu, herkes adeta büyülenmişti. Kendisinden başka herkesin böyle kalmasına anlam veremese de yoluna devam etti.

Evine ulaşan Mikel bahçede annesi ve babasını gördü onlar da herkes gibi büyülenmişti onlara seslendi:

-Anneeee! , Babaa.

Hiçbir tepki yoktu. Koşarak annesine yaklaştı omuzlarından tutup sarstı ama annesi yine tepki vermedi annesini sarsarken babasına tekrar seslendi.

-Baba çabuk annemi de al sığınağa kaçın lütfen baba. Gözleri doldu ince ağlamaklı bir sesle son bir kez şansını denedi:

-Duymuyor musunuz beni!?

Yine yanıt alamayınca çaresizce başını çevirdi döndü tekrar baktı kılıç ve yaratık yere çok yaklaşmıştı, ümidi tükenen Mikel annesini ve babasını dışarıda bıraktı ve koşarak eve girdi.

Camdan kafasını uzattı ve baktığı anda gökten gelen kılıcın yere dokunduğu anı gördü. Canavar ağzını açtı ve keskin bir çığlık attı. O an tüm köy yavaş yavaş canavara doğru yürümeye başladı. Canavara doğru yavaşça yürürken herkesin suratında mutlu bir ifade vardı. Sanki ölüme değil de Cennete yürüyorlardı. Canavar gelen herkesi dişlerinin arasına alıp katlediyordu. Canavarın dişleri kan içindeydi ağzından kanlar akan canavar tüm köyü paramparça ettiğinde etrafına bakınmaya başladı. Camdaki Mikel'i gördü ve bir anda kırmızı gözlerini Mikel'in üzerine dikti. Köyde Mikelden başka yaşayan kimse kalmamıştı Mikel annesi babası ve tüm sevdiklerinin katledilişini evinin camının ardında soğukkanlılıkla izlemişti ne yapacağını ne düşüneceğini bilmiyordu.

Gözlerini hiç ayırmadan canavara baktı yavaşça eve yaklaşıyordu. Canavar korkutucu sesiyle Mikel'e bakarak tekrar güçlü bir çığlık attı. Mikel'in beyninde bir anda şimşekler çaktı kendiliğinden yavaş adımlarla canavara doğru yürümeye başladı tüm gücüyle karşı koymaya çalışıyordu ama hiçbir işe yaramıyordu.

Evin kapısını açtı canavar tüm korkunçluğuyla karşısında dikiliyordu ve gittikçe daha da yaklaşıyordu. Bilinci yerindeydi fakat bedeninin kontrolünü kaybetmişti dehşet dolu gözlerle baktı. Kendisinin de sonunun geldiğini düşündü canavar Mikel'in dibine kadar yaklaştı ve korkunç çenesini kocaman açtı -MİKEL! Diye bağırdı.

Ses o kadar kuvvetliydi ki saçları uçuşuyordu. Korkuyla geri kaçmaya çalıştı ama nafile vücudunu asla kontrol edemiyordu. Canavarla bakışırken o kısacık anda düşündü.

Neden? Neden bunlar oluyor bu canavar da neyin nesi? Kötü bir kâbus mu görüyorum? Tüm bu yaşananlar neden benim başıma geldi, herkes ölürken ben neden hayattayım? Gibi sorular aklını kurcalıyordu ve elinden düşünmekten başka hiçbir şey gelmiyordu.

Canavar çirkin sesiyle konuşmaya başladı:

-Ey Mikel, Arten'in gücü sana bahşedilmek için hazır ama bu gücü elde etmenin bir bedeli olmalı. Tüm sevdiklerini bu gücü elde etmek için kaybettin. Kafanda çok fazla soru var biliyorum ama tüm cevaplar senin içinde. Dedi.

Mikel neler olduğunu anlamadı. Arten kim? Bu canavar ne demek istiyor ben hiçbir şey yapmadım ki neden bunlar başıma geliyor. Tüm cevaplar nasıl benim içimde olabilir?

Canavar son sözlerini söyledikten sonra tekrar güçlü bir çığlıkla tüm köyü inletti. Bu son ses hepsinden daha güçlüydü. Arkada kalan kılıç yerde sürüklenerek yaklaşmaya başladı. Kılıç yavaşça sürüklenirken Mikel kılıcın üstündeki sembollere anlam vermeye çalıştı ama hiçbirini daha önce görmemişti. Kılıç canavarın ellerinin arasına geldi. Kılıcı tuttu gökyüzüne kaldırdı. Ucundan gökyüzüne bir ışık huzmesi uzandı bu durum birkaç saniye sürdü ve en sonunda büyük bir ışık gökten canavarın üzerine doğru gelmeye başladı. Işık çarptığında vücudu toz parçalarına ayrışmaya başladı. Tüm vücudu ufak ufak parçalara bölünüyordu. Parçalanma canavarın çenesinden başladı sırayla başı gövdesi bacakları parçalandı ve toza dönüştü. Toz bulutu Mikel'in burnundan içer giriyordu derin bir nefes aldı. Canavar tamamen yok olmuştu. Tüm parçalarını ciğerlerinde hissetti.

Mikel olduğu yerde donakaldı. Bulutlar dağıldı sıcak güneş anlına vurmaya başladı. Bir anda içinde büyük bir güç hissetti. Ellerini hareket ettirmeye çalıştı. Yavaş yavaş vücudu kendi kontrolüne geçiyordu canavar yok olduktan sonra sanki her şey normale dönmüştü fakat tek fark içinde büyük bir güç vardı. İçinde doğan bu güç ciğerlerinden başlayıp tüm vücuduna yayılıyordu başından parmak uçlarına kadar bu gücün etkisini hissediyordu ve bu güçle tüm vücudu yeniden doğuyordu. İçindeki güç gittikçe yükseldi elleriyle kılıcı tuttu normalde kaldıramayacağı kadar ağır bir kılıçtı fakat yukarıya kaldırırken hiç zorlanmadı. Kılıcı göğe kaldırdığında kulaklarında bir ses duydu sanki birisi ona fısıldadı.

Arten, Arten, Arten.

Sesi dinledi birkaç saniye bekledi ve istemsizce bağırarak 3 kez bu ismi tekrarladı. Bir anlık ölen canavarın hayali gözlerinin önüne geldi ve kayboldu. Bütün bu olanlardan bitkin düşen Mikel'in başı dönmeye başladı dünyası dönüyordu bu durum biraz midesini bulandırdı. Ilık bir rüzgar esti uzaklara baktı ve gülümsedi içi huzur dolmuştu. Gözleri kapanmaya başladı ayaklarının bağı çözüldü ve yere düşerken son kez fısıldadı: ARTEN!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ArtenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin